-40- "Ölene Kadar Seninle Olacağım"

1.3K 64 12
                                    

Teni tenimden hiç ayrılsın istemiyordum. Elleri ellerimi hiç bırakmasın hep mutlu olalım istiyordum. Göz yaşlarımı silip gülümsedim. Sevdiğim adam kendine geliyordu, iyileşiyordu.

"Hemşire? Doktor? Kimse yok mu?" diye seslendim. Birkaç beyaz önlüklü insan geldiğinde heyecanla "Parmakları hareket etti, kendine geliyor" dedim. Zaten gözleri de aralanıyordu.

Doktor olduğunu düşündüğüm adam "Sizi dışarı alabilir miyiz hanımefendi?" dediğinde istemeye istemeye de olsa ellerimi Egemen'in ellerinden ayırdım. Geriye doğru bi adım attığımda elleri bana doğru uzandı. Gözlerini açmış gülümsüyordu. İyiydi işte, sevgilim yaşıyordu. Ne kadar şükretsem az, şu an o kadar mutluyum ki. Tekrar ellerini tutup "Egemen? İyi misin?" diye sordum. Başını olumlu anlamda salladı.

Doktor "Hanımefendi lütfen" dediğinde Egemen'e "Hemen dışardayım, iyi olacaksın" deyip yoğun bakımdan çıktım. Ağlayarak girmiştim ama gülerek çıkıyordum.

Geceden beri yoğun bakımda bekleyen Egemen'in annesine yaklaşıp hevesle "Uyandı!" dedim. Bana attığı tokadı bile unutmuştum. Ayağa kalkıp "Ne? İyi mi oğlum? Bir şey dedi mi?" diye sordu. Gülümsemem yüzümden eksik olmuyordu.

"İyiymiş. Daha da iyi olacak" dediğimde kadın Allah'a dua etmeye başladı.

Hemşirenin verdiği yoğun bakım kıyafetlerini çıkarıp tekrar yoğun bakımın önüne geldim ve oturup doktorların çıkmasını beklemeye başladım. Hep iyi olmamız, hep mutlu olmamız için dua etmeye başladım. Aylarca gözümden yaş eksik olmamıştı. Ama artık ağlamak yoktu. Mutlu olacaktık. Beraber olacaktık. Hayallerimi onunla gerçekleştirecektim.

Sakin kalmalı Egemen'i odaya almalarını beklemeliydim. Acaba ne zaman odaya alırlardı? Kendine gelmişti. Durumu daha da kötüleşmezdi diye düşünüyordum ama içimde hala korku vardı. Ayrıldığımız zaman onu kaybedeceğimi düşünmüştüm ama o korku bugün yaşadığım korkunun yanında hiçbir şeymiş. Benden ayrı olsa da hayatta olurdu, nefes alırdı. Ama o can verseydi işte o zaman ben nefes alamazdım. Kavgalar ayrılıklar hepsi boş, bugün bunu anladım.

Egemen'in annesi kalkmış koridorda dönüp dururken "Ne zaman çıkacak doktor? Oğlum iyiydi gerçekten değil mi?" diye sordu. Attığı tokattan sonra yüzüne baktığım için şükretmeliydi.

"Çıkar herhalde birazdan, Egemen iyiydi ve daha iyi olacak" dedim ve kadın dönüp durmaya devam etti. Egemen daha iyi olacaktı, bunu biliyordum.

Doktor yoğun bakımdan çıktığında hemen ayağa kalkıp önüne dikildim.

"Egemen iyi mi?" diye sordum, Egemen'in annesi de hemen yanıma gelmişti.

Doktor, gözlüğünü düzeltip "Artık sakin olabilirsin küçük hanım, hastamız iyi, bir saate odaya alacağız. O zaman görebilirsiniz ama fazla yormayın, dinlenmeye ihtiyacı var" dediğinde bir "Oh" çektim.

Doktora teşekkür edip lavaboya gittim. Altıma etmek üzereydim. Tuvaletten çıkıp aynada kendime baktığımda harap halde görünüyordum. Saçlarımı elimle düzeltip, elimi yüzümü yıkadım. Hala gözlerim dolup duruyordu. Bu kadar sulu göz olmaktan gerçekten bıkmıştım. Egemen iyiydi işte. Artık ağlamak yok Gözde. Yakında Dolunay'ı ağlatacaktım ama ben ağlamayacaktım.

⚫️⚫️⚫️

Egemen'in gözlerinden ağrısı olduğu belliydi. Onu böyle görmek benimde kalbimi ağrıtıyordu.

"Üzülme iyiyim" deyip gülümsedi. Ama acı bi gülümsemeydi bu. Saatlerce uyumuş inleyerek uyanmıştı.

"Ağrın var biliyorum" dedim. Oturduğum koltuktan ona doğru eğilmiş ellerini tutuyordum.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin