-21- Bardak

7.1K 277 24
                                    

Multi : Yaman
Bölüm şarkısı : 27 - Sokak lambası

(Arkadaşlar öncelikle merhaba. İnanın bölümden önce böyle bi paragraf yazmaktan pek hoşlanmıyorum, ama açıklama yapma gereksinimi duydum. Birçok kişi bölümü bitirmedin mi diye mesaj attı. Maalesef telefonumun bataryası bozuktu, o yüzden günde birkaç dakika kullanabiliyordum. E hikayeyi de telefonla yazdığımdan bitirmek bi türlü kısmet olmadı. Ayrıca staj işlerim ve bayram temizliğimde araya kaynadı. En sonunda tamam yazacağım derken bu sefer telefon hiç açılmadı. Dün yeni telefon aldım ve alır almaz ilk işim wattpad indirmek oldu. Anlayacağınız bölümü yeni bitirebildim. Neyse ben susuyım, siz anladınız beni. İyi okumalar)

Sırtım duvara yaslanırken son bi nefes aldım. Ceketimi alıp ne ara bardan çıkmıştık, bilmiyordum. Ama şuanda o ara sokakta öpüşen çiftlerden biri de bizdik.

Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp gülerek "Öpüşmeyi yeni öğrenen ortaokullular gibiyiz" dediğinde bende güldüm ve "Aslında ben yeni öğreniyorum" dedim.

Dudaklarını yalayıp hımladı ve "Evet. İyi gidiyorsun" deyip tekrar öpmeye başladı.

Bir eli belimde diğer eli duvara yaslıydı benimse bir elim ensesine doğru yola çıkıyor diğer elim yanağındaydı. Kalbim güm güm atıyor yerimde duramıyordum. Dudaklarının tadı çok güzel geliyordu. Bu anı kelimelerle anlatamazdım. Sanki... Olmuyordu işte, tarif edemiyordum.

Tekrar dudaklarımdan ayrıldığında merakla yüzüne baktım. Nefes nefese "Sen niye beni daha önce öpmedin?" diye sorduğunda gülümsedim ve omuz silktim.

"Peki sen niye beni daha önce öpmedin?" diye soruya soruyla cevap verdiğimde gülümsedi ve "Hazır değilsin sanıyordum, ama çoktan hazırmışsın" dedi.

Bu beni de gülümsetirken tekrar dudaklarına yapıştım. Ama sonra hemen geri çekildim.

"Çok abartmıyoruz, değil mi?" diye sorduğumda dudak büzüp düşünür gibi yaptı ve sonra cıkladı. Gülümseyerek büzüşmüş dudaklarından öptüğümde o da gülümsedi.

Duvara yaslanıp sevdiğim adamın yüzüne baktım. Benimdi bu adam. Başka kimseyle paylaşamazdım. Onu öyle çok seviyordum ki yaşadığım sürece böyle yoğun bi duyguya kapılmamıştım. Çok şanslıydım be. Onu hiç görmesem monoton hayatım öyle devam ederdi. Ama onun sayesinde yaşadığımı hissetmiştim.
İki elini iki yanımdan duvara yasladığında gülümseyerek gözlerine baktım.

"Bana bakarken ne düşünüyorsun?" diye fısıldadığında "Ne kadar yakışıklı olduğunu" diyerek dalga geçtim. Tamam yakışıklıydı ama düşündüğüm bu değildi.

Kaşlarını kaldırıp "Biliyordum" dediğinde güldüm. Birkaç saniye öylece, konuşmadan birbirimize baktığımızda utanıp başımı yanıma çevirdim. Çenemden tutup beni tekrar kendine çevirdiğinde gülümsemekten yanaklarım acıyacak hale gelmişti. Ama yine de gülümsemeden edemiyordum.

Dayanamayıp kıkırdamaya başladığımda burnumu sıkıp "Ne gülüyorsun?" diye sordu.

Burnumu ondan zorlukla kurtarıp "Hiç" dedim. İyice alışmıştı burnumu çekmeye.

Kaşlarımı çatıp "Burnumla ne zorun var?" diye sorduğumda işaret parmağının ucuyla burnuma vurup "Çok tatlı" dedi. Kaşlarım normal halini alırken kıkırdamaya başladım. İçmediğim halde kafayı bulmuştum.

"Saat kaç?" diye sorduğumda cebinden telefonunu çıkardı ve "Saat kaçmaz ama hadi seni kırmayıp bakalım" dedi.

Başımı olumsuz anlamda sallarken "Senden bunu beklemezdim Egemen" dedim. O nasıl espriydi öyle?

BAĞIMLIWhere stories live. Discover now