-31- Aramızdaki Öğretmen

5K 188 26
                                    

Multi : Gözde
Bölüm şarkısı : Machine Gun Kelly & Camila Cabello - Bad things

"Gözde hadi? Bak kar yağıyor eve gir" diyen Mayıs'ı umursamadan oturmaya devam ettim. Hayır eve gitmeyecektim. Egemen burada olduğumu biliyordu ve beni mutlaka içeri alacaktı. Kapısının önünde donmama izin vermezdi.

Mayıs montunun kollarını ovalayarak "Gözde nolur bak bende dondum" dediğinde "O zaman git" dedim. Yağmurdan sonra kar yağması da ayrı bi şanssızlığımdı. Zaten ıslanmıştım. Neyseki yerler ıslak olduğundan kar tutmazdı.

"Seni burada bırakıp gidemem. Nolur gel bak Yaman'da üzgün" dediğinde 'üzgün olsaydı burada olurdu' diye düşünmeden edemedim. Mayıs'tan başka kimse umursamıyordu beni. Kollarımı birbirine sararak verandada dikilmeye devam ettim. Neyseki üstüm kapalıydı da birazcıkta olsa soğuğu önlüyordu.

"Mayıs bence eve git. Çünkü ben ya Egemen'in yanında olacağım ya burada" dedim. Ciddiydim. Eğer benimle burada kalırsa kendi bilirdi. Donmayı göze alması aptallık olurdu.

Mayıs kaşlarını çatarak bana baktığında ne diyeceğini merak etmiştim ama o bişe demeden bana doğru ilerledi. Kolumdan çekip götürmeye çalışmasını beklerken arkamdaki kapıya yöneldiğinde sertçe arkamı döndüm. Mayıs Egemen'in kapısını yumruklamaya başladığında ağzım aralandı. Ne yapıyordu bu kız? Egemen ona kapıyı açar mıydı sanıyordu?

"Egemen aç kapıyı!" diye bağırdığında kaşlarımı çatıp başımı olumsuz anlamda salladım. Şimdi kesin açardı(!).

"Aç kapıyı! Sen Gözde'yi içeri alana kadar buradan gitmeyeceğim. Bu kız burada donacak, aç şu kapıyı!" diye bağırdı. Sinirden, boynundaki damarlar belirginleşmişti. Birkaç adım atıp kolundan tutarak onu çekiştirmeye başladım ve "Mayıs sus. Git artık" dedim. Ama umursamadan hem kapıyı yumrukluyor hemde zile basıyordu. Hayvan gibiydi de çekemiyordum.

"Aç şu kapıyı. Kırarım yoksa" dediğinde onu bırakıp şaşkınca baktım. Bu kızın bu kadar deli olduğunu bilmiyordum.

Kapı sertçe açıldığında kocaman gözlerle Egemen'e baktım. Açmasını beklemiyordum. Sinirle Mayıs'ın üzerine yürüdüğünde Mayıs'ta korkuyla gerilemişti. Egemen "Defolun kapımın önündem lan defolun! Ne istiyorsunuz benden?!" diye bağırdığında Mayıs "Ben senden bir şey istemiyorum" diye bağırdı. O sırada bi açık kapıya bi Egemen'in sırtına baktım.

Egemen "Defol" diye bağırdığında koşar adımlarla içeri girdim. Sıcak hava vücudumu gevşetirken salona girip kendimi koltuğun üstüne attım. Annesi gelse beni bu evden çıkaramazdı. Dışarıdaki ses kesilirken ikisininde benim içeri girdiğimi anladığını anladım ve nefesimi tuttum. Birazdan Egemen gelecekti. Ama susmamalıydı. Susmamalı bağırmaya devam etmeliydi.

Birkaç saniyeye kalmadan Egemen dış kapıyı çarparak içeri geldi ve karşıma dikildi. Gözlerime bakmayan gözlerine baktım. Yorgun ve sinirli görünüyordu.

"Çık evimden" dediğinde sesi Mayıs'a çıktığı gibi değildi. Halbuki bana daha sinirliydi.

Cevap vermediğimi anladığında sonunda gözlerime bakmıştı. Kalbim teklerken yutkundum. Ayağa kalktım. Nolur Egemen, sarıl. Ben bi gece sensizliğe dayanamazken daha fazlasına nasıl dayanırım? Nolur bırakma beni. Başını sağa doğru eğip gözlerime baktığında gözlerim dolacak gibi oldu. İkimizde acı çekiyorduk işte, neden uzatıyordu? Hatamın farkındaydım. Ama onun beni bırakması daha büyük bi hata olurdu.

Göğsünün inip kalktığını gördüğümde daha fazla dayanabileceğimi sanmıyordum. Birkaç adımda ona doğru koşarken o da iki adım atmıştı. Ortada buluştuğumuzda parmak uçlarımda yükselerek dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Elleri başımın iki yanında yerini bulurken öpüşüme karşılık verdi. Sanki çölde susuz kalmış gibi dudaklarını emerken o da benden farksız değildi. Biz ayrı kalamazdık işte. Anlamalıydı bunu.

BAĞIMLIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin