distance × nalu texting

➳ 0.6

Gökyüzüm: İlk tanışmamız?

Düş-eşim: Partiden mi bahsediyorsun? Sana sıkıcı olduğunu söylemiştim. Ama her zaman severdim, sana bunu sadace bir kere söyledim değil mi? Ben çok içmiştim ama iyiydim.

Gökyüzüm: Sanki seninle hiç yaşlanmıyorum, büyümüyorum. Zamanlar duruyor...

Gökyüzüm: Şimdi gittin ya, birden olgunlaşmış hissediyorum. O çocuksu ergen tavırlarım yok oluyor, yalnız başıma ayakta durmak zorunda kalıyorum. Nereye baksam hatıra, anı... Duramıyorum. Dizlerimin üstüne düşüyorum her seferinde.

Gökyüzüm: Ama seni hatırlayıp kalkıyorum ayağa. Senin o güzel gözlerin geliyor aklıma, devam et diyen bakışların. O kirazlı parlatıcı sürülmüş dudaklarının arasından pes etme sözcüğü çıkıyor.

Düş-eşim: O anıları bir daha görmeyi umuyorum ama bu imkansız, Natsu.

Gökyüzüm: Kytırık bir arabayla yeni bir yere gittin ve hiç aramadın beni.

Düş-eşim: Gerek duymamıştım çünkü?

Gökyüzüm: Biliyorum, bu kalbini kırıyor ama o zamanlarda kabul etmesen de sorumsuzdun. Hep arkanı toplayan biri oluyordu -fark etmesen de-, şimdi de öylesin. Birlikte olunca hiç yaşlanmadığımızı, büyümediğimizi söylemiştim değil mi? Hep çocuktuk. Şimdi ayrıldık, büyümek acı verdi mi?

Düş-eşim: Büyüdüğümü hissedecek kadar duramadım.

Gökyüzüm: Seni özlüyorum, Lucy. Her şeye, tüm olanlara rağmen. Lütfen bana geri dön ve bitsin bu eziyet. Her gün evinin çıkışında saatlerce beklemekten bıktım ben artık. Sana "Luce" demeyi özledim.

Gökyüzüm: Bay Jude ise beni kovmaktan bıktı. Evinizin önünde daha ne kadar beklemem gerekiyor? Aşk buysa, ben çok fena aşığım sana. Tekrar aşığım, her geçen gün daha da aşığım.

Düş-eşim: Beklemesene. Gelmeyeceğim, biliyorsun.

Gökyüzüm: Doğum günün? O partide tanışmıştık ve o parti senin doğum günü partindi. Sadece bir kere buraya gel.

Gökyüzüm: Buraya, yakınıma. Sana tekrar sarılmak için. Öpmek, belki de daha ilerisi için seni tekrar istiyorum.

Düş-eşim: Şansını zorlama...

Düş-eşim: Gökyüzüm?