Gökyüzüm: Sana aynı gün kısa kısa mesajlar atmak da mı işe yaramıyor?
Gökyüzüm: Çok özlüyorum, anlamıyor musun? Çok özlüyorum!
Gökyüzüm: Hani bırakmayacaktın beni? Hani gitmeyecektin? Hani sevecektin beni, her zaman yanımda olacaktın? Benim diğer yarım olmayı kabul etmiştin sen.
Gökyüzüm: Saçlarmı okşayacaktın, hasta olduğumda bana bakacaktın, Happy'i birkikte besleyecektik... Hatta her seferinde sokakta gördüğün, Plue ismini verdiğin köpeği de bahçeli evimize alacaktık? O ölünce ne çok ağlamıştın gerçi...
Gökyüzüm: Ellerin, ellerime kavuşsun. Ellerin, ellerimdeki yaraya merhem olsun. Ellerin sarsın ellerimdeki yaraları.
Gökyüzüm: Kalbin, kalbime ait olsun.
Gökyüzüm: Düş-Eşim, ben sana daha da çok aşık oldum.
Gökyüzüm: İnsan bir kere aşık oluyor Luce'm, sadece bir kere.
Gökyüzüm: Hayatımı çürütme...
Gökyüzüm: Senden sonra bir daha hiçbir kıza aşık olmayacağımı biliyorsun. Lisanna, küçükken en iyi arkadaşım, bıraktı beni senin gibi. İkinizi de asla affetmeyeceğim.
![](https://img.wattpad.com/cover/90870725-288-k371200.jpg)
YOU ARE READING
distance × nalu texting
FanfictionNatsu, pembe rengindeki saçlarından elini geçirirken gülümsedi. "O, gelecek. Bizi asla unutmaz, değil mi Gray? Sence bizsiz çok üzülmüş müdür? Luce'm, geri gelmesine çok az kaldı. Hissediyorum." Çocuğun duygusuz bakışları, arkadaşının zümrüt yeşili...