ÖZÜR DİLERİM -22-

6.7K 417 75
                                    

YENİ BÖLÜMÜ YAZDIKTAN SONRA HEMEN YAYINLAMAK İSTEDİM. KEYİFLİ OKUMALAR :)

Bölümü yazarken dinlediğim şarkı;

Erdal Savaşer'le konuşmam bittiğinde beynim patlayacak kadar doluydu. Şaşkınım ve aynı zamanda ne düşüneceğimi bilemiyorum. Erdal Savaşer'in son söyledikleri beni yaşayan bir cenazeye dönüştürdü. Anlık sorgulama niteliğimi kaybettim. 'Kaybettiğin beş yılın sorumlusu benim.' dediğinde olan oldu. Ama nasıl? Nasıl olabilirdi?

Yeniden konuşabilmek için kendime zaman tanıyorum. O sırada çalışma odasının odundan yapılma geniş kapısı tıktıklanıyor. Gelen kişi Baran... Yüzünde değişik bir ifade var. Suçlu gibi... Yüzüme bakamıyor.

Eski dostumu şu an bu şekilde görmek beni rahatsız ediyor.

''Gel evlat.''diyor Erdal Savaşer. Eliyle karşımdaki sandalyeye oturmasını işaret ediyor. Çocuklarını kaybettikten sonra herkesi evlat benimsemiş. Bu beni tahmin ettiğimden çok daha fazla üzüyor.

Erdal Savaşer bana dönüyor. Hala şaşkın olduğumu görüyor. Köşeli gözlüklerini sıkıntıyla geriye iteliyor. Duyacaklarımın canımı sıkacağı belli.

''Giray'ın beş yıl önce düşmana giderken bıraktığı bellekten haberin var mı bilmiyorum ama içimden bir ses olduğunu söylüyor.''

''Bunun konumuzla ne ilgisi var? Baran neden burada?''

''Gürkan yakalandıktan sonra kimseyle iletişim kuramadan Ahmet tarafından yurtdışına gönderildi. Bıraktığı belleğe Baran ulaştı ve onu doğrudan bana getirdi.''

''Önemli bir kanıttı o. Neden size getirdi? Bundan haberimin olması gerekti.''

''Her yerde düşmanın casusları olduğunu biliyoruz. İmha edilen bir çok kanıtımız oldu geçmişte. Bunların önünü kesmek için depolama alanı işlevi gören kişi benim.''

''Sonuç?''

''Yıllar önce giderken bıraktığı bellekte senin için bırakılmış bir belge vardı.''

Donuyorum. Yıllar önce bana hiçbir açıklama yapmadan öylece gittiğini düşündüğüm adam Giray'dı. Şimdi ise var olduğundan habersiz olduğum bir belge pat diye karşıma çıkmıştı.

''Neden daha önce...''

''Sana yaklaşamadım. Sana kimse yaklaşamadı kızım.''

''Anlayamıyorum.''

''Kimliklerimizi gizlemek zorundaydık. Bu kadar çabanın bu kadar yılın boşa gitmemesi için yapmak zorundaydık.''

''Şimdi ne değişti?''

''Artık tanınsam hatta tanınsak bile önemi yok. Oku yaydan çoktan çıkardım.''

''Dosyanın içinde ne vardı?''

''Biz de bilmiyorduk. Şifreliydi. İki gün önce Giray'la sert geçen bir telefon konuşması yaptığımızı duymuşsundur belki.''

''Uyuyordum, sesine uyandım evet. Size kızıyordu.''

''Kızgınlığının bir sebebi de bu belgeydi. Yıllar önce eline geçmesi gereken, giderken bıraktığı belleğin içindeki 'KARIM'A' dosyası. Affedebilir misin bizi, bilmiyorum kızım.''

Araya giren Baran oldu.

''Eliz çok üzgünüm.''

Sıkıntıyla nefes verdim. Bu kadar önemli ne olabilirdi? Nefesimi ciğerlerimde tuttum. Kalbim kasılıyordu.

ÖZÜR DİLERİM | AFFET BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin