ÖZEL BÖLÜM 4

2.9K 167 25
                                    

SEVGİLİ DOSTLAR BU BÖLÜM EGE'NİN AĞZINDAN.... 

Eliz Günday benim yazdığım en sevdiğim ve değer verdiğim kadın karakterim. Ben ona hayranım. Yazdıkça bu sevgi içimde büyüdü. Harika bir kadın ve hep mutlu olmayı hak ediyor. Hayatında geriye dönüp baktığımda tek bir şey için eksiklik hissedebileceğini düşündüm. Şimdi onu da tamamlama vakti.

Ben bu bölümü yazarken çok eğlendim. Umarım siz de seversiniz. Özel Bölüm 5 son özel bölümümüz olacak. Sevgiler...


Karşımda duran, yan yana dizilmiş, 'hazır ol'da bekleyen ev halkının minik üyelerine baktım. Çok güçlü bir ekip sayılmazdık. Gözüme biraz cılız göründüler.

Parmağını itirazlarıma rağmen inadına ağzına götürüp emen bir adet Efe'miz, fazla bilmiş burnunun dikine gitmeye bayılan bir adet Ece'miz, ayakta durmaya yeni başlamış ikide bir totosunun üstüne düşen minik bebişimiz, oyun derdinde koşan masum Melek'imiz ve yanımda dikilip durum değerlendirmesi yapan inatçı bir Asya'mız vardı. Şimdi bir kez daha düşündüm de imkanı yok bu işin altından kalkamazdık. Akıllılık edip Sedat amcayı çağırdığım iyi olmuştu. Parlak zekamı bir kez daha konuşturmuştum. Bir Asya'ya yaranamıyordum ya neyse.

"Ne düşünüyorsun kara kara? Ne yapacaksak yapalım artık. Vakit geçiyor."diyerek beni dürten Asya yine ve yine cadılık peşindeydi. Bu kızı anlamaya çalışırken devrelerim yanıyor, beyin namına geriye bir şey kalmıyordu bende. Cadıydı işte. Ca-dı! Kavgaya tutuşmamız an meseleseydi. Anneme söz vermiştim. Sabırlı olacaktım.

"Önce çocukları uyutalım. Bahar gelecek."dedim ona yandan bir bakış atarken. Şapkasını çıkartıp saçlarını düzeltti. Tek farkımız uzun turuncu saçlarıydı zaten. Genç kız gibi değil de bir erkek gibi giyiniyordu. Her zaman bol gömlekler ve kot pantolonlar giyerdi. Onu elbise giyerken görmek mucizeydi. Neden böyle bir tarzı olduğunu bilmiyordum ama güzeldi işte. Ona yakışıyordu. Her haliyle güzel ve dikkat çekiciydi.

"Efe benim, Demir senin."

"Kolay lokmayı sen al zoru ben. Oldu mu şimdi bu?"

Kuzey amcamın oğlu Demir uyumamak için elinden gelen her şebekliği yapan bir çocuktu. Onu uyutmak demek iki saatin heba olması demekti. Benim tatlı kardeşim Efe ise oldukça uslu bir çocuktu. Neden ben? Neden Demir?

"Ben uyutuyum kaydeşimi."diyen üçüncü şahıs Melek'imiz konuşmaya dahil olunca ister istemez gülümsemiştim. Kucağında oyuncak bebeğiyle çok şirin görünüyordu. Dolgun yanaklarını iyice şişirmiş, minik dudaklarını öne doğru sarkıtmıştı. Bukleleri omuzlarına hafif hafif dökülüyordu. İki adımda yanına ulaştım ve dizlerimin üstüne çökerek onun boyuna indim. Gerçi hala biraz uzun kalıyordum. Sırıkları kıskandıran uzun boyum sayesinde Melek'in bana ulaşmasına imkan yoktu.

"Sen abine önce bir öpücük ver bakayım."dediğimde tatlı tatlı sırıtan bir Melek vardı karşımda. Dudaklarını bana doğru uzatıp yüzüme yaklaştığında itiraz sesleri Asya'dan gelmişti.

"Hayır Melek! Erkekler dudaktan öpülmez!"

"Ege abi öpülüy!"

Küçük kahkahamı gizlemek kolay olmamıştı. Melek yine kimsecikleri takmamış beni dudağımdan öpmüştü. Asya'nın sinirden köpürdüğünü ona bakmasam bile görebiliyordum. Şu an çıldırıyor olmalıydı. Oh! Beter olsun.

Ece'nin kıskanmaya başladığını gördüğümde onu da yanıma çekmiştim. Melek'i elbette çok seviyordu. Her çocuğun içinde biraz kıskançlık bulunurdu. Ece'yi de yanağından öptüğümde küçük çaplı krizimiz çözülmüştü.

ÖZÜR DİLERİM | AFFET BENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin