Resim Durukan:)
Arabayla bir mekana gittiğimizde buranın bar olduğunu anladım. Ama barın arka kapısından girip başka bir yöne doğru ilerledik. Büyük bir kapıya geldiğimizde öndeki adam kapıyı çaldı. Kapıyı hizmetçi bir kız açtığında gözüm üstündekine kaydı.
Kısacık bir etek. Göğüs dekoltesini belli eden bir üst vardı. Gözlerindeki siyah kalem fazla abartıydı ama seksiydi. Durukan'ı görünce gülümseyerek ona yiyecekmiş gibi baktı. İçeri girerken kızla göz göze geldik. Bizden bir kaç yaş büyük olduğu belli oluyordu. Başımı önüme döndürdüm.
Başka bir kapıya geldiğimizde beni Durukan'ın yanına hızla ittirdiler. İçimden adamlara küftettikten sonra üstümü düzelterek dik durmaya çalıştım. " İkiniz içeri girin." Durukan sakin bir şekilde kapının kolunu kavradı. Yavaşça aşağı indirirken derin bir iç çekti. İçeri girdiğimizde yaşlı bir adam koltukta oturmuş kahvesini yudumluyordu. Gözlerindeki kahveregi tonu ve yüzü birleşince onu daha gaddar gösteriyordu.
Durukan'a bakarken gözleri yavaşça bana kaydı. Kim olduğumu anlamaya çalışır gibi bakıyordu. "Durukan benim yanıma gelmemen canımı sıkıyor. Bir nevi seni ben büyüttüm sayılır. Neden benden kaçıyorsun." Adam gözlerini benden ayırmadan konuşuyordu.
Boğazını hafifçe temizleyip fincanı dudaklarına götürdü. Bir yudum aldığında bu sefer Durukan'a baktı. " Senden para kazanıyorum ama ileride beni bırakmandan korkuyorum. " adamın sesinden çıkarcılık akıyordu. " Neyden bahsettiğimi biliyorsun değil mi?" Adam yavaşça ayağı kalkarken fincanını önündeki masaya koydu.
Bize doğru gelirken Durukan bir adım öne çıktı. Adam onu umrsamadan benim yanıma geldi. Elini kaldırıp yüzümü okşarken " Sen nesin böyle kız mı erkek mi?" Korkuyla yutkundum. Sonra kafamdaki bereye uzanıp hızla çekti. Saçlarım omuzlarıma dökülürken " Hımm sarışınlardan hoşlandığını sanıyordum. Senin için fazla esmer değil mi?" Yaşlı adam Durukan'la eğleniyordu sanki.
Yaşlı adam saçlarımı düzeltirken bacaklarım titremeye başladı. Durukan hızla adamın kolunu yakalayıp aşağı indirdi. " Durukan benimle santranç oynamak ister misin?" Adam Durukan'a gülümsüyordu. Durukan onaylarcasına kafa salladığında ikisi sağımızda duran özel yapılmış santranç masasına geçtiler.
Derin bir nefes verirken yaşlı adam bana göz kırptı. " Onu hiç yenemedim. " dedi bana. Zorla gülümsemeye çalıştım. " Bir sandalye çek bir şey yapmayacağım." Onlar taşları kurarken bende bir sandalye çektim. Adam resmen insanlara gerilim yaratacak türdendi.
Durukan'la santranç oynamaya başladığında Durukan çok hızlı oynuyordu. Yaşlı adam düşünerek daha uzun süre harcıyordu. Durukan onun her taşını yediğinde sinirlendiğini görebiliyordum. " Durukan ne zaman dediğini yapacaksın. Az kaldı değil mi?" Adam bilmece gibi konuşuyordu.
Kalesini üç ileri oynattığında " Bundan emin misin? " diye sordu. Durukan bana kısa bir bakış atıp oynuna devam etti. " Her zamankinden daha sessizsin bu beni korkutuyor. " Durukan'ın sinirlendiğini gördüm.
Yaşlı adamın kalesini yediğinde o taşı alıp hızla duvara çarptı. Yaşlı adam kahkahalarla güldü." Alper'i dövdüğüm için böylesin değil mi? Ama sorun şu ki kızım onu benden daha çok sevdiğini görünce delirecekmiş gibi oluyorum. Seni aramaya geldiğimde güzel bir dayağı hak ediyordu." Şok olmuş bir şekilde yaşlı adama baktığımda yaşlı adam da bana baktı.
" Kızımı gördün değil mi? O adamın yanındaydı. Sonra benim için " O adamı geberteceğim." Dedi. Aslında bu kadar sakin olduğuma bakma. Buradan benim için bir şey yapmadan ayrılmayacaksın küçük kız." Adam sinsice gülümserken korkum iki kat daha arttı. Ne işlere bulaşmıştım böyle.
