13

2.8K 241 71
                                    

Biraz hızlı ilerleyen bir bölüm oldu çünkü sona yaklaşıyoruz ehehehe

15.bölümde bitiyor ;)

"Madde 8: 'Aşk, en güzel anın yaratıcısıdır.

Ve bu anın, tek bir seferle kalabilmesi için elinden geleni yapan canavardır.'"

Defteri kapattıktan sonra bakışlarımı bilgisayardaki roman taslağına çevirdim. Acılarla dolu bir aşk hikayesiydi. Peki yeterli miydi? Sabah uyandığımda yanımda Yoongi yerine kahverengi defteri gören benim hayalkırıklığımı, gitmemesi için yaptığım baskıları ve daha nicesini aşk olarak kucaklıyor mu bu roman?

Hayır. Maddelerin dahi hepsini içermiyor...

Sekmeyi kapatıp yeni bir tanesini açtım. İçime sinmeyen konuyla ilerlemektense risk almayı tercih ederdim. Daha önce denemediğim bir türde yazmak sorun içermiyordu, cesaretle dolmuştum.

Parmaklarımı hızla klavyede gezdirdiğim sırada belime ve omzuma dolanan kollarla irkildim. Kolların sahibini tanıyınca işime geri döndüm. Parmaklarım sanki kelimeler zihnimden uçacakmış gibi hareket ediyordu, fazlasıyla heyecanlıydım.

"Noona, akşam yemeğini yedin mi?"

"E-evet." Aniden ortaya çıkan Jimin yüzünden panikledim, ortaya saçılmış defterleri toplamaya koyuldum. "Hey, buraya girebileceğini kim söyledi?!"

Yerimden kalkarak Jimin'e kapıya kadar eşlik ettim. Eh, kolay olmadı tabii; iterek çıkarmak için fazlasıyla ağırdı.

Geri döndüğümde Yoongi defterimi almış, yazdıklarımı inceliyordu. Defteri almayı düşündüm ancak bunu ondan saklamam doğru olmazdı. Sadece bir gece önce romanın bitmesine az kaldığını söylemişken şimdi konuyu tamamıyla değiştiriyordum. Hatta konuyla yetinmiyor, tür ve yaş kitlesine de değişiklikler yapıyordum.

"Fantastik?"  Kaşlarını kaldırdı. Diğer sayfayı çevirdi, okumaya başladı. "Öncekine göre daha iyi, aktarmaya çalıştıklarımı görebiliyorum."

Gülümsedim. Sesindeki ton memnuniyet doluydu.

Defteri masaya bıraktı. Yanaklarımı elleri arasına aldı, alnıma öpücük kondurdu. İç çekerek kollarına sarıldım. Tüm günün yorgunluğunu atan, güçle dolduran bu hissi seviyordum.

"Başardığını görmek güzel olacak sevgilim."

.

- Üç Hafta Sonra -

"Dışarı çıkıp karla oynamalıyız!"

Jimin'in neşeli sesine karşılık olarak ruhsuzca sağ elimi salladım. Dışarı çıkmak bir yana yan odaya geçebileceğimi bile sanmıyordum, sandalyeye yapışmış olmalıydım.

"Hey, ebeveynlerim!" Jimin  kulaklıklarımı çıkardı. "Birlikte vakit geçirmeliyiz."

"Belki sonra." dedim yorgunluk ve uykusuzluktan kıpkırmızı olan gözlerimi ovalamadan önce. Yoongi ise tek kelime etmeden elindeki dergiyi okumaya geri döndü. Üç haftadır doğru düzgün konuşmuyorduk, arada yanıma gelip dinlenmemi söylemesinin dışında. Ancak duracağımı sanmıyordum. Durmadan not alıyor, yazıyor ve düşünüyordum. Fiziksel olarak bitiktim lakin ruhsal olarak tam tersiydi.

"Sanmıyorum." dedi Jimin yüzündeki sinsi sırıtış eşliğinde. "Bizimkiler buraya geldi. Üzgünüm, size söylemeden davet etmiş olabilirim."

Hepsi mi?!

Yoongi dergiyi kapayıp yanıma geldi. Kolumdan tutarak kapının önüne sürüklemeye başladı.

magic words |m.yoongiWhere stories live. Discover now