BÖLÜM 3 ~ SON ÇIRPINIŞLAR ~

5.5K 138 3
                                    

Bir süre bu şekilde hareket eden minibüsün, patika yollara girdiğini  farkettim sarsıntıdan. Çırpınmaktan yorulan bedenimi doğrultup, camdan sızan ay ışığının aydınlattığı kadar inceledim etrafımı. Havanın kararmış olmasından uzun süredir yolda olduğumuzu anladım.Sanırım şehrin dışına çıkmıştık. Kızlardan bazıları yorgunluktan uyumuş bazıları ise benim gibi etrafı sorguluyordu. Hala bir rüya olmasını dilerken başıma neler gelebileceğinin senaryolarını yazmaya başlamıştım bile. Aninden aklıma annem geldi, bilse ne tepki vereceğini bile kestirmediğim bir annem. Ne harika! Ben zaten annemden umudu kesmiştim ama ya Aytunç, o bana bunu yapmamalıydı ben ona güvenmiştim . Hayat bana hep yakınlarımdan vurmak zorunda mı? Bu sorular kafamda dönmeye devam ederken aracın aniden durmasıyla sarsıldık. Önden birileri indi ardından minibüsün arka kapıları açıldı. Aynı adamları görünce ağzındaki bandın arkasından konuşmaya çalışan kızların sesleri inletti ortalığı. Sanırım 10-15 kişi kadar vardık. Kızları birer çöp poşetinin ucundan tutup sürükler gibi sürüklemeye başladılar tek tek.
Sıra bana geldiğinde adamlardan biri kıyafetimi tutup çekerek karanlık yolda sürüdü bir eve kadar. Ev gecekondudan hallice bir yıkıntı gibiydi etrafıma bakmak için kafamı kaldırdığım sırada adam eliyle kafamı yere doğru bastırarak buna izin vermedi. İçeye doğru girdiğimizde bir odaya dogru gidip, kapıyı açıp, yere yine çöp poşedi gibi fırlatıp, kapıyı kapatıp gitti. Oda aydınlıktı minibüsteki kızların bazıları buradaydı. Oda da eski bir kanepe , yarım yamalak bir perde ve halıdan başka bir şey yoktu. Diğer kızlar da benim gibi doğrulmuş sırtını duvara yaslamış olan biteni anlamaya çalışıyordu. Minibüsteki kızların hepsinin burda olmadığını sayılarından anlayabiliyordum, bu odada sadece 5 kişiydik.
Aradan biraz zaman geçtikten sonra birkaç adam odaya girdi ve öndeki adam
"Birazdan size yiyecek bişeyler getiricem ellerinizi çözücez ve saçma sapan bir harekette bulunmayın zaten burdan kaçışınızda yok kabullenin derim " diyerek odadan çıktı.
Ardından arkasındaki adamlar gelip ellerimizi çözmeye başladılar. Ellerim çözülür çözülmez ağzımdaki bandı çıkardım ardından iplerin morarttığı ellerimi ovalamaya başladım, çok kötü sızlıyordu. Adamlar çıkıp kapıyı kapattılar ardından kızlara dönüp baktım hepsi o kadar korkmuşlardı ki yavru birer kedi gibi köşeye birbirlerine kenetlenmişlerdi. Bu cidden sinirlerimi bozmaya başlamıştı bu kadar da güçsüz olmamalılar.
"Heyy kendinize gelin bu bu kadar kolay olmamalı daha ne döndüğünü bile bilmiyoruz" diye konuştum sinirli çıkan sesimle.
Aralarından sarışın bir kız yorgun çıkan sesiyle.
"Basit adamlara benzemiyorlar baksana ne yapabiliriz ben gerçekten korkuyorum" derken ağlamaya başladı. Bu hali gözlerimi doldursa da güçlü olmam gerektiğini hatırladım ve aklıma gelen fikirle cama doğru gidip dışarıya baktım evin bir avlusu vardı ve kapıda plakasız bir iki siyah lüks araç çarptı gözüme. Evin giriş kapısında bir kaç koruma tipli iri yarı adamlar bekliyordu. Pencereyi demir parmaklıkla kapatmakla kalmayıp çerçevelerini çivilemişlerdi ki bu da bu odadan çıkışın olmadığını gösteriyordu. Kanepeye gidip oturup birinin gelmesini beklemekten başka bir çarem kalmadığında kızları incelemeye başladım az önce konuştuğum sarışın kız yanında yaşça küçük olduğu belli olan bir kızı sahiplenir gibi sarmalıyordu, bu bir annenin yavrusunu sarmalamasını düşürdü aklıma. Böyle şeyler gördüğümde canımın yanması ne kadar bencilce bir düşünce olsada alıkoyamıyordum kendimi. Sadece kısa bir anlığına da olsa keşke ben olsam yerinde diye düşünüp durdum yıllarca..

Kapıda tıkırtılar duyuldu, içeri az önce konuşan adam girdi yarım ekmeklerle dolu tepsiyi yere bırakıp tam gidecekkken ani bir hareketle ayağa kalkıp
"Neden buradayız ? Ne istiyorusunuz bizden ?" diye sesimi yükselttiğimde arkasını dönüp
"Oo aramızda bir yürek yemiş var demek bu da sana boşuna yemek getirdiğim anlamına geliyo" derken eğilip tepsiden bir yarım ekmeği aldı ve tam çıkacakken
"Ayrıca zamanı gelince herşeyi yeterince öğreneceksiniz" diye konuştu sevimsiz bir sırıtışla.
Sinilerimi bozmayı başarmıştı sanırım gözlerimin dolmaya başlaması bunu gösteriyordu.
Saatler geçmeye devam ediyordu odaya gelen giden olmamıştı yorgun bedenim kendini salmaya başlamıştı dönüp kızlara baktığımda birbirlerine sarılmış bir şekilde uyumuş olduklarını gördüm , bende kanepenin arkasına kafamı yaslayarak gözlerimi kapattım .

------------

Birinin beni dürtmesiyle açtım gözümü. Güneş açmıştı çoktan ben nasıl bu kadar derin uyumuştum??
Beni dürten sarışın kız 
"Birileri geldi uyanmalısın " kafamı kaldırıp perdeyi iterek dışarıya baktım farklı arabalar gelmişti kapının önüne ve adamların sayısında bir artış vardı.
Ardından kapı açıldı dünkü adam içeri girip
" evett kızlar veda vakti geldi içinizden biri benimle geliyo ben mi seçsem acaba ?oo piti piti " diye konuşurken dalga geçercesine gülüyordu bir yandan .
"Hadi ama patron böyle emretti senn cesur yürek hayırdır bir suskunlaştın"  
Sinirlendiğimi ve korktuğumu belli etmemek için yüzüne bakmamaya çalıştım.
"Bence cesur yürek güzel seçim hem aptallıklarınla burda uğraşmaya niyetim yok hadi bakalım yaylan gidiyoruz"
"Nereye götüreceksin beni?"
"Sen dersini almadın galiba ben sana güzelce verirdim ama benden daha öğretici kişiler var onlar senin hakkından gelir hadii yürü" diye çekiştirmeye başladı ben göz yaşlarımı kontrol edemezken..

Karanlık GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin