BÖLÜM 7 ~ELVEDA ÖZGÜRLÜK~

4.1K 118 5
                                    

Ertesi gün sabah uyandığım
gibi kalkıp yatağımı toplayıp lavoba da işlerimi hallettikten sonra dün gece edindiğim tecrübe sayesinde odadan çıkmamaya karar kılıp yatağa oturup öylece dışarıyı izlemeye başladım. Biraz zaman geçtikten sonra kapı tıklatıldı ve beraberinde kader hanım elinde tepsiyle içeriye girip
"Kahvaltınızı odanıza getirdim çok önemli birşey olmadığı sürece odanızdan çıkmamanız konusunda tembihlendim ."
Nasıl yani hapis hayatı mı yaşıyacaktım yok artık.
"Çıkmamak derken ne zamana kadar ?"
"Sadece şuan çıkmamanız konusunda emir aldım ne zaman çıkacağınızı bilemem."
Kafamla onayladığımda umursamazca çıkıp gitmişti  muşmula suratlı hayır ne alıp veremediği var benimle onu da anlamadım ki . Her şey o kadar üst üste geliyordu ki  kendimi tutamamıştım artık göz yaşlarım sicim gibi akarken hıçkırıklarımın duyulmaması için kafamı yastığa gömmüştüm. O kadar şeyin üstüne odaya kapatıldığım için değil tüm başıma gelenlerin bir patlamasıydı bu . Durup dururken hayatım bir deprem etkisiyle yerle bir olmuştu. Bir hapsedilmediğim kalmıştı ,çok çaresiz hissediyordum. Kader hanımın getirdiği tepsiye baktım bir şey yemek istemiyordum. Aklıma gelen fikirle az da olsa rahatlamak için kendimi soğuk suyun altına attım . O kadar iyi geliyordu ki kanlı canlı bir varlık olduğumu hatırlatıyordu bana . İyice kendime geldikten sonra giyinip saçımı kuruttuktan sonra akşam olmak üzere olduğunu farkettim . Saat 7 gibi Kader hanım yeniden gelip sabahki tepsiyi alip baska bırakacakken
"Kader hanım bırakmanıza gerek yok yemiyeceğim."
Cevap vermeye tenezzül etmeyip omuz silkerek odadan çıktıktan sonra kendimi yatağa bırakıp derin düşüncelere daldım. Saatler sonra odanın kapısının bir anda açılmasıyla irkilip toparlandım gelen doruktu
"Yarın Burakla işiniz var sabah gelip seni alıcak hazırlıklı ol."
Kafamla onaylarken o takmayıp lafını bitirip çıkmıştı bile bende yatağıma girip uykuya daldım.

------------

Sabah gözümü 8 gibi açmıştım kalkıp banyodaki işlerimi halledip çıktığımda kahvaltı tepsisini görsemde iştahım olmadığından hiç yanaşmamıştım.
Aynada kendime bakıp biraz çeki düzen verdikten sonra odadan çıkıp alt katta salonda beklemeye başlamıştım. Kapı çaldığında kalkıp kapıya doğru yürüdüm Burak kapıda
"Günaydıınnn" diye seslenmesi ufaktan da olsa tebessüm etmemi sağlamıştı müthiş bir enerjisi vardı.
"Günaydın"
"Hadi güzellik seni biraz kaçırayım bugün ." derken göz kırpayı ihmal etmemişti.
Onu takip edip arabaya bindiğimde kemerimi takip etrafi incelemeye başladım. Araba bir binanın garajına girdiğinde bende geldiğimizi anlayıp indim ve Burağı takip etmeye başladım garajın içindeki bir kapıdan geçip duvarları dolap ve dolaplar da klasörler le doluydu .  Ortadaki masaya oturup eliyle oturmamı işaret ettiğinde bende oturdum.
"Bak Güneş bu gördüğün odada ki dosyalarda senin bizzat ilgileneceğin iş adamlarının bilgileri var yani bir nevi bunlar senin ödevin ." diyerek gülümsemişti.
Ben kafamla onaylarken dosyalardan birini alıp önüme koymuştu Semih Tunçer yazan dosyanın kapağını açıp incelerken.
"Oldukça tehlikeli olması dışında tam bir kadın düşkünüdür bizim de tam burda sana ihtiyacımız oluyo."
"Nasıl yani anlamadım."
"Bak adamda bize lazım olan bilgilerin bulunduğu bir bellek var ve sen adamı kadınlığınla kandırıp evine kadar sızıcaksın bu öyle kolay olmayacak ve uzun vadede olacak seni ilk önce adamın şirketinde işe sokucaz sende bu süre zarfıda adamın dikkatini çekiceksin."
"Ya amacımı anlarsa."
"Doruk bu işin tehlikeli olduğundan bahsetmiştir ve üzgünüm ama bu işi yapmaktan başka çarende yok."
Resmen beni yem gibi kullanıyorlardı başıma birşey gelicek olma ihtimali umurlarında bile değildi bu beni korkutmaya ve tek başıma savaştığımı göstermeye başlamıştı.
Gözlerimden akan damlaları elimin tersiyle silip güçlü durmaya çalışırken
"Bu dosyayı yanına al evde incele adamla ilgili bütün bilgiler o dosyada bende yarın gelip tam olarak ne yapacağını anlatıcam."
Kafamı onaylar bir şekilde salladıktan sonra dosyayı elime alıp masadan kalkan burağı takip etmeye başladım. Merdivenlerden çıkıp başka bir odaya girdiğimizde ışıkaları yaktıtan sonra odadın resmen bir cephanelik olması beni bir iki adım geriletirken Burak
"Korkma bunlar seni çalışırken koruyacak o yüzden nasıl kullanman gerektiğini kısaca göstericem gel buraya."
Yanına doğru ilerlerken o eline küçük boyuttaki silahlardan birini alıp
"Bunu kullanman dahay iyi olur saklaman açısından kolaylık sağlar." Kafamı salladıığımda o bana dağru yaklaşıp nasıl kullanmam gerektiğini basitçe gösterdikten sonra.
" Tamamdır burda işimiz bitti hadi gidelim ."
Söyledikleriyle peşine takılmıştım o önümde merdivenlerden inerken bir anda gözlerim kararmış ve ayaklarım beni taşımamıştı elimle duvardan destek almak isterken vücudum kendini boşluğa bırakmıştı.

-------------

Gözlerimi açtığımda sırtımdaki acı ben burdayım der gibi kendini belli ederken
bir hastane odasında olduğumu farkettim sanırım serum takılmıştı ehhh Güneş yemezsen hiçbir sey olacağı buydu diye kendi kendime sızlanırken kapı açıldı içeriye Doruk ve Burak girdi Burak neşeyle
"Heyy uyanmışsın bir an vicdan azabından ölecektim sana birşey oldu diye ."
Söylediklerinin saçmalığıyla onlara belli etmeden gözlerimi devirmiştim ölümün içine bile bile attığız bir kız için endişelenmek ne kadar da ironikkk ! Diye haykırmak istesemde tabiki de ağzımı açmamıştım.
"Aslında vicdandan çok Doruğun yapıcaklarından korkuyordum sonuçta sen ona aitsin."
"Zevzekliği kes Burak."
Ben ona ait bir maldım evet evet kesinlikle resmen bana ne isterse onu yapabilirdi bu çok zoruma gitmeye başlamıştı artık gözlerim dolarken kafamı kaldırıp ilk kez gözlerimi kaçırmadan onun mükemmel gözlerine diktim uzun bakışı ardından gözünü ilk kaçıran o olmuştu.
"Doktor düzgün beslenmeğin için vücudunun zayıf düştüğünü söyledi bir daha işlerimi engelleyecek bu gibi pürüzler çıkardığını görmiyim."
dedi sert ses tonuyla.
"Serumun bittiği gibi çıkıcaz ben aşağıdayım Burak gerisi sende."
odadan çıktıktan sonra Burak

"Öyle taş duvar gibi durduğuna bakma bayıldığını öğrendiğinde hemen geldi ve sana sahip çıkamadığım için ağzıma sıçtı."
dediğinde söylediğine tebessüm ederken
"Malına zarar gelmesi işini aksatabilirdi sonuçta."
derken acı bir şekilde gülmüştüm.

"Ben olsam öyle düşünmezdim benden söylemesi."
diyerek göz kırpmıştı.
Ben söylediklerini anlamaya çalışırken hemşire odaya girip serumumu çıkarttıktan sonra Burağın koluma girmesiyle hastaneden çıktık ve kapıda arabasına yaslanmış elindeki telefonu kurcalayan Doruğu gördüğümde ağzımın suyu akmak üzereydi bu kadar karizmatik olmaz zorundamıydı. Bizi fark edince direk arabaya binip arabayı çalıştırmıştı Burak beni ön koltuğa bindirip kemerimi bağladıktan sonra kapımı kapatıp kendi arabasına binmişti. Yol boyunca sessizliği kimse bozmamıştı arada o yola odaklanmışken yüzünü incelemeye koyulmuştum umarım farketmemiştir ettiyse büyük rezillik.
Eve geldiğimizde ben bir şey söylemeden odama çıkıyordum ki adımı seslenince dönüp ne var der gibi ona baktım .
"Bundan sonra yemeğini burda yiyeceksin yeyip yemediğini bizzat kontrol edicem ."
"Peki dışarı çıkma yasağım kalktı mı ?"
diye sordum.
"Ne saçmalıyorsun ne yasağı."
"Kader hanıma tembihlemişsiniz odadan dışarı çıkmamam gerektiğini ."

Söylediklerimle kader hanımın yüzü düşünce
"Bu ne saçmalık Kader derhal bir açıklama bekliyorum."
Kükrer gibi konuştuğunda ben bile korkarken
"Kötü bir niyetim yoktu siz ayak altında dolaşmasından rahatsız olursunuz diye düşündüm kusura bakmayın doruk bey."
Kadere bak sennn  bir anda minnoş kedicik oldu şuna bak ya bana ahkam keserken hiç böyle değil pis kenafir gözlü nolcak ohh canıma değsin.

"Buna ben karar veririm bir daha işlerime burnunu sokma uyarmam!"
Konuşmanın bittiğini anladığımda odama doğru yol alıp kendimi yatağa hafifçe bırakmıştım.
Odamın kapısının açılmasıyla yerimden sıçradım kader gereksizi gelmiş
"Sen kendini ne sanıyosun he beni ispiyonlamak ne bu eve neden geldiğimi bilmediğini mi sanıyosun kendini doruğa yamamaya kalkma onun senin gibi fahişelerle işi olmaz anladınmı."
Duyduklarımla artık sesimin çıkması gerektiğini farkedip üstüne atmıştım kendimi
"Ne diyorsun sen  beee "
Diyerek saçlarını elime dolamıştım ki kapıda şaşkın ve bir o kadar da bize bakan doruğu görmemle durmam bir olmuştu kader hemen kedicik haline bürünüp
"Güneş kızım napıyorsun tamam artık sana hanım dicem özür dilerim."
Ne ne nee ne saçmalıyordu bu kadın gelde açıkla şimdi
"Yemin ederim yalan söylüyo bana gell-"
"Yeter kess şu aranızdakine bir son verin sizden daha önemli işlerim var."
Diyerek odadan çıkıp gitmişti kader pisliğide aynı şekilde üstünü başını düzeltip odadan çıkmıştı bu kadından çekiceğim vardı.
---------
Akşma yemeği için aşağı inip masaya oturdum önüme koyulanları bitirdiğim için kalkacağım sırada
"Sırtın nasıl ?"
Beni mi merak etmişti o

"Daha iyi teşekkür ederim"

"İyi burağın sana verdiği dosyayı incelemeye başla yarından sonra o adamın yanında çalışmaya başlayacaksın pürüz istemiyorum."

Kafamı sallayıp odama döndüm ve yargunlukla derin bir uykuya daldım.

Karanlık GüneşWhere stories live. Discover now