Chapter 5

416 39 8
                                    

History 

"Yakalarsam öldün dememiş miydim lan sana! Yürü!" Saçlarımdan arabasına doğru çekiştirmeye başladı.

"Bıraksana beni!!!" Ayaklarımda kalkacak gücü bulamadığım için kelimenin tam anlamıyla sürükleniyordum.

"Göstereceğim sana bırakmayı, sen görürsün lan!" Arabaya ulaştığımızda kulağımı ipeksi ama sert bir ses doldurdu.

"KIZ SANA ONU BIRAKMANI SÖYLEDİ!"

Joseph beni adeta patates çuvalı gibi yere attıktan sonra, karanlıkta yüzünü göremediğim ama kim olduğunu tahmin ettiğim kişinin yanına yürüdü. 

"Kimsin lan sen?!" Sesinin güçlü çıkmasını sağlamak için kendini zorladığını anlayabiliyordum.

Arabanın farlarından yüzünün aydınlandığını gördüğümde kalp atışlarım hızlandı. Biz kavga etmiştik ama Zayn geri gelmişti. Benim için geri gelmişti! Barışmaya belki de.. Ama onun bu işlere bulaşmasını istemiyordum.

"Sen ilgilendirmez kim olduğum! Kızı bırak ve yaylan!" Zayn, kötü çocuk olmaya başlıyordu sanırım.

Joseph benim varlığımı bile unutmuş Zayn'e doğru yürüyordu. Tam vurmak için yumruğunu salladığında Zayn ani bir hamleyle bileğini Joseph'in arkasına doğru kıvırdı. Konuşurken tısladığını duyabiliyordum.

"Artistliğin bana sökmez! Şimdi lanet olası arabana bin ve bir daha bu kızın yanına yaklaşma!" 

Joseph bana doğru tökezleyerek gelmeye başladı. Yanıma ulaştığında kulağıma doğru fısıldadı.

"Bu burda bitmedi Kimberly Mathers. Seninle daha sonra görüşeceğiz." Omzuma çarpıp ilerlerken başım istemsiz olarak ona çevrildi, yaptığı hareketleri izlemeye başladı.

Araba motorunun sesini duyduğumda kendime geldim, geri geri gidip arabanın altında kalmamak için kenara geçmeye çalıştım. İki adım gitmiştim ki sırtım duvara çarptı. Önümü döndüğümde bunun bir duvar değil, kaslı bir adet Zayn olduğunu gördüm. 

"T-teşekkür ederim." Beraber eve doğru yürümeye başladık.

"Lafı bile olmaz." Gülümseyerek yüzüne baktım, Tanrım gözlerinin rengi beni büyülemişti! Daha önce de karanlıkta görmüştüm onu ama bu sefer farklıydı, nedenini bilmiyordum fakat ona kendimi yakın hissediyordum.

Kapının önüne geldiğimizde kapıyı açıp içeri girdim, daha sonra kapının önünde bekleyen Zayn'i içeri davet ettim. Salona doğru yürürken arkamdan geliyordu.

"Özür dilerim."

Duyduğum söz karşısında arkamı döndüm.

"Ne için?" Ellerini ceplerine sıkıştırdı, öne doğru eğilerek cevapladı.

"Bugün, aniden evden çıktığım için. Sinirlenmiştim." Başımı hafifçe sallayıp kendimi kanepeye bıraktım. O da beni taklit ederek karşımdaki kanepeye oturdu.

"Ben de özür dilerim." Ellerimi kucağımda birleştirip oynamaya başladım.

"Ne için?" Başımı kaldırıp baktığımda gülümsüyordu, karşılık vermeden edemedim.

"Şey.. bugün yani hani mutfakta.."  Ne güzel de kekeliyorum öyle.

"Anladım tamam, önemli değil." Gülümseyip yanıma oturdu. Konuşmak için ağzımı araladığımda kısık sesi, konuşmamı engelledi.

"Eee güzellik, bugün nerde kalmıştık?" Sırtımı kanepeye dayarken vücudumu ona doğru çevirip cevapladım.

"Tarih dersinde?" Gözlerini kısarak gülümsediğinde göz kenarlarında oluşan kırışıklıkların bile ne kadar mükemmel olduğunu düşündüm.

Deep BreathWhere stories live. Discover now