Chapter 6

471 43 34
                                    

 Jay Jay

Ağustos 2000 -  Bradford

Bradford'daki bahçemizde bulunan salıncaklarından birine oyuncak bebeğimle birlikte oturmuş, yeşilliklere bakıyordum. Birden elimdeki bebek kaybolmuştu. Etrafıma baktım, bağırmaya başladım.

"Hayır! Bebeğimi geri ver!" Ellerimden alınan bebeğim yüzünden gözlerim dolmuştu. Koşarak bahçeden salona gidip annemin kucağına attım kendimi.

"Anne! Anne! Javadd'a söyler misin, bebeğimi geri versin!" Annem saçlarımı okşarken kesik kesik nefesler alıp hıçkırıyordum.

"Javadd! Bebeği hemen Kimberly'e geri ver! Görmüyor musun ağlıyor!" Trisha Teyze, annemden önce konuşmuştu. Javadd istemeyerek de olsa bebeği bana uzattı.

"Al bakalım Kimberly." Gülümsedi, ben de buna karşılık yanağına öpücük kondurdum.

"Teşekkürler Jay Jay!" Kıkırdayarak bahçeye tekrar çıktım.

"Heyyy! Jay Jay de ne demek oluyor!"

Salıncaklara tekrar otururken tek elimle bebeğimi iyice kavrayıp diğer elimle de salıncağın zincirini tuttum.

"Senin yeni takma ismin!" Javadd diğer salıncağa geçerken homurdanmasını duydum.

"Ben de sana bulacağım! Ama zamanı geldiğinde!" 

Başımı çevirip yüzüne baktım.

"Anlamadım Jay Jay?" gülerek kendi salıncağından uzanıp saçlarımla oynadı.

"Öğrenirsin ilerde Kimberly." Elimi kaldırıp saçlarımla oynayan ellerini ittirdim.

"Bıraksana ya saçlarımı." 

"Ne mızmızsın Kimberly! Of!" Söylene söylene içeri gitti. Ben de salıncakta sallanırken birden aklıma gelen saçma tekerlemeyi söylemeye başladım.

"What a pity 

For a kity

To live in a city"

Aralık 2000 - Bradford

Odama son kez bakıp annemin yanına indim. Merdivenlerden indiğimde o da kalan birkaç eşyayı topluyordu. Sessizce yanına gidip taburenin üstüne oturdum, ayaklarımı sallayarak konuşmaya başladım. 

"Anne, biz taşınıyoruz ya hani, nereye gidiyoruz?" Uğraştığı işten başını kaldırıp bana gülümsedi.

"Tatlım, burdan çok uzaklara gidiyoruz, başka şehre. İsmi de Londra." Sevimlice başımı salladıktan sonra ağzımı araladım.

"Kreşte Londra'dan bahsetmişlerdi annecim. Kocaman ışıklar varmış, bir de göl. Oraya gidince, görmeye gideceğiz değil mi?" Annem kıkırdayarak cevapladı.

"Canım o göl değil, nehir ve tabiiki de gideceğiz." Bana elini uzattıktan sonra kapıyı açıp dışarı çıktık, biraz ilerde Javadd'ı gördüm.

"Annecim, burdan ayrılmadan biraz Jay Jay'in yanına gidebilir miyim?" Annem olumlu anlamda başını sallayınca ona doğru koştum.

"Hey Jay Jay!!" 

Yerde uğraştığı şeyden başını kaldırıp bana baktı. Yanına ulaştığımda ellerimi dizlerime dayayıp hızlıca nefes alıp verdim. Sonra da yere, onun oturduğu yerin yanına oturdum.

"Jay Jay, biz taşınıyoruz. Taa Londra'ya gidecekmişiz biliyor musun? Nehir de varmış. Sen de bizimle gelsene." Yüzüme anlamsızca bakıyordu.

"Taşınacağınızı biliyorum, annem söylemişti. Ama malesef ben gelemem." Dizlerini kıvırarak otururken kollarını da dizlerine uzatıp toprakla uğraşmaya başladı.

"Neden kiii?" Son heceyi uzatarak söylediğimde dudaklarını büktü.

"Çünkü biz burda yaşıyoruz Kimberly. Bak gitmeden sana bir hediye yaptım." 

Duyduklarımdan sonra sevinçle ellerimi çırpıp ayağa kalktım.

"Ne yaptın!!!?" İyice yanına sokuldum. Eliyle, az önce kapımızın önünde uğraştığı toprağı gösterdi.

"Sen okuma yazma bilmiyorsun henüz, o yüzden ben söylüyorum, bak burda ikimizin baş harfleri yazıyor.  Şemsiye gibi olan benim baş harfim yani J, diğer anlamsız, hiçbir şekle benzemeyen de senin baş harfin yani K." Gülümseyerek koluna yapıştım.

"Çok şiriiin! Peki bizim isimlerimizin baş harfleri neden aynı kalbin içinde yazıyor Jay Jay?" Yerden kalkarak elimden tutup benim de kalkmama yardım etti.

"Çünkü ben seni seviyorum Kimberly." Kahkaha attım.

"Biz daha çocuğuz seni şapşal." Kıkırdamama devam ederken konuştu.

"Evet ama büyüyünce sevgilim olacaksın benim." Tek gözümü kapatarak gözlerine baktım.

"Ama taşınıyoruz Javadd. Bir daha birbirimizi göremeyeceğiz." Üzülerek kollarımı açtım ve boynuna sarıldım.

"Biliyorum Kimberly, ben büyüyünce yanına geleceğim. Beni bekle olur mu?" Boynundan yavaşça ayrılırken  başımı 'tamam' anlamında salladım. 

Arkamı dönüp hıçkırarak ağlamaya başladım. Eve doğru gidecekken beni durdurdu. Tekrar boynuna sarılıp orda ağlamama devam ettim.

"Javadd ben seni çok özlerim ama." Elini saçlarıma getirip bir süre orada oyalanırken konuştu.

"Ben de seni özleyeceğim Kimberly, bir gün mutlaka buluşacağız, inan bana." Ondan uzaklaşıp gözlerine bakarken başımı salladım, gülümsedim. 

Tam içeri gidecekken çocuk cesaretiyle dudağına küçük bir öpücük kondurup koşarak eve girdim.

Annem, Trisha Teyze'yi de eve getirmişti. 

"Tatlım gidiyorsunuz  gel sana kocaman sarılayım." Koşarak kucağına atladım.

"Seni özleyeceğim Trisha Teyze" Beni havada döndürdükten sonra tekrar yere, annemin yanına bıraktı.

"Ben de seni özleyeceğim küçük Kimberly.." 

Annem de Trisha Teyze'ye sarıldıktan sonra Javadd kapıda belirdi.

"Oğlum hadi gel, Kimberly'e sarıl." Hızlı adımlarla yanıma geldiğinde yanaklarım kızardı, az önce olanlardan sonra tekrar gelmez sanıyordum. Ben daha bir şey diyemeden kollarını bana sardı. Sessizce konuştu.

"Az önce yaptığın şey çok şirindi." Başımı omzuna gömüp utancımı gizlemeye çalıştım.

"Ne kadar da şirinler! Tanrım!" Annemin sesini duyunca kıkırdadım. Javadd annesinin yanına gittiğinde  ben de annemin yanına gittim. 

Onlar kapıdan çıkarken Javadd arkasını dönüp bana el salladığında ben de elimi kaldırıp ona son kez elimi salladım. Annem saati kontrol ettiğinde dikkatimi dağıttığı için anneme baktım. Bakışlarımı tekrar kapıya çevirdiğimde Javadd çoktan gitmişti...

Selam arkadaşlar! Bölüm sanki biraz erken geldi değil mi??? Umarım hoşunuza gitmiştir. Multimedyaya bakmayı unutmayın! İyi okumalar <3

Deep BreathWhere stories live. Discover now