2 Temmuz 1998

7 0 0
                                    


Şimal'in anlatımından

  Her zaman ki gibi gitmek istemiştim. Daha doğrusu gitmekten vazgeçmiştim ama hala içimde gitme hayali vardı. Ve vazgeçtiğim gün gidiyordum. Acaba beni yaşatırlar mı acaba ben tekrardan hayata geri gelir miyim? Veya tekrardan ölmek istemem hala devam eder mi? Ya yaşamazsam işte o an bu dertler biter eğer ölürsem bu acılar diner. İçimde sakladığım onca caresizlik biter mi ? Bugünde bunları düşünmüştüm uyuyordum. Hayır hayır rüyada değil, komadaydım. Hatırlıyor musunuz bana araba çarpmıştı. Hehh işte o yüzden her şeyi duyabiliyordum doktorların gelişini gidişini hemşirelerin bana acıyarak baktığını ve konuştuğunu her şeyi görüyor duyuyordum ama hastane görevlileri gelip gidiyordu sadece ve onlar soruyordu birbirlerine "hiç ailesi yok mu neden kimse gelmiyor kimse bu kız için üzülmüyor mu?" canım yanmıştı. Uyuyordum ama duyuyordum her şeyi o lafı dedikten sonra yaşlar döküldü yanaklarımdan süzüldü. Ağlıyordum bunu hissediyordum. Bunu hemşire görmüştü. Hemen koşarak doktoru cağırdı 5 dakika sonra geri geldiler doktorla beraber

"gözlerinden yaşlar geldi gördüm oğuz bey "

" bu her hastada olabilir ama bu hem ağlamak hem de istemsizce gelen yaşlar olabilir bir takım testlerden geçirelim bilinçi açıksa hastayı uyandıracağız. " ben sizi duyabiliyorum. Ama onlar bunları bilmiyordu. İğne gibi bir şey yaptılar sonra herkes gitti. Bir dakika biri vardı. Biri yüzüme eğildi. Nefesini duyabiliyorum hissedebiliyordum.

" hadi artık uyan " bu ses.. Bu ses kimdi. O şokun etkisiyle kalbim hızlıca atmaya başladı ve yanımda tuhaf bir alet dıtdıtdıt alarm gibi bir şeydi. Hemen doktor gelmişti hemşireler filan göğsümü açtılar ve kalbime bir basınc uyguladılar adını bilmediğim bir şeydi. Makine sesi hala dıtdıtdıt hızlı hızlı ses cıkarıyordu. Sonra yine o ses

"uyan artık sen buraya ait değilsin. Uyan güzellik seni buradan hep seveceğim uyan" makine sesi susmuştu. Doktor

"daha yüksek 300 vazgeçmeyiz bu hastayı yaşatacağız. " yine o ses

" hadi uyan artık " ben konuştum o sıra ona ses verdim ama hala uyuyordum.

" sen kimsin? "

" duman " adını duyunca nefes almakta zorlanır bir şekilde uyanmıştım tekrardan o makine yavaş yavaş dıt dıt yapıyordu kalbim düzelmişti gözlerimi açmıştım. Evet hayata geri dönmüştüm. Sonra ise kriz geçirdim.

" bırakın beni duman oradaydı onu gördüm o yaşıyordu onu gördüm bırakın beni lütfen bırakın duman gitme lütfen gitmee" ağlıyordum evet onun yaşadığına inanmıştım. O sırada bana sakinleştirici yaptılar. Ve ben baya sakinleşmiştim hemşireler cıkmıştı sadece doktor kalmıştı.

"iyi misiniz?  "

" adınız ne hatırlıyor musunuz? " eski sessizliğime geri dönmüştüm. Yüzüne tuhaf tuhaf bakıyordum. O hala cevap almayı bekliyordu.

" adınız ne size ne oldu hatırlamıyor musunuz? " sonra cevap alamayacağını anlayınca gitmişti.

  Bu his anlatılamayacak kadar kötüydü ben ölmüştüm sanki ama hayattaydım. Gerçekten o bir hayal mi ? Ya da yoksa gerçekten varmıydı yaşıyor mu? Duman yaşıyor mu? Hayır bu aptalca o öldü uçurumdan atladı ve öldü. Ağlıyordum sakinleştirici yaptıkları için sakindim ama sadece gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Ben neye inanayım söyleyin bana ben neye inanayım.

  İşte geliyor o doktor. Benim öylece hareketsiz görünce hızlıca geldi.

"iyi misiniz?" telaşlıydı. Ona baktım.

"acıları olan ve acılarla büyüyen bir kıza mı bunu soruyorsunuz" yavaşça doğruldum.

"iyi miyim? Hımmm acaba iyi miyim? Değilim bana ne oldu tam ölmekten vazgeçtim tam kendimi öldürmekten vazgeçince lanet olası bir araba carpıyor ve eski yaşadıklarımı hatırlıyorum ve tekrar ölmek istiyorum şurdaki cihazın kablosunu ceksem ölür müyüm? Ya bana yardım edin beni öldürün. " o beni dikkatlice dinliyordu koltuğu yanıma çekti ve oturdu beni dinliyordu sessizce.

" ben ölüyorum ölmek istediğim için Diyarbakır'a gittim ve insanlar benim yüzümden öldü bomba patladı otobüste çocuklar çocukların hayatlarını kurtarmak için tekrar İstanbul'a dönüyorduk ve lanet olası otobüs patladı çocuklar öldü. Ben hala hayattaydım babamın bir terörist olduğunu öğrendim ve onun yaşadığı yeri bombaladım. Ben insan öldürdüm ve sonunda ne mi oldu intikam için herkesi meydana çağırdılar sırf ben gitmiyorum diye bütün insanları yaktılar gözlerimin önünde onların ölümünü seyrettim hadi söyle şimdi ben kimim ben neden hala hayattaydım ve sonra o intikam almak isteyen kişiyi vurdum canım yandığı kadar kurşun sıktım delik deşik oldu. Beni seviyordu o beni öldüremedi ama ben onu öldürmeye çalıştım şuan ne yapıyor bilmiyorum hapishanededir. Ve ben yine ölmedim tam ölmekten vazgectiğimde de araba çarptı ama bak hala hayattayım. "hem ağlayıp gülüyordum ama o bir şey demiyordu. Ona baktım bir şey demesini bekler gibi o sonra

" ne acısı yaşadın acıların ne, acıların en büyüğü ne bu acı nedir ki bu kadar çok ölmek istiyorsun. " kalbim yerinden sökülmüş gibiydi. Ve ben nefes alamıyorum. O anı hatırladım o ölmek istediğim acıyı hatırladım kalbime bir hançer gibi saplandı ve ben toparlandım.

" en büyük acım 9 yaşındayken..... "ağlıyordum cığlık ata ata ağlıyordum kriz geçiyordum yine çünkü bunu kimseye anlatmamıştım ve ilk defa ben yapamayacağım.

" sakin olun lütfen " ben ağlıyordum cığlık ata ata ve bağırarak şunları diyordum

" ben dokuz yaşındayken, ben dokuz yaşınday.. Benn dokuz yaşın..... Bir pislik yüzünden bir cani yüzünden bir insan dışı varlık yüzden bir ben yapamayacağım. Ben ölmek istiyorum benn ölmek istiyorum yeter artık beni öldür. Öldür beni" o bana iğne yapmıştı ve ben durulmuştum tekrar ona baktım. Ağlıyordum hala

"bana biri zorla sahip oldu ve beni öldürecekken kaçtım ben onu öldürdüm inanabiliyor musun ben 9 yaşındayken birini öldürdüm hala aklımda hala gözümün önünde her şey ve ben bunları ilk defa birine anlatıyorum ilk defa bir acımı anlattım en büyüğünü ben bu acıyla yaşadım. Allah belasını versin yattığı yerde rahat uyumasın zaten o andan beridir ben konuşmadım sessiz bir şimal olmuştum hep ağlıyordum hep sessizdim kimse içimdeki düşüncelerimi ve yaşadıklarımı bilmiyordu ben gir gide ölüyordum. "o oturdu yere çöktü kafasını elime koydu ve ağlamaya başladı.

ACILAR VAR İÇİMDEWhere stories live. Discover now