I Know You Want Me

8.4K 268 22
                                    

Hikayeyi yayınlamak için tek bir okuyucu istediğimde yanımda olan @geniscedilonderler'e teşekkür ediyorum. Sen olmasaydın asla bu hikayeyi yayınlamazdım. Umarım beğenirsin. 

"Bilmiyorum Doniya. Bence gelmesem daha iyi olur. Size rahatsızlık vermek istemiyorum," dedim utançla. Doniya benim üniversiteden en yakın arkadaşımdı. Ne kadar benden üç yaş büyük olsa da her zaman benim yanımda olmuştu. Aslında bunun en büyük etkenleri arasında; üniversiteye başladığım ilk hafta beş kız tarafından dövülmek üzere olduğumda Doniya'nın gelip beni kurtarması yer alıyordu. O günden sonra en yakın arkadaşım olmuştu.

"Saçmalıyorsun Seb! Tam olarak evimin kapısının önündeyiz ve sen bana 'gelmiyorum' diyorsun. Seni şuracıkta boğmak istiyorum," dedi gözlerini kısarak. Tam olarak yarım saattir evlerinin önünde dikiliyorduk. Ailemin yeni yılda burada olmayacağını ve benim yeni yılı tek başıma geçireceğimi öğrendikten sonra beni evine- fazlasıyla ısrar ederek- davet etmişti. Ben de ısrarlarına dayanamayıp kabul etmiştim ama şimdi fikrim değişmişti. Doniya ve ailesinin olduğu bir evde yeni yılı kutlamak beni fazlasıyla geriyordu. Daha önce hiçbir arkadaşımın evinde yeni yılı kutlamamıştım. Benim gibi biri için gayet normal bir şeydi.

Doniya bana bıkkın bir bakış attı. "Geliyor musun, gelmiyor musun? Saatlerdir soğukta bekliyoruz ve birazdan kardan adam olacağız."

"Teknik olarak yarım saattir bekliyoruz ve kar kaplansak bile kardan kadın oluruz," dedim bilmiş bir şekilde. Doniya gürültülü bir şekilde ofladı. Ardından kolumu tuttu ve beni eve doğru sürüklemeye başladı. Kolumu ellerinden kurtarmaya çalışıyordum ama benden daha güçlüydü.

Sonunda evin kapısının önüne geldik ve kaçmama fırsat vermeden zili çaldı. Ben kaçış planları yaparken kapı açıldı ve kapının arkasından çok güzel bir kadın çıkıp bizi karşıladı. Kaçış yolları aramayı bıraktım ve kaderime razı geldim.

Kadın bize sıcak bir gülümseme yolladı ve kapıyı geçebilmemiz için araladı. "Hoş geldiniz, içeri geçsenize."

Doniya beni kolumdan tuttuğu gibi içeri soktu ve içerideki sıcak hava yüzüme çarptı. Ani sıcaklığın verdiği şokla bir an duraksadım. Ta ki Doniya'nın sesini duyana kadar. "Anne, bu Sebastian. Karşında gördüğün de benim annem Trisha, Seb."

Gözlerimi büyüttüm. Trisha sadece otuzlarında gösteriyordu. Mükemmel bir yüzü vardı. Harika gözlerini de geçemezdik. Yirmili kızlara taş çıkartırdı. Doniya'nın söylediğine göre de dört kardeştiler ve karşımdaki kadının hiç dört çocuk doğurmuş havası yoktu. Ne yalan söyleyeyim, Doniya'nın annesinin böyle biri olacağını hiç tahmin edemezdim.

"Vay canına. Siz çok gençsiniz," dedim. Sesimdeki şaşkınlığı gizlemek için hiçbir çaba harcamamıştım. Trisha'nın gülümsemesi büyüdü. "Çok teşekkür ederim Sebastian. Ayrıca resmiyetten hiç hoşlanmam. Bana Trisha de lütfen."

Kafamı salladığımda Trisha hâlâ kapamamış olduğu kapıyı kapattı. Doniya ise beni tekrar sürüklemeyerek salon olduğunu düşündüğüm yere götürdü ve beni yumuşak koltukların tekine doğru attı. Ben de boş bulunarak koltuğa düştüm.

Doniya yanıma oturdu ve kulağıma 'yalaka' diye fısıldadı. Ama ben o sırada salonu incelemekle meşguldüm.

Salonun tam köşesine büyük bir yılbaşı ağacı konulmuş ve güzelce süslenmişti. Salonun büyük bölümünü de zaten süsler oluşturuyordu. Yılbaşı ağacının arkasında dışarıya bakan büyük bir cam vardı ve dışarıdaki soğuk yüzünden buharlaşmıştı. Başka bir köşede bir televizyon ve yanında ise CD çalar vardı. CD çalardan yavaş ve hoş bir müzik yükseliyordu.

Tam şarkıya kendimi kaptırmışken sol tarafımdaki merdivenlerden ayak sesleri duydum. Kafamı o tarafa çevirdiğimde, on yaşlarında gösteren bir kızın kahverengi saçlarını sallayıp koşarak merdivenlerden indiğini gördüm. Ardından, öndeki kızdan birkaç yaş büyük olan kız görüş alanıma girdi. Biraz zaman geçtikten sonra arkadakinin öndekini kovaladığını anlayabilmiştim. Tahminlerime göre küçük olan Safaa, büyük olan ise Waliyha'ydı.

Safaa arkasında tuttuğu bir şeyi Waliyha'dan saklıyordu. Waliyha gözlerini kıstı ve kardeşine korkutucu bir bakış attı. "Eğer o mektubu bana vermezsen senin mavi gözlerini oyarım Safaa."

Safaa kafasını olumsuz bir şekilde salladı. Waliyha mektubu almak için bir hamle yaptığında Safaa geri kaçtı. Waliyha daha çok sinirlenmişe benziyordu. Safaa koşarak bize doğru geldi ve Doniya'ya sarıldı. "Abla, Waliyha'nın bir sevgilisi var ve çok kötü bir çocuk. Ona mektup yazmış ve buluşmak istemiş. İzin vermeyin."

Waliyha "Seni küçük şeytan!" diye cırladı ve Safaa'ya doğru koştu. O sırada Doniya olaya müdahale ederek ayağa kalktı. "Yeter! Çocukça davranmaktan vazgeçin."

Safaa'ya baktı ve emredici bir tonda konuştu. "Hemen ablana mektubunu geri ver."

Safaa itiraz edecek oldu ama Doniya buna izin vermeden ona kötü bir bakış attı ve Safaa mektubu Waliyha'ya uzattı. Waliyha tatmin olmuş bir şekilde sırıttı. Doniya bakışlarını bana çevirdi. "Şimdi yılbaşı için getirdiğim misafirimiz ile tanışın," diyerek beni işaret etti. "Bu Sebastian."

Doniya'nın devam etmesine izin vermeden ayağa kalktım ve "Waliyha ve Safaa," diyerek ikisini işaret ettim. Safaa buruk bir gülümsemeyle bana baktı. "Sebastian erkek adı değil mi?"

"Öyle," dedim onaylayarak. "Anne ve babam benim erkek olacağımı düşünmüşler ve doğmadan önce adımı belirlemişler. Doğduktan sonra da değiştirmek istememişler."

Waliyha bana, kardeşine attığı kötü bakışa benzeyen bir bakış attı. "Yerinde bir karar. Zaten erkeğe benziyorsun. Tipin çok uygun."

Dudağımı büzdüm. Doniya ise "Odana çık Waliyha!" diye bağırdı. Onu durdurdum. "Sorun değil Doni. Waliyha haklı."

Waliyha hızla merdivenlere yöneldi ve ortadan kayboldu. Ben de koltuğa tekrar gömüldüm. Doniya da her zamanki gibi beni teselli etmeye çalışıyordu. Üzülmemiştim oysa. Her zaman erkek gibi takılmayı seven bir kız olmuştum. Saçımı toplamış, pantolonlar giyinmiş, makyaja elini sürmemiş ve erkeklerin yaptığı şeyleri yapmıştım.

Safaa hemen önümde durup mavi gözlerini üzerime dikti. "Sen çok güzelsin. Sadece bunu açığa çıkarmıyorsun Sebastian. Waliyha'ya aldırma."

Safaa'ya sarıldım. Bu kıza hemen kanım kaynamıştı. O da bana sarıldığında kendimi gerçekten iyi hissettim. Doniya'nın sırıttığından emindim. İşte o sırada melodik bir ses kulaklarımda çınladı. "Ben geldim, bayanlar!"

Hepimizin bakışları sesin geldiği yöne çevrildi. Duvara yaslanmış ve Trisha'ya sarılan adama baktım. Ailenin başka bir üyesi karşımda duruyordu. Bal rengi gözleri, dağınık saçları, kusursuz çene yapısı ve yamuk gülümsemesiyle, karşımda Zayn Malik duruyordu. Malik ailelerindeki mükemmelliğin başka bir yansıması...  

I Know You Want MeDonde viven las historias. Descúbrelo ahora