∞15.Bölüm |Gelinlik|

38 10 0
                                    

|Siyahlığında kayboldu tüm
bedenler... Ve uğruna ödendi, tüm bedeller...|

'Bölüm şarkımız; B.A.P - Blind.'

15.Bölüm/ Zincirli Beden

•••••••••••••••

"Sen?!." derken şaşkınlığım yüzümden okunuyordu. "Ne işin var burda?"

"Şey..." dedi, eliyle kıyafetlerini düzeltirken. Yüzüme bakıp gülümsedi ve el salladı. "Merhaba."

"Hakan?" dedikten sonra beklentiyle yüzüne baktım. Burada olması çok saçmaydı. "Burada ne işin var?.. Ya da bir saniye... Ne zamandır burada kalıyorsun?"

Başını kaşıdı. Çantamı omzumdan çıkarıp yere bırakırken yüzümdeki merak yerini koruyordu.

"Bir ay kadar oluyor sanırım." dedi ama emin değil gibiydi. "Belki de daha fazla."

Şaşkınca yüzüne, ardından kıyafetlerine baktım. Onu en son Gürkan'ın cenazesinde görmüştüm. Kuzeni olarak o da oradaydı. (Yazar hatırlatma amacıyla yazdı.)

"Ama neden?"

Omuz silti.

"Evdekilerle tartıştım. Evden attılar. Parayı da kestiler. Anlayacağın kaldım ortada. Ben de buraya geldim."

"İyi de içeriye nasıl girdin? Ben geldiğimde kilitliydi."

"Anahtarım var. İçeriden kitlemiştim. Uyurken kıyamet kopsa duymuyorum. Biri gelip boğazımı kesse... Düşüncesi bile tüyler ürpertici..."

Yüzüne bakmayı sürdürdüm. Bir aydır burada mı kalıyordu yani?

"Sen beni bırak da." dedikten sonra yatağın üzerine oturdu. "Neden buradasın?"

"Burada sıkça vakit geçirirdim, yani bir zamanlar." dedim kafif aksi bir sesle. "Yine gelmek istedim."

"Artık Gürkan'ı sevmiyorsun sanıyordum?"

Kaşlarımı çatıp nefesimi tuttum.

"Bu da ne demek?"

"Evleneceğini duydum?" dedi tek kaşını kaldırırken.

Kaşlarımı daha fazla çatarken başımı hafifçe yana çevirdim.

"Nereden duydun?"

Bir an duraksayıp bekledi. Ellerini birbirine kenetlerken gözlerime bakmayı sürdürdü.

"Burası büyük bir yer sayılmaz. Haberler çabuk yayılıyor. Ama tebrik ederim. İnşallah mutlu olursun."

Yere bıraktığım çantamı olduğu yerden alırken aniden başım döndü. Dengemi sağlamak için kolumu kenara uzattım. Hakan kolumu tutup beni yatağın üzerine yavaşça bırakırken yüzündeki endişe tohumları gözle görülür şekilde büyüyordu.

"İyi misin? Hasta falan değilsin, değil mi?"

Gözlerimi yumarken derin nefesler almaya başladım.

"Hayır," dedim kısık sesle. "Yorgunum biraz."

Gözlerini kırpıp beni anladığını belirtti.

"Su getirmemi ister misin? Mutfak biraz pis ama temiz su var. Getirebilirim istersen..."

"Gerek yok, teşekkür ederim." derken ayağa kalktım. "Gitsem iyi olur. Geç oldu."

|PAYİDAR|#Wattys2017Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora