~48~

11.8K 596 76
                                    

Saat bir olduğunda sıkıntıyla ofladım. Helikopter bir buçukta burada olacaktı. Çok az vaktim kalmıştı...

Dışarıdan yüksek ve ürkütücü sesler geldiğinde irkildim. Helikopter gelmiş olmalıydı. Niye bu kadar erkenden gelmişti ki?!

Odama soluk soluğa giren Aras Barkın konuşmasını yapmaya başlamadan önce sözünü kestim,

"Biliyorum, helikopter aşağıda, bizi bekliyorlar, inmem lazım!" Aras sırıttı ve ardından aşağıya indi.

Bir süre daha pencereden aşağıyı izleyerek oyalandıktan sonra aşağıya indim...

Aras binmem için elini uzattığında onun yerine kapıdan destek alarak bindim.

Yolculuk boyunca hiç bir şey konuşmamıştık. Kafamı cama yaslayarak manzarayı izlemiştim. İlk defa helikoptere biniyordum.

"Varmak üzereyiz, Eee sevdin mi helikopterle yolculuğu?"

"Artık kaçırılırken sıkılmayayım diye farklı yollar deniyorsun Aras Barkın..." Cevap vermemişti, yanında ki adama dönerek konuşmaya başladılar.

O sırada o farkında olmasada onu izliyordum. Aylar sonra görünümü çok fark edilmesede değişmişti. Gözlerini uzun süre boyunca izlerken fark etmiş olmalıydı. Panikle gözlerimi başka bir tarafa çevirdim.

Bir şey demedi, sadece sırıtmakla yetindi. Ama ben bu sırıtmayı biliyordum;

"Beni izlediğinin farkındayım, hala bana aşıksın, hala mükemmelim!" Falanda filan... Ne düşünürse düşünsün. Öyle bir şey yok, ve olmayacaktı.

"Midem bulandı, ne zaman geleceğiz?"diye sitem ettim.

"Geldik bile" Dediğinde helikopterin kanat sesleri kulağımı uyuşturmuştu...

Büyük bir villanın bahçesinde indiğimizde gözlerim eve kaydı. Burası çok güzeldi, ben bile bu villayı bu kadar güzel dekore edemezdim. Zaten muhtemelen bunlar Aras'ın fikri değildi.

Bir süre şöminenin önünde sessiz bir şekilde durduktan sonra Aras sessizliği bozdu.

"Odanı göstereyim mi?"

"İstemiyorum." Diye itiraz ettim.

"Sen bilirsin."

"Aras, yalvarırım böyle yapma. Her seferinde bi evin içinde tıkılı kalmak sinirlerimi bozuyor. Boğuluyor gibi hissediyorum..."

"Bahçeye çıkalım istersen?" Dedi gayet ciddi bir tavırla. Ne bekliyordum ki?! Beni dinleyip kendi evime bırakmasınımı..?

"Gerek yok."

"Delfin, seni üzgün görmeye dayanamıyorum. Ama lütfen biraz sabırlı davran... Bir süre benle yaşamaya alıştır kendini." Dediklerine karşı sessiz kalmakla yetindim.

"Ne o? Bu kadar kolay mı kabullendin? Bağırmak, cırlamak yok mu yani?" Dedi tek kaşını kaldırarak

"Seninle tartışmam bir şeyi değiştirmiyor! Benim fikirlerim, duygularım, alt üst olan psikolojim umrunda değil! Sen sadece kendini düşünen iğrenç birinden ibaretsin!"

SAPLANTI 2: Tehlikeli OyunlarWhere stories live. Discover now