~49~

11.5K 548 105
                                    

Gözlerimi araladığımda yanımda Aras Barkın'ı beklemiyordum. İlk üç saniye boyunca dün geceyi hatırlamaya çalıştım.

Tamam, Aras'ı kendim bizzat çağırmıştım...

Aras'ın kolundan çıkmayı başardığımda örtüyü üzerimden atıp derin bir nefes aldım. Ses çıkarmamaya çalışarak parmak uçlarımın üzerinde kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açmaya çalıştığımda, kahretsin kilitliydi!

"Bunu mu arıyordun?" Dedi Aras yatakta doğrularak.

"Şey, evet."

"Dün gece kalkıştığın o saçmalıktan sonra işimi sağlama alayım dedim. Belki yine odadan çıkar ve intihara kalkışırsın diye."

"Öyle bir şey olmayacak." Dedim ciddi bir tavırla.

"Olamaz da."

"Her neyse, kapıyı açar mısın ben daraldım bu odada!" Dediğimde ukalaca sırıttı.

"Delfin, evin en büyük odası bu, yatak odam. Eğer daralmanın sebebi başka bir şeyse anahtar senindir."

"Belki de başka bir şeydir. Ayrıca hala dün gece seninle uyumanın şokunu atlatabilmiş değilim."

"Ben zorlamadım, sen istedin."

"İnsanların duyguları en çok geceleri yoğun olurmuş, sende bundan faydalanmışsın insan bi itiraz eder öküz!" Diye çıkıştığımda araya girdi,

"İtiraz da ettim, ama sen ısrarcıydın. Aras sensiz yapamıyorum, Aras gel benimle uyu, Aras.. Aras.." dedi benim ses tonumu taklit ederek. Sinirle yastığı altından çekerek kafasına doğru fırlattım.

"Abartma!"

"Abartmıyorum, dün gecenin her saniyesi aklımda."

"Sanki başka bişey yapmışız gibi saçma sapan konuşma bak elimde kalıcaksın! Beni utandırmaktan vazgeç!"

"Utanınca daha güzel oluyorsun ama."

"Hala devam ediyorsun Aras Barkın." Dediğimde Aras beni dinlemeyi bırakıp telefondan bir ismi aramaya başladı.

"Erdem, söyleyin kahvaltıyı hazırlasınlar." Dedikten sonra telefonu kapattı.

"Aras, Emir nasıl? Babamın benden haberi var mı?"

"Kuzey ve Selin çaresiz kalıp Emir'ede anlatmış olmalılar çünkü Emir babanı aramış ve olan biteni anlatmış. Babanda bu akşam Rusya'dan uçakla iniş yapacak."

"Saatini ve dakikasınıda bilseydin! Bari ailemi takip etmeyi bırak!"

"Yirmi üç otuz sekiz"

"Ne?"

"Babanın İstanbul'a vardığı saat." Diye söylediğinde aklımı yitirecek gibi oldum. Bu çocuk benimle dalga mı geçiyordu?!

"Bugün kahvaltımızı ettikten sonra alışverişe çıkarız, yemeğide dışarıda yeriz? Sakın itiraz edeyim deme, Delfin Aksoy aynı kıyafetleri bir günden fazla üzerinde taşımaz ve şu an üzerini değiştirmek için can atıyorsun..." Gülümseyerek kabullendim. Haklıydı, bi an önce inat etmeyi bırakmalıydım.

SAPLANTI 2: Tehlikeli OyunlarWhere stories live. Discover now