Medya: Çiftimiz ^_^
İnternet eşliğinde okumanızı öneririm.
Yıllar önce İstanbul'lu bir adamla evleneceksin deseler gülüp dalga geçerdim. Hele bir de zorla evleneceksin deseler yıllarca kahkaha atardım. Olmayacak bir şeydi. Hep imkansız gelirdi bana ama büyüdükçe anladım ki imkansız diye bir şey yokmuş.
Küçükken hep annemden ve babamdan ayrılmaktan korkardım. Ağabeyim seni yabancı memleketlere gelin vereceğiz kurtulacağız senden deyince ödüm patlar, çocuk aklıyla sırf vermesinler diye günlerce onun kölesi gibi davranırdım. Ödüm patlardı, Mardin dışına çıkmaya.
Büyüdükçe aklım başıma ermiş ve Mardin'in sınırları bana dar gelmişti. Evlenmeden önce hep ülkemin aziz topraklarını gezmek istemiştim ama aile baskım buna izin vermemişti. Tabi ağabeyimle yaptığımız bir kaç kaçamak haricinde. Bazen işlerimiz dolayısıyla yalnız başına Mardinin çevresindeki şehirlere gider, beni de yanında yoldaş olarak götürürdü. Tabi bunlar okuldan mezun oluncaya kadardı. Çünkü herkes biliyordu ki diplomamı almadan asla evlilik işlerinde gözüm yoktu.
Üniversite zamanımda ise her ne kadar bir umut yalvar yakar yazdığım İzmir, Antalya tutmayıp dibimdeki şehir tuttu. Şanlıurfa! Harran üniversitesi gayet iyi bir okuldu ama benim gözüm denize yakın yerlerdeydi. Ama istediğim tercihler tutsa bile gidemezdim her halde çünkü her gün iki korumayla okula gidiyordum. İzmir ve Antalya'ya hiç izin vermezlerdi.
Ama benden ayrılmayı göze almış ta İstanbul'a gelin vermişlerdi, hem de zorla! Ne için? Benden bir kere olsun şüphelenmeyen babam beni bir odada bir erkekle yalnış anlaşılma sebebiyle gördüğü için. Aylardır düşündüğüm bir şey vardı. O gece Demir'le yaşadığımız yanlış anlaşılma aslında onların ekmeğine yağ sürmüştü. Başka bir sebep vardı, beni bu kadar çok seven babam asla tanımadığı bir adamla İstanbul'a yollamaz, karısı yapmazdı. Aylardır bunlar beynimin içinde dönüp duruyordu ama sesimi çıkarmıyordum. Çünkü iyiki yapmış! Evet çok acılar çektim ama şimdi çok mutluyum.
"Nasıl olmuş Hira hanım?"
Duyduğum sesle düşüncelerimden ayrılıp önümdeki kocaman aynadan saçıma baktım. Kısa saçlarım arkada dağınık bir şekilde toplanmış beyaz minik çiçeklerle süslenmişti. Gerçekten muazzam görünüyordum.
"Bayıldım"
"Sevindim, makyajınıza başlıyoruz o zaman"
Bir kaç kadınla birlikte makyajım yapılırken ben üzerimdeki heyecanı atma peşindeydim. Bir kaç saat sonra herkesin önüne hatta tüm magazin gündeminde Demir Saraçlı'nın karısı Hira Saraçlı olarak çıkacaktım.
Düğünümüz telli duvaklı, bol çiftetelli bir düğün olmayacaktı. Daha çok sade bir düğün olmasını istedik. Güzelce dans edip girişi yapacak daha sonra yakınlarımızla bol bol sohbet edecek tebrikleri karşılayacaktık. İkramlar sunulurken herkesle yakın olmayı planlıyordum. Daha sonra da çılgınlar gibi clupteymişçesine dans edecek, yorgunluğumuzu atacaktık. Hatta bir ara nikah da tazeleyebilirdik. Tam olarak plan bu yöndeydi ama ne olacağı hiç belli olmazdı.
Annem yanıma gelip bana baktı ve "Maşallah" deyip dua okumaya başladı. Gelin odamda hazırlanırken yanımda annem, Nehir ve Bukre vardı. Annem çoktan hazırdı, Bukre ve Nehir de neredeyse hazırdı bir tek elbiselerini giymemişlerdi.
"E Bukre peki ufukta bir barışma var mı?" diye soran Nehir adeta ağzımdan almıştı lafı.
"Yok gibi. Böyle ayrı daha iyiyiz, arkadaş kalmaya karar verdik"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demir'in Hirası (Zoraki evlilik) #Wattys2016
General FictionYirmi üç yaşındaki bir kadının yirmi altı yaşındaki İstanbullu biriyle evlendirilmesi, bu zoraki evlendirmenin asıl sebebi Töre falan değil asıl sebepler aile sırları! Zoraki evlendiği karısından nefret eden bir adamın Mardinli karısıyla hayat sınav...