3. Bölüm: Cepek, Deraman ve Yeni Üye Camir

432 41 24
                                    

Multimedya: Derin, Derin'in evi ve Ceren'in odasının duvarı

Caner ile ben arabaya bindik. Caner arabayı çalıştırdı. Nerede yaşadığımı sordu. Ben de ona Derin'in evinin adresini verdim. Bir süre sonra Caner ile ben konuşmaya başladık. Konuşmayı Caner başlattı:

"O adamı sen Yaren'in başına yolladın değil mi?"

"Bunu da nereden çıkardın?"

"Çünkü Selim'e nasıl baktığını gördüm."

"Ben Selim'e nasıl bakmışım peki?"

"Ondan hoşlanıyor gibi."

"Çünkü ondan hoşlanıyorum."

Olamaz, ben ne demiştim? O cümleyi içimden düşünmem gerekiyordu. Dışımdan değil. Caner'in tepkisinden iyice korktum. Ama onunla konuşmaktan kaçamadım. Konuşmamız kaldığı yerden, ben istemesem bile devam etti:

"Nasıl yani? Sen benim kardeşimin sevgilisinden hoşlanıyorsun."

"Ya da... Kardeşin benim hoşlandığım kişinin sevgilisi."

"İkisi de aynı kapıya çıkıyor."

"Sana söyledim işte. Ben Selim'i seviyorum."

"Ama bu mümkün olamaz."

"Nedenmiş o?"

"Etrafta bilmediğin şeyler oluyor."

"Ne gibi?"

"Bunu yakın zamanda anlayacaksın."

"Ne zaman işte?"

"Yakın bir zamanda dedim ya."

"Benim kastettiğim şey bu değildi."

"Olsun, yakın bir zamanda öğreneceksin işte."

"Öyle olsun."

Derin'in evine vardık. Caner arabadan indi. Sonra da benim kapımı açtı. Ben "Teşekkür ederim." dedim ve arabadan indim.

Kapıyı çaldım. Karşımda Derin vardı. Beni gördüğü için çok sevinmiş gibiydi. Hemen üstüme atladı. Gerçekten de atladı.

İkimiz birden yere düştük. Sonra da Derin "Seni çok özledim Cepek." dedi. Bana Cepek demişti çünkü benim soyadım İpek ve o, benim ismimle soyadımı birleştirdi. Aynısını bende ona yaptım aslında.

Derin'e cevap olarak "Bende seni çok özledim Deraman." dedim. Derin'in de soyadı Kocaman çünkü. Oh olsun ona. Derin, benim bana "Cepek" denmesini sevmediğimi bildiği hâlde bana "Cepek" diyor. İşte bu şekilde beni gıcık ediyor. Bunu onun yanında bırakır mıyım sanıyordu? Yine de Derin'i çok özlemiştim. Çünkü o, hayatımda gördüğüm en iyi dosttu. Bu yıl, onunla arkadaşlığımızın 11. yılıydı. Zaman ne kadar çabuk geçiyordu.

Derin ile birlikte yere, çimenlerin üstüne düşmüştük ve ben, bu durumdan rahatsız olmuyordum. Normalde çığlık atmam gerekirdi. Çünkü çimenlerin altındaki topraktan yukarıya çıkan bir sürü böcek var ve benim de böcek korkum var. Derin bu korkumu asla geçiremedi. Kimse geçiremedi. Hâlâ karınca gördüğümde korkuyorum ama şimdi rahattım ve bu rahatlığım Derin'in yanımda olmasından kaynaklanıyor olabilirdi. Evet, kesinlikle bundan kaynaklanıyordu.

Derin ile ben yerden kalktıktan sonra birbirimize bir süre baktık. O an aklıma Caner geldi. O bizi mi izliyordu?

Hemen arkama döndüm. Evet, Caner orada bizi izliyordu. Derin de hemen Caner'e baktı. Sonra da Caner'e "Kimsiniz?" diye sordu. Caner bu cevabı beklemiyordu herhalde. Çünkü daha demin Derin ile ben, birlikte yerde yatıyorduk. Aynı zamanda Caner, benim böcek korkum olduğu için yerde hiçbir zaman yatmayı istemediğimi de biliyordu. Ama ben, Derin ile yerlerde yatıyordum. Bu da Derin ile benim çok iyi arkadaş olduğumun göstergesiydi. Bir insan en iyi arkadaşına tanıdığı kişilerden bahsetmeli. Ama ben Derin'e Caner'den hiç bahsetmemiştim. Aslında ona Selim'den de bahsetmemiştim. Selim'i o da tanıyordu ama o, Selim'i tanıdığı ilk gün ondan nefret edince Selim'den hoşlandığımı Derin'e söylememeye karar vermiştim.

Ömür BoyuWhere stories live. Discover now