6

288 40 8
                                    

Pixies - Where's My Mind

~

Dostum, ilk defa ne zaman kalbinin kırıldığını hatırlasaydın ne yapardın? Sanırım az önce ilk defa anneme küstüğüm zamanı hatırladım ve işin kötüsü haklı olan o, işe yaramaz olan bendim.
-Yasemin'den.

~

Medya, Cahit.

~

Cahit işten çıkıp evine gittiğinde çoktan okuldan çıkıp mutfak masasında hazır makarna yiyen kardeşiyle karşılaştı.

Mutfakları, evlerinin en küçük yeriydi ve iki kişilik bir masayı zar zor sığdırmışlardı içine, bekar evi olarak kullandıkları evde uzun uzadıya yemek pişmediği için kimse çok fazla önemsemiyordu.

"Hoş geldin, babam merak etmiş seni, ben aradım ama duymadın galiba..."

Kalın buklelerle kaplı kafası olan çocuk henüz kararını Talat'a söylememişti, utanç da vardı içince çekingenlik de ama bunun bir yere kadar olacağını bilerek cesaretini topladı.

"Sessizde unutmuşum, iş çıkışı kurs aradım."

Başını sallayıp tabağına odaklandı Talat, abisinin çok fazla konuşkan bir yapısı yoktu ve ne zaman bir konuşmaya başlasalar yarıda kalırdı ama bu sefer öyle olmadı. Birden Cahit'in söylediği kelime dikkatini çekti.

"Bekle, ne kursu, bu arada aç mısın, istersen bir tabaklık daha var dolapta?"

Siyah tişörtünü siyah atletle değiştirdi tam orada ve çıkarttığı tişörtü oturmadan önce sandalyesinin arkasına astı, çekmeceden çatal almıştı.

"Yok aç değilim ama seninkinden alırım bir iki, yorgunum sadece çok yürüdüm bugün. Üniversite kursu baktım buralara yakın."

Haşlanmış hamuru çiğneyip birbirlerine gülümsediler, umut dolmuştu sanki iki kardeşin arasına.

"Gerçekten mi? Sonunda!"

Gözlerini kaçırdı dünyaya önce gelen çocuk ve konuştu.

"Eh, geç oldu ama..."

Talat ise abisinden çok daha heyecanlıydı, hızlı hızlı konuştu. Bu sırada tabağı önüne çeken Cahit makarnanın yarısını yemişti.

"Yok yok bir şey olmaz iki yıl kaybın var sadece, nasıl bir kurs baktın?"

Ağzı doluydu ama bu onu engellemedi.

"Daha iki yerle konuşabildim ama şartları pek uygun değil..."

Gözlerini kıstı Talat, abisini biraz olsun tanıyorsa Cahit eve yük olmamaya çalışacaktı.

"Nasıl değil? Neye göre bakıyorsun ki?"

Abisinin suratına bakarken aradaki birkaç dakikanın nasıl da onları etkilediğini düşünüyordu, seneler olsaydı böyle içten abi kelimesini kullanmazdı belki de. Oysa Cahit'le aralarındaki tek fark yüzlerindeki benlerin yerleriydi.

"Benim iş saatlerini biliyorsun."

"Sen senin işe göre hiçbir yeri bulamazsın ki, bırak o işi ben sana hem iş hem kurs ayarlarım, bizim kampüsün oralarda öğrenci arayan çok iş yeri var."

Talat şimdiden planı yapmıştı, arkadaşının gidip beğendiği kursu araştıracak ve saatleri Cahit'e uygun bir iş bakacaktı.

"Bilmiyorum ki, önce bir kurs belli olsun da."

"Yok yok fazla vakit kaybetmememiz lazım, ben ayarlarım yarın."

Abisine çok borcu vardı, zamanında aynı fedakârlığı o yapmasaydı şimdi Talat da dişçilik okumuyor olacaktı. Gerekirse bursundan kendine ayırmaz hepsini Cahit'e verirdi, önemsizdi onun için ve en sonunda adamın inadı kırılıp kabul etti.

"Tamamdır, yatıyorum ben yarın konuşuruz."

Çatalı dolmaya başlayan bulaşık makinesine atıp mutfaktan çıkarken konuştu, Talat onun aksine yerinde duruyordu.

"Babamı bekleyeceğim ben, iyi geceler."

Kirli tişörtünü eline alan çocuk belli bir melodisi olmayan ıslığını çalarak Talat'la paylaştığı odalarına gitti, gülümsüyordu.

Hayatında iyi şeyler de oluyordu.

Sökük Ruhların İlmeğiWhere stories live. Discover now