bölüm -7

271K 10.2K 1.4K
                                    

Multimedyada..Uygar EZELOĞLU

Keyifli okumalar...

*******

Sürüklenerek getirildiğim asansöre, yine aynı şekilde bindirildim.
Üstüne üstlük hiçbir suçum yokken, tanımadığım bir adam tarafından hırpalanmış ve aşağılanmıştım.

Yüreğim dağlanıyordu. Göz yaşlarım sessiz bir şekilde yanaklarımdan süzülüyordu. Asansör, resepsiyonun bulunduğu salonda durunca beni indirdiler. Adının Kadir olduğunu hatırladığım adam bana bakarak konuşmaya başladı.
"Şimdi içeri gir ve hiç bir şey olmamış gibi işine devam et. Gözümüz üstünde. En ufak yanlış bir haraketin olursa elimizden kurtulamazsın.
Sakın kaçayım deme. Fare deliğine girsen bile seni buluruz. Hakkındaki araştırma tamamlanana kadar, patronun kontrolü altında kalacaksın. Sonrasına patron karar verecek. Anlaşıldı mı ?"

Korkuyla başınım salladım. Olaylarla hiç ilgim yokken resmen casus muamelesi görüyordum. Zaten olay neydi? Onunda anlamış değildim.

Kadir konuşmaya devam etti.
"Aferim. Akıllı kızmışsın!"
Sonra diğer adamları da alarak oradan uzaklaştı.

Önce öylece yerimde durarak, ne yapacağını bilemedim. Boş bakışlarla bulunduğum salona baktı. Ortam sakindi. Bir kaç kişi kahve içip sohbet ediyordu. Dinlendirici bir müzik ortama huzur katıyordu. Bir an kendine geldim ve en yakın lavaboya koştum. Muhtemelen şok geçiriyordum.

Hızla içeri girdim. Şükürler olsun ki lavabo boştu.
Aynadaki yansımama baktım. Çenem hafif bir şekilde kızarmış ve saçlarım dağılmıştı.

Derin bir nefes çektim içine ve başımı yukarı kaldırıp gözlerimi kapattım.
Göz pınarlarım yine dolmuştu. Uygar'ın sesi kulaklarımda yankılanıyordu.
"Senin gibi basit bir kız. Basit bir kız!" Başını salladım. Bu seferde,
"Ben senin gibi ucuz kadınları iyi tanırım. Ucuz kadınlar!"
Bu sözler aklıma geldikçe kulaklarımı kapattım. Dayanamayınca ağzımdan bir hıçkırık çıktı ve göz yaşlarım yanaklarımdan aşağıya doğru süzüldü.

"Ben basit değilim! Ben ucuz değilim!Ben ajan değilim!" diye sayıklayıp, içim boşalana kadar ağladım. Hayatımda ilk defa böyle bir olay yaşamıştım ve kaldıramıyordum.

Biraz sakinleştikten sonra yüzümü yıkadım. Ayna da tekrar yüzüme bakınca isyan ederek bağırdım.
"Hayvan herif."
Yüzümde ki morluk öyle kalmak zorundaydı. Ne yazik ki kapatıcım çantamdaydı ve çantam personel odasında ki dolaptaydı. Oraya tek gitmeye korktuğum için çenemdeki morluğu es geçtim. Salondaki ortam zaten loştu.

En azından, şimdi daha iyi görünüyordum. Sonra yüzümü buruşturup söyledim.
''Tamam Zeynep. Kandırma kendini. Sadece otobüs çarpmış gibi görünüyorsun."
Gözlerimi devirerek lavabodan dışarıya çıktım ve balo salonuna doğru ilerledim.

Tam salona girerken, Ömer'in telaşla bana doğru yürüdüğünü gördüm. Ömer yanıma varınca, güven veren kokusuyla bana sarıldı ve sordu.
"Nerdesin sen? Öldüm meraktan Zeynep. Hem ne bu hal? Ağladın mı sen?"

Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Boğazımı temizledim ve güçlü olmaya çalışarak cevap verdim.
"İyiyim Ömer. Sadece düştüm"
Yalan söylemekten nefret etsemde buna mecburdum. Dizlerimi göstererek konuşmaya devam ettim.
"Baksana şu halime!"

Ömer yüzünü buruşturarak, şefkatle konuştu.
"Her yere baktım. Nerde düştün sen?"

Söylediğim yalandan utanarak cevap verdi.
"Soyunma odasında düştüm. Ama şimdi iyiyim merak etme. Sadece şok oldum. "

Yalan söylediğim için kendimi kötü hissediyordum. Ama başka çarem yoktu.
Ömer sevgiyle konuşmaya devam etti.
"İstersen revire gidelim baksınlar. Yada seni eve bırakayım mı? "
Panik içinde ona baktım. Ama belli etmemek için gülümseyerek cevap verdim.
"Çok uzattın ya Ömer. İyiyim dedim ya! Hadi işimize bakalım"

KESKİN (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin