bölüm-8

286K 10.6K 1.2K
                                    

Keyifli okumalar...

*******

Her şeyin elbet bir sonu vardır.
Nasıl ki her geceden sonra sabah olur, karanlık yerini umut dolu bir sabaha bırakır ve her kara kışın ardından mis gibi bir bahar başlar. Yeniden yeşerir doğa, geçen kara kışa inat. Elbet bu acılarda bırakırdı yerini yeni umutlara...

Bulunduğum odada tek başıma bir duvar dibinde oturmuş, boş bakışlarla devrilmiş masaya bakıyordum.
Gözlerim şişmişti ve kendimi fırtına sonrası kıyıya vurmuş bir sandal gibi hissediyordum...

Uygar asansörden indikten sonra beni  bu süit odaya getirmişti. Delirmiş gibiydi. Kolumu bıraktıktan sonra hırlayarak önündeki masayı devirmiş sonrada kapıyı çarparak gitmişti.
Bu olanlara inanamıyordum.
Neden? Kime ne zararım olmuştu ki!

Usulca saçlarmdaki örgüleri çözdüm. Derin'in sevgiyle ördüğü saçlarım darmadağın olmuştu. Tıpkı ruhum gibi. Ellerimi dizlerime yasladım. Üstüme baktım. Gömleğime Uygar'ın elinden akan kan bulaşmıştı. Tiksinircesine üstümdeki siyah gömleği çıkardım ve badimle kaldım.

Gözlerimi kapatınca, asansörde yaşananlar zihnime düştü. Uygar'ın hırsla aynaya vurduğu ve aynanın parçalara ayrılarak tuz buz olduğu o vahim görüntüler bir kez daha zihnime kazındı.
Yeniden yerdeki masaya baktım boş boş...

Uygar benim bütün dengemi bir gecede altüst etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uygar benim bütün dengemi bir gecede altüst etmişti. Annem ne yapıyordu acaba? Gözlerim doldu. Birazdan sabah olacaktı ve karanlık yerini aydınlığa bırakacaktı. Bugün annemi hastaneden almam gerekiyordu. Ama ne param vardı, ne de bu hapsedildiğim odadan dışarı çıkabiliyordum.

Ağlamaya başladım. Başımı dizlerime gömerek hıçkıra hıçkıra ağladım. Gözyaşlarım yerini iç çekmelere bırakınca, birden aklıma kapı geldi. Uygar giderken kapıyı kilitlemiş miydi acaba? Hemen oturduğum yerden kalkarak kapıya koştum. Elimi kapı koluna koydum ve yavaşça aşağıya indirdim.

Kahretsin ki kapı kilitliydi. Mecburen odaya döndüm. Etrafıma bakınmaya başladım. Komidinin üstündeki telefonu görünce bir umut ışığı doğdu kalbime.
Telefon direk otele bağlıydı ve dış hatlar için şifre istiyordu. Resepsiyonu aramaya karar verdim. Belki birisi bana yardım edebilirdi. Tam tuşa dokunacakken, odanın kapısından sesler geldi. Hızla telefonu bıraktım ve yanımdaki yatağa oturdum.

Uygar kapıyı açarak içeriye girdi ve ondan beklenmeyen bir sakinlikle bulunduğum yatağın yanına gelerek bakışlarını bana çevirdi.

Önce dağılmış saçlarıma baktı. Sonra gömleğimi çıkardığım için, açıkta kalan omuzlarıma ve köprücük kemiğime. Huzursuzca kıpırdandım. Keşke gömleğimi çıkmasaydım. Ama belli etmemeye çalışarak kaşlarımı çattım.

Bende onu incelemeye başladım. Hala üstünde aynı  takım vardı ama ceketini çıkarmıştı. Papyonu çözülmüş ve yakalarından aşağıya doğru sarkıyordu. Gömleğinin bir kaç düğmesi açıktı ve gömleğinin kollarını katlamıştı. Her ne kadar ondan nefret etsem de adi herif bu dağılmış haliyle bile karizmatik görünüyordu.

KESKİN (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin