bölüm.9

298K 10.6K 1K
                                    

Multimedyada Uygar EZELOĞLU

Bazen zaman durur insan için...
Saniyeler, dakikalar önemini anlamını yitirir. Etrafın kalabalıktan boğulsa bile, sen bir tek göze tutsak edersin gözlerini.

İşte şimdi öyle bir anın tutsağıydım.
Neden buradaydı neden?
O değil miydi?
Bana "Karşıma çıkma!"diyen.
O değil miydi?
Anlamsız sebeplerle kızan, bağıran, yerden yere vuran.
Bu nasıl bir çelişkiydi?

Bomboş bir şekilde bana bakıyordu.  Ona söylediğim son sözleri anımsadım. Tekrar çınladı o sözler kulaklarımda.
"Merak etmeyin!
Bir daha benim gibi, basit ve ucuz bir kızın yüzünü göremeyeceksiniz!"

Tutacaktım sözünü...
Çünkü Uygar Ezeloğlu böyle istemişti. Sakın karışma çıkma demişti.

Öfkeyle başımı çevirdim.
Nihayet otobüs geldiğinde, dönüp ona bakmamak için kendimle savaş veriyordum. Ama başardım!
Neden geldiğini bilmediğim bu acımasız adama dönüp bakmadım bile.

******

Aradan günler geçti...
Her gün işe gidiyor ve akşamları otobüs durağında beklerken onu düşünmemeye çalışıyordum. Nasıl bir lanetse ruhuma bulaşmıştı ve her an her dakika zihnimde canlanarak kendisini bana hatırlatıyordu.

"Hadi ama Zeynep!
Söz vermiştin. Hem Derinde çok istiyor. Zaten uzun zamandır bir araya gelmedik."
Ömer'in sesiyle kendine geldim.

Elimdeki son tabağı da bulaşık makinesine koyarak, çalıştırma tuşuna bastım ve cevap verdim.
"Ben gelmesem Ömer. Biliyorsun annem daha yeni toparladı. Hem ben ne anlarım eğlenmekten ve gece kulübünden."
Ömer başını sağa sola sallayarak karşı çıktı.
"Asla kabul etmiyorum! Hem ne demek, eğlenmekten ne anlarım? Okulun mezuniyetin de ne kadar eğlenmiştik? Hatırlasana. Ne kadar içmiştim öyle ya? ''

Ömer'in bu memnuniyetsiz haline, gülerek baktım ve konuşmaya başladım.
"Hiç unuturmuyum! Salonun ortasında seviyorum lan! diye bağırmış, sonrada kusmaya başlamıştın."

Sonrada kahkahalarla gülerek devam ettim.
"Ya Ömer kimdi o sevdiğin kız? Ne olur söyle artık! "

Ömer yaptığı aptallıklar aklına geldikçe yüzünü buruşturdu ve konuyu değiştirdi.
"Hatırlatmasan olmazdı değil mi? Hem neyse boşver sen onu bunu da akşam Derin'lerden alacağım sizi. Annenden izin işini de sen bana bırak. Ayrıca masraflar da benden. Tamam mı?''

Ömer'e sevgiyle bakarak cevap verdim. "Peki tamam."

Ömer, yanağımdan makas alarak,
"Süpersin fındık kurdum. Saat tam 9'da alıyorum sizi. Hadi ben kaçtım "dedi. Sonrada hızla gitti.

Gülümseyerek başımı sağa sola salladım ve işime kaldığım yerden devam ettim...

* * * * *

Uygar

Holding'in en üst katında ki odamda oturmuş, elimdeki kalemi ritmik haraketlerle masaya vuruyordum.

Gözlerimi odanın büyük penceresine dikmiştim. Gelecek olan fırtınanın habercisi olan kara bulutlara bakıyordum. Günlerdir yoğun bir şekilde spor yapıyordum.
Özellikle kum torbasını yumruklayarak içimdeki öfke ve hırsı içimden atmaya çalışıyordum.

Öfkem ve hırsım aslında kendimeydi.
O kız yüzünden hiç yapmadığım bir şekilde saçmalamış ve resmen irademle savaşmıştım. Aslında kızın bir suçu yoktu. Bunu bende biliyordum. Derdim neydi benim? Neden bu kız aklımdan çıkmıyordu?

Kız hakkında detaylı bir araştırma yaptırmıştım. Öğrendiğim bilgilere bakılırsa, basit ve sıradan bir hayatı olan asosyal bir kızdı. Ben masum insanlara, özellikle kadınlara asla böyle davranamazdım. Ama neyin öfkesiydi bu? Yoksa pişman mıydım? Kızın arabadan inerken bana söylediği sözleri düşündüm.
"Bir daha, benim gibi basit ve ucuz bir kızın yüzünü göremeyeceksiniz!"

KESKİN (Raflarda)Where stories live. Discover now