1

45.3K 1.6K 1.5K
                                    

Not: Başta öyle de görünse hikaye ensest değil!

Gözlüğümü iyice alnıma doğru iterken meyve suyumu tek dikişte bitirdim. "Düzgünce kahvaltını yap." diye azarladı annem beni. Sonra ayağa kalktı, yanıma gelip lakosumun yakasını düzeltti. "Ayy, Bulut da liseli oldu." diye sevinçle bağırıp el çırptı, yanaklarımı tutup iki yandan şapır şupur öptü. Utangaçça gülümserken başımı eğdim.

"Ben pek aç değilim." diye mırıldandım kucağımı izlerken. Heyecanlandığım zamanlarda bir şey yiyemezdim ki ben...

Kağan masadan kalkıp yerdeki çantasını sırtlayarak ayaklarını izlemeye başladı. Bende iç geçirip ayağa kalktım, çantamı sırtladım. "Çıkalım." dedim gözlerimi ağabeyime dikerek. O da bana hiç bakmadan sessizce yürümeye başladı. Ben de peşinden.

"Başarılar! Bulut bolca gülümseyip yeni arkadaşlar edinmeyi unutma!" diye bağırdı annem arkamdan. Ona dönüp ufak bir gülümseme yolladım, tekrar önüme döndüm. Büyük ağabeyim karşımızda belirdi o an.

"Bulut? Lisede ilk günün demek ha?" dedi omzumu sıvazlarken. Dudaklarında bir gülümseme vardı. Kağan iç geçirince acele etmem gerektiğini kafama yazdım. Kağan'ı okulun ilk gününden bekletemezdim. Koca bir yılı aynı okulda geçirecektik ve canını sıkmamak için her şeyi yapmaya hazırdım. O lise son sınıftı. Zaten kovalamaca gibi olurdu hep. O 4. sınıftayken ben 1. sınıftaydım. O 8. sınıftayken ben 5. Toplam 2 yıl aynı okulda okuyabilmiştik, bu yıl 3. ve muhtemelen sonuncuydu. Üniversitede aynı bölüme denk gelemeyecektik çünkü o sözel, ben sayısalcıydım. Ha, notlarım genelde 90'ın altına inmezdi ama o ilk zayıfını getirdiğinde daha 6. sınıftaydı. Özel okulda okumasak lisede de aynı okula denk gelemezdik.

"Öyle olacak." dedim kocaman bir gülümsemeyle Hakan abime. Evet komik. Hakan ve Kağan. Kağan ve Hakan. Eş anlamlı isimlere sahip iki kardeş. Hakan abim ise üniversite öğrencisiydi. Bir de en küçüğümüz vardı. Özge. Henüz okula başlamamıştı bile. Onun adının alakasız olma sebebi ise ona adını annemin vermiş olmasıydı. Babam tarih profesörü olduğu için ağabeylerimin adının böyle olması normaldi yani. Kendi adı da eski Türk isimlerindendi zaten. Basat. (ZAA şipır ananın ismi de Selin yani ben. Basat'la evlendim amk biçızları zazaaaa)

"İyi bakalım. Güzel kızlar bul." dedi sırıtarak. Saçlarımı karıştırıp mutfağa ilerledi. Kağan'la birlikte çıktık evden sessizce.

Onun arabasına bindik. Kendisi 1. sınıfı iki kere okumuş çünkü okumayı ilk yılında hiç becerememiş neredeyse. Hakan onunla fazlasıyla alay etmiş o dönem. Genelde sessiz bir çocuktu ve bir parça yumruğunu Hakan'ın suratına geçirdiğinde evde kıyametler kopmuş. Bana da Hakan anlatmıştı bunları. Anlatırken o kadar dalga geçmişti ki, istemsizce gülümserdim hep. Anlaşılacağı üzere 19'una doğru gidiyordu ve altında iyi bir arabası vardı.

Lise. Tahminime göre sınıfından çıkmayan, en arka sırasında sessizce oturup önünü izleyen asosyal bir çocuktu. Evde de öyleydi zaten. Küçükken benimle oyun oynardı. O zamanlar bile çok soğuk olsa da... Bir gün her şey daha kötüye gitti. Sebebini bile bilmiyorum. O günü doğru düzgün hatırlamıyorum da zaten. Ama o gün odasına kapandı. Benimle oynamayı bıraktı. Sık hastalanırdı ve yemeğini odasında yemeğe bayılırdı. Nadiren bizimle birlikte yemek yer, ailecek bir şey yapacağımız zaman bize katılmaz, odasında oturmayı tercih ederdi.

4. ve 8. sınıfta da anlattığım kadarıyla asosyalin tekiydi. Sınıfından çıkmaz, kimseyle konuşmazdı. Kolay kolay sesini duyamazdınız. Akrabalar eve geldikleri zaman Kağan'ın ses tonunu bilmedikleriyle ilgili alay bile ederlerdi.

Lise için heyecanlıydım. Yani, herkes heyecanlıydı ama benimki bir tık fazlaydı. Kağan'la en son aynı okulda okuduğumda 5. sınıftaydım ve arkadaşlarım neden o kadar sessiz olduğundan bahsettiklerinde burun kıvırıp onunla alay ederdim. Tabi haberi olmazdı ama... Çocuktuk zaten. Şimdi öyle değildi, onun okul hâllerini görmek için sabırsızlanıyordum. Evde yakın olamadığım ve arkadaşlığını özlediğim ağabeyimi okulda sıkca görmeyi planlıyordum.

"Şey... Ortaokulda anlaşılmıyordu da. Bu okulda ne yapacağız? İstersen beni okulun önünde bırakabilirsin, ayrı ayrı girmek için-"

"Gerek yok." diye kestirip attı. Bakışlarımı kaçırdım. Bu konu hiçbir zaman canını sıkmamıştı ama... Bilmiyorum. Bazen benden çok rahatsız oluyormuş gibi hissettirirdi.

"Peki." diye mırıldanıp parmaklarımla oynamaya başladım. Okulun bahçesine girdik ve arabayı park edene kadar yine konuşmadık. Sonra sessizce indik arabadan. O an iki oğlan bir kız bize doğru atağa geçmişti. Üçününde suratında sinirli bir gülümseme vardı ve geriye bir adım atmak zorunda kaldım korkuyla.

"Kağan! Seni piç!" diye bağırdı önde olan çocuk.

Biraz arka çaprazında olan kız ise işaret parmağını ona doğrulttu. "3 ay, 3!" En arkada umursamaz ve sakin bir şekilde yürüyen çocuk ise iç geçirip bakışlarını Kağan'dan yavaşça kaydırdı ve bende durdurdu. Ne oluyor be?

"Nasıl aramazsın hiç?" diye bağırdı kız saçlarına yapışarak Kağan'ın.

"Göt herif işte." diyerek beline sarıldı oğlan da. Sessiz olan ise kısık gözlerle Kağan'a bakıyordu.

"Sen hayatımda gördüğüm en düşüncesiz herifsin." dedi o da. Kağan numarasını değiştirmişti yaz başlarken. Yazın çoğunu yazlıkta geçirdiğimizden galiba, görüşememiş olabilirlerdi. Bunlar arkadaşlarıydı herhalde. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırıyordum.

"Bir yapışmayın amına koyayım." diye homurdanarak itmeye çalıştı Kağan ikisini de. Sessizce sıvışayım dedim çünkü diğer çocuk beni izliyordu. Ben sessiz adımlar atarken Kağan seslendi ve olduğum yerde resmen kalakaldım. "Çıkışta direkt buraya gel."

"Tamam." diye kestirip attım.

"Sen kimsin?" dedi sessiz çocuk beni kesmeyi sürdürürken. İç geçirip onun gibi soğuk durmayı umarak ona döndüm.

"Kardeşiyim."

"Lan, Özge dışında kardeşin olduğundan hiç bahsetmedin sen?" dedi zorla beline sarılmaya çalışan çocuk. Kağan son bir çabayla kurtuldu ondan.

"Üvey." dedi üzerini düzeltirken. İşte böyle. Beni kardeşten saymazdı bile. Yüzüme bakmazdı. Gerçi diğer kardeşlerinin de yüzüne baktığı söylenemezdi ama...

"Senin annenle baban hâlâ birlikte değil mi?" dedi kız şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırarak.

"Evlatlık." diye düzelttim ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Of ya... Daha ilk dakikalardan sinirlerim alt üst olmuştu.

Size ne yani? Size ne?

(Ekstra not: Gördüğünüz gibi arada ne kan bağı, ne de kardeşlik bağı yok. Ki kuzenlerin ensest olmadığı bir dünyada sırf bir kimlik üzerinde aynı soy isimleri taşıyorlar diye Kağan ve Bulut'un ensest olduğunu kabullenemiyorum.)

Kağan (Gay)Where stories live. Discover now