26

11.5K 861 164
                                    

Akşam yemeğine yine bir sessizlik hakimdi. Hakan bizi öyle görünce kapıyı kapatıp çıkmıştı sadece. Yanına gitmeye götüm yememişti bu sefer. Kağan her zamanki gibi sessizdi. Annem Kağan'ın okula gitmediğini öğrendiği için sinirliydi. Hakan'ın gıkı çıkmıyordu. Masadaki tek ses Özge'nin şapırdattığı ağzıydı. Birden babama bakıp gözlerini kocaman açarak konuşmaya başladı. Bunu genelde bir şey isteyeceği zaman yapardı. "Biliyor musun Ece'nin ailesi onu Disneyland'a götürecekmiş baba." Babam başını yemeğinden kaldırıp ona baktı.

"Sen de mi gitmek istiyorsun?" Tüm dişlerini göstererek sırıttı. Babam suratında ufacık bir alay ve gülümsemeyle anneme baktı. Bu bakışı biliyordum, hep Özge'nin annemin huylarını aldığını söylerdi. Annem de gülüp başını eğdi. "Çalışıyorum, biliyorsun. Yazın hep birlikte gidelim?"

"Yaza ne kadar var?" dedi Özge Hakan'a bakarak. Hakan başını ilk kez kaldırdı yemeğinden.

"Çok var." dedi. Sanırım muhabbeti dinlememişti. Özge babama bakıp dudağını büzdü. Babam Hakan'a kısa ama kötü bir bakış atmakla yetindi. Sonra Özge'ye bakıp gülümsedi.

"Hakan abin bu hafta sonu başka bir lunaparka götürür seni. Yazın da Disneyland'a gideriz, olmaz mı?" Özge memnun bir ifadeyle yemeğine dönerken Hakan babama dik dik bakmaya başladı.

"Hafta sonu planım var." Babam alaylı bir tavırla omuz silkti.

"İptal et, kardeşinden önemli mi?" Sırf yağcılık olsun diye yaladığım dudaklarımı araladım.

"Ben götürürüm baba." Hakan gözlerini bana çevirmedi bile. "Abim planını iptal etmesin."

"Özge ve sen? Baş başa? Olmaz." dedi annem.

"Sen de git o zaman?" diye mırıldandı abim.

"Benim de planım var Hakan'cım."

"Ben giderim onlarla." dedi Kağan. Özge kocaman gözlerini Kağan'a çevirdi, sonra anneme baktı. Suratında acı dolu bir ifade vardı. Gülmemek için dudağımı dişledim. Annem ise iç geçirdi.

"Tamam, kardeş kardeş gidersiniz dördünüz." dedi babam sırıtarak. Hakan ağzını silip kalktı, odasına çıktı.

Hakan gider gitmez "Hakan'ın bir şeye canı sıkkın sanırım." diye mırıldandı annem elini çenesine koyup babama bakarak. Sonra bana döndü. "Sen bir şey biliyor musun?" Hızla iki yana salladım başımı. "Atıştınız mı?" dedi annem Kağan'a bakıp. Cıkladı Kağan köftesini dürterken. Gözlerim Özge'ye kaydı. Anneme bakıyordu.

"Abimin yanına gideyim mi? Ben hemen neşelendiririm onu." dedi Özge işaret parmağını havaya kaldırıp. Özge'nin işaret parmağı sihirliydi. Hakan'ın burnuna koyduğunda Hakan gülmeye başlardı. Annem kıkırdadı.

"Yemeğini ye önce."

*

Yemekten sonra Özge Hakan'ın yanına gitmeyi unutmuş, salonda bebekleriyle oynuyordu. Kucakladım. "Nereye götürüyosun beni?" diye söylendi Özge ellerini bebeklerine uzatarak.

"Benimle oynayacaksın bugün." dedim gülerek. Doğruca Kağan'ın odasına... Bir şeyler için geç olmadan ikiliyi ısındırmalıyım diye düşünmüştüm. Özge Kağan'dan deli gibi korkuyordu. İki kardeş olarak asla bağları yoktu.

İçeri girdiğimizde Kağan kitap okuyordu. Bize bakıp kitabını kapattı, kenara bıraktı. "Neden buraya geldik?" dedi Özge cılız bir sesle.

"Kağan abiyle oynayacağız." dedim neşeli bir sesle. Kağan tek kaşını kaldırmış, bir Özge'ye bir bana bakıyordu.

"Bulut?" Özge'yi yatağa bırakıp yanına oturduğumda zorla kucağıma çıkıp yüzünü göğsüme sakladı. Kağan'a sinirli bir bakış attım, kaşlarımla Özge'yi işaret ettim.

Kağan (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin