24

12.3K 878 349
                                    

Kağan ve Yakup'a ait evdeydik. Koltukta uzanmış, romantik olmayan bir romantizm filmi izliyorduk. Kağan uzanmış, ben onun üzerine yatmış, başımı çenesinin altına sıkıştırmıştım. Bej rengi battaniye boynuma kadar çekiliydi. Kağan'ın ince uzun parmakları saçlarım arasında turluyordu. Uzun uzadıya esnedim. "Uykun mu geldi?" diye mırıldandı yumuşak bir sesle. Gariptir, 1 aydır asla tartışmıyorduk. Dünyanın en huzurlu çiftine falan dönüşmüştük.

"Sıkıldım biraz. Film çok bayat." Omuz silkti hafifçe.

"Kapatabilirim." Onun yerine sehpaya uzanıp kumandayı aldım, kapattım televizyonu. Kısa bir duraklamanın ardından parmakları tekrar harekete geçti. "Ahmet nasıl?" Ahmet bir süredir garip davranıyordu. Kağan'la sevgili olmamız dışında abi kardeş gibi olmuştuk(!) Yakın olanlardan hemde. Her şeyimi anlatırdım ona, tek sırdaşımdı. Genel olarak akıl verirdi bana. Ben de ona Ahmet'in tuhaflığından bahsetmiştim tabi.

"Aynı." dedim iç geçirerek. "Dalgın. Boş."

"Söylemeyeyim diyorum ama... Sence de bu dalgınlık..."

"Evet. Ben de farkındayım." Bu dalgınlık abisi -Ege- Yakup'la çıkmaya başladıktan sonra belirmişti. Ahmet aptal değildi. Aralarındaki ilişkinin farkındaydı. "Umarım sebebi abisini çok sevmesi ve onun için endişelenmesidir."

"Bana pek öyle gelmiyor." dedi Kağan yorgun bir sesle.

"Günün yoğundu herhalde?" dedim hafifçe sırıtarak. Geldiğimizden beri aptal gibiydi.

"Sorma."

"Alırım o yorgunluğu ben." diye mırıldandım. Dudaklarımı boynuna bastırdığımda kıpırdandı.

"Yapma Bulut." dedi hantal hantal. Nerden etkilendiğini iyi biliyordum. Sonraki durağım kulağının arkası oldu. Homurdandı.

"Beni sevdiğini söyle." dedim fısıldayarak.

"Uyumama izin ver." dedi aynı tonda fısıldayarak. Göz devirdim.

"Kendime yeni bir partner bulmam gerek." Alaylı bir ses çıkarmakla yetindi. Ama inatlaşmadım daha fazla. Boynuna saklanıp gözlerimi yumdum. Nefesi düzene girdiğinde mırıldandım. "Ben de seni seviyorum."

*

Odamın kapısı tıklatıldığında telefonumla oynuyordum. Kenara bırakıp bağırdım. "Gir!" Abim uzattı başını. İçeri girip kapıyı kapattı, yanıma gelip yatağımın ucuna çöktü.

"Kağan sigara mı içiyor?" Donup kaldım o an. Kağan olsa evet derdi direkt. Ama ben annemin kulağına gitsin istemiyordum, arada kaldım söyleyip söylememekte. Ama daha ağzımı açamadan anladı Hakan. "İçiyor." dedi kendi kendine. "Ya sen?"

"İçmiyorum." dedim. Bir keresinde Yakup uzatıp tadına baktırmıştı. Tam o an Kağan görüp bir güzel ağzıma sıçmıştı. "Kağan da bıraktı zaten." Yani, bana söz vermişti ve o günden beri elinde sigara görmemiştim.

"Odası leş gibi kokuyor. Bırakmamış anlayacağın." Kaşlarımı çattım istemsizce. Bıraktığına emindim. Tekrar mı başlamıştı acaba? Sorun neydi ki?

"Konuşurum ben onunla." Ben bunu söyledikten 3 saniye sonra içeri girdi Kağan. Gözleri ikimiz arasında döndü. Hâlâ kıskandığının farkındaydık ama asla ses çıkarmıyor, görmezden geliyordu. Hakan da uğraşmıyordu onunla artık.

"Gri hırkam sende mi?"

"Dolabımda." dedim işaret ederek. Dolabıma doğru yürümesini izledik. "Bir yere mi gidiyorsun?" Eliyle koymuş gibi bulduğu hırkayı alıp üzerine geçirdi.

Kağan (Gay)Where stories live. Discover now