28

11.8K 834 402
                                    

Normalde yazmazdım ama aşırı saçmalama örneği gösterilmiş, Hakan Bulut'a aşık değil. Hakan Bulut'a aşık olabilecek son kişi hatta...

:):):):)

Lunapark günü geldiğinde Kağan oflayıp puflamaya evden çıkmadan başlamıştı. Hakan giyinmiş, hatta Özge'yi de bizzat o giydirmişti. Ama ben hâlâ Kağan'ı odadan çıkartamamıştım bir türlü. "Hiç istemiyorum Bulut." diye homurdandı.

"Söylenme, eğlenceli olacak cidden. Daha evden çıkmadık." Zorla çekeleyerek odadan çıkarmayı başardığımda dış kapının sesi duyuldu. Özge'nin kapıya koştuğunu duyduk. Merdivenleri aceleyle indim. Ahmet gelmişti tahmin ettiğim gibi.

"Ben geldiiim!" dedi Özge'yi kucakladığı gibi yanaklarını şapır şupur öperek. Özge boynuna sarılarak ve sırıtarak karşılık verdi. Birkaç kere daha Ahmet bize geldiği ve Özge'yle oyun oynadığı için Özge Ahmet'e ısınalı çok olmuştu.

"Çıkalım mı hazırsak?" dedi Hakan merdivenleri ağır ağır inerken. Sonra Ahmet'e baktı, hafif bir tebessümle selam verdi. Ahmet de ona gülümsedi beceriksizce, aceleyle gözlerini kaçırdı. Ben alışmıştım, Ahmet henüz Kağan'a ya da Yakup'a bile alışamamıştı.

"Çıkalım." dedim. Kağan son bir oflamayla kapıyı açtı.

"Benim arabamla gidiyoruz Kağan."

"Ama-"

"Dört kişiyiz zaten." dedi Hakan kaşlarını çatarak. Son zamanlarda Kağan'a karşı her zamankinden daha katıydı. Tavırlarından bıkkınlığımı belirtmeyi umarak Hakan'a abartılı bir bakış attım. Beni sallamadı, dışarı çıktı Kağan'dan önce davranıp. Ahmet bana kaş göz yaptığında omuz silktim.  Kağan ise küfür etmemeye çalıştığını ultra belli eden bir somurtmayla çıktı dışarı.

Arabaya ilerledik, Özge'yi ortamıza alarak arkaya oturduk Kağan'la. Ahmet de öne yerleştiğinde çalıştırdı arabayı Hakan. Bir aşk şarkısı arabayı doldurduğunda Kağan iç geçirdi. "Ben de günüm nasıl daha fazla berbatlaşabilir diye düşünüyordum." diye mırıldandı. Hakan ona dikiz aynasından kötü bir bakış attı.

Özge koca gözlerini ona dikti. "Ne oldu Kağan?"

"Özge ben sana kaç kere büyüklerine ismiyle hitap etme diyeceğim?" dedi Hakan önden. Özge ona bakıp dudaklarını büktü.

"Özür dilerim abicim." Bu sefer kötü kötü bakan Kağan oldu, Özge'ye çevirdi gözlerini.

"Bana istediğin gibi hitap edebilirsin Özge." dedi minicik bir tebessümle.

"Kağan." dedi Hakan uyarı dolu bir sesle.

"Başlamayın yine!" dedim ellerimi saçlarımdan geçirip arkaya doğru çekiştirerek. Ahmet gözlerini camdan alıp bana çevirdi. Soru doluydu.

"Sevgiline söyle de sinirlerimi zıplatmasın o zaman." dedi Hakan direksiyonu avuçları arasında sıkarken.

"Abine söyle de işime karışmasın o zaman."

"Arabayı durdur." dedim Hakan'a dönüp. Gözlerini bana diktiğinde kaşlarımı çattım. "Durdur dedim!" Arabayı kenara çektiğinde kapımı açıp dışarı çıktım, bir güzel çarpıp geriye doğru yürümeye başladım. Durak bulmam gerekiyordu.

"Bulut!" diye bağırdı Kağan. O da inmişti. Takmadan yürümeye devam ettim. "Bulut bekle!"

Kolumu yakaladığında dayanamayıp dönerek bağırdım. "Çocuk gibisiniz!"

"Ben ne yaptım şimdi?" diye bağırdı ellerini iki yana açarak.

"Sen başlattın Kağan!"

"Hayır o başlattı. Odama girdiği zaman." Göz ucuyla arkasına baktığımda arabayı göremedim. Gözlerimi irilttim. Ben blöf yapıyordum! Ayrıca Ahmet? Aceleyle aradım ama meşgule attı. Şaşkınlıkla telefonumla bakışıyordum. Mesaj da attım ama dönmedi. Niye inmemişti gerizekalı?

Kağan (Gay)Where stories live. Discover now