9-Özür Dilerim!

1.5K 142 54
                                    

Merhaba arkadaşlar :) Geçen bölüm biraz kısa olmuştu o yüzden bu bölümü biraz daha uzun tutmak istedim.

Şarkı var dinlemenizi tavsiye ederim :)

Oylarda diğer bölümlere göre düşüktü.Oylar düşük olunca beğenilmediğini düşünüyorum ve yazmakta zorlanıyorum.Bu yüzden oylarınızı ve o güzel yorumlarınızı esirgemeyin lütfen.Bugüne kadar gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim.Lütfen okumaya ve ilgilenmeye devam edin.Hepinizi çok seviyorum, keyifli okumalar :) <3

Burası düşündüğüm yer olamazdı değil mi? Beni buraya getirmiş olamazdı.Motor burada bozulmuş olamazdı...

3 yıldır buraya gelmemiştim, bazı şeyler çok değişmişti ama hala o güzel villaların,parkların,bahçelerin olduğu mahalleydi.Bembeyaz, sevimli pencerelere sahip ,bahçesinde rengarenk çiçekler olan,havuzlu, dubleks bir evin önüne geldiğimde durdum.Bu mahallenin, en güzel evi olduğunu söyleyebilirim.Çünkü bu ev benim 3 yıl önce yaşadığım, anılarla dolu olan o muhteşem evdi.Ama ona baktığımda eskisi gibi mutlu olmuyordum.Muhteşemliğinden ne kaybetmişti? 

Annemle çiçekleri suladığımız,onlara özenle baktığımız o anılar...Babamla havuzda yaptığımız yüzme yarışları, sonrasında bahçeye kurduğumuz güzel sofralar...Gecelere kadar yaptığımız keyifli sohbetler,kahkahalar...

Peki ya şimdi? Şimdi geriye kalan sadece anılar...sadece acılar...

O muhteşem anıların yanında asla unutamayacağım bir acı ve gerçek vardı.Bu eve 3 yıldır hiç uğramamıştım.Tek hatırladığım, döktüğüm o son gözyaşlarım.Kalbime saplanan gerçek, şimdi tam karşımdaydı.O an aklıma gelip duruyor ve ben engel olamıyordum.3 yıl önceki acıyı tekrar yaşıyordum.O anki acı, çığlıklarım ve yalnızlığım.O kadar kolay mı kazandım da, bu kadar erken kaybettim? Nedenini her defasında sordum kendime.Neden ben? Söylesene neden? Çok mutluydum oysaki.Annem ve babamla yaşadığım o yıllarda, çok mutluydum.Ne gerek vardı söylesene kader? Ne gerek vardı gözyaşına? Kime kızmalıyım, söyle! Kader deyip sana mı kızmalıyım, susup kabullenmeli miyim? Ne yapmalıyım, söyle! Nasıl kabullenebilirim ki bu gerçeği.Nasıl unutabilirim kaybettiklerimi?

Bunları düşünürken gözyaşlarımı tutamıyordum.Bahçeye doğru ilerledim.Etrafta kimse yoktu.Çiçeklerin arasından geçerek tek tek onları incelemeye başladım.Sahibi güzel bakmış olmalıydı ama kimse annemin baktığı gibi bakamazdı.Onun dokunduğu gibi dokunamaz ve onun kadar sevemezdi.Annem bambaşkaydı.Etrafına saçtığı neşe ile herkesi büyülerdi.Bazen düşünürdüm nasıl bu kadar mutlu olabiliyor diye.En zor günlerimizde bile pozitif enerjisiyle bizi ayakta tutardı.Okuldan eve geldiğimde onunla keyifli sohbetler yapar, günün yorgunluğunu atardım.Beni her zaman dikkatilice dinler ve yorum yapardı.Beraber alışverişe çıkar, saatlerce gezerdik.Beni hiçbir zaman kırmazdı.Bugüne kadar bana bir kere bile sesini yükseltmemişti.O melek gibi bir anneydi.Sadece ben de değil, sınıf arkadaşlarım bile annemi çok severdi.Hatta bazen kıskanırlardı.Bu çok hoşuma gidiyordu ve çok mutlu oluyordum.Hayatım boyunca her zorlandığımda annemin güzel sözleri aklıma gelirdi. ''Yarın yeni bir gün, bu da geçecek prensesim, sadece gülümse...'' derdi.Peki bu geçecek miydi anne? Kaderime nasıl gülümseyebilirim? Üzgünüm ama artık sözlerin acımı hafifletmiyor.Çünkü bu yaşadığım yarın geçecek bir acı değil.Gülümsemek ise eskisi kadar kolay değil.

Bir meleğe sahiptim ben.Kanatsız bir meleğe...Onu kaybettiğim anda hayatımda doldurulamayan bir boşluk oluştu.O boşluğu kim gelirse gelsin artık dolduramayacaktı.

Büyük ağacı gördüğümde ona doğru ilerledim.Bu ağaç çok yaşlıydı.Ben doğduğumdan çok çok önce burada olduğunu söylerdi annem.Ve bizde bu ağaca baş harflerimizi kazımıştık.Elimi harflerin üzerinde gezdirdiğimde gözyaşlarıma artık hakim olamıyordum.Ağacın dibine oturup, kafamı gövdesine yasladım ve ağlamaya başladım.Kafamda binbir tane anı vardı ve bunlar gözlerimin önünden birer birer geçiyordu.Boğazım yanıyor ve kalbim sıkışıyordu.Anneme ve babama o son sarılışım gelmişti aklıma.Sımsıkı sarılmıştım onlara.Sanki olacakları hissetmiş gibi.Keşke o gün gitmeseydim okula.Gitmeseydim belki de onları kaybetmeyecektim.Ya da onlarla birlikte ben de ölecektim.Okula gittiğim için duyduğum pişmanlık beni öldürüyordu.Onları bırakıp gittiğim an aklımdan çıkmıyordu.Bütün suç benim.Benim yüzümden öldüler.Beraber son kahvaltımızı bile yapamamıştık.Ailenin her şeyden önemli olduğunu anlıyordum artık.Onlarla geçirdiğim bir dakika bile çok kıymetliydi benim için.''Sevdiğiniz insanların kıymetini kaybedince anlıyorsunuz.'' derler ya hani, işte şimdi anlıyordum bu sözün değerini.Daha çok vakit geçirmek isterdim onlarla.Mutlu bile olamamıştım daha.Beraber yapacak çok şey vardı.Mezuniyetimde fotoğraf çekinecektik.O mutlu anımı paylaşacaktık.Babam yanağıma kocaman bir öpücük kondurup benimle gurur duyduğunu söyleyecekti.Annem bana sımsıkı sarılıp bana her zaman güvendiğinden bahsedecekti.Sonra kutlamak için o güzel bahçemizde akşam yemeği yiyecektik.Yine saatlerce gülüp, eğlenecektik.Hangi üniversiteyi seçmem gerektiği konusunda tartışacak ve karar verecektik.Biz bunların hiçbirini yaşayamadık.Bunlar benim hayalimdi.Peki ya yaşadıklarım neydi?

KİMSİN SEN?Where stories live. Discover now