17-Adi Herif

792 49 27
                                    

Arladaşlar uzun zamandır yazmadığım için birçok okuyucu kaybettiğimi biliyorum ama lütfen bana destek olun.Okumaya devam edin.Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum.İyi okumalar :)

"Dikkatli ol ufaklık.Ölümle burun burunasın."

Ardından gelen silah sesiyle birlikte elektrikler kesildi.Herkes çığlık çığlığa iken bir tane daha silah sesi duyuldu...

Karanlıktan dolayı hiçbir şey görünmüyor ve insanlar çığlık çığlığa bağırıyordu.Korkudan titreyen bacaklarım hareket etmeme engel oluyordu.Barın arkasında bir köşeye sırtımı yaslayıp elimi başımın üzerine koyup kendimce korunmaya çalıştım.Kalbim deli gibi atarken nasıl kurtulacağımı düşünüyordum.Bağırışlar susmak bilmiyordu.Bir işkence gibi kulağımı tırmalayan çığlık seslerini bastırmak için ellerimi kulağıma götürüp kapattım.Gözlerimi kapatıp bu ortamdan uzaklaşmak istedim.

Bedenim titrerken nefes almakta zorlanıyordum.Boğazımda bir çift el hissetmemle gözlerimi açmam bir oldu.Karanlıktan dolayı seçemiyordum ancak boğazımı güçlü bir şekilde sıkmasından erkek olduğunu anlamıştım.Deli gibi çığlık atmak istesemde yapamıyordum.Sesimi kesen bir güç vardı.Nefes alışım zorlanırken etrafa savurduğum tekmelerim boşa gidiyordu.Elimle ellerini ittirmeye çalışıyordum fakat hareket bile ettiremiyordum.Tam pes etmiştimki boğazımda bir rahatlama hissettim.Ardından bir fener gözüme çarpıyordu.Elimle kamaşan gözlerimi kapatıp öksürmeye başladım.Boğazımdaki acı yutkunmakta güçlük çekmeme neden oluyordu.Hala boğuluyor gibi hissediyordum.

"Azra sen misin?"

Sesin sahibinin Yekta olduğunu anlamam uzun sürmedi ve öksürüklerimin arasından cevap vermeye çalıştım.

"Yekta..benim yardım et."

Öksürmekten düzgün konuşamıyordum.Yekta hemen feneri gözümden çekip beni kucakladı.Tekrar feneri alıp etrafa doğru tutup çıkışa doğru gidiyordu.

.Kollarımı boynuna sarıp ona sıkıca tutundum.Düşmekten korkan bir çocuk gibiydim.Kalbim hala küt küt atıyor ve nefes alıp verişim düzelmiyordu.Çıkışa varmadan elektrikler geldi ve herkes biranda sessizleşti.Başımı yasladığım göğsünden kaldırıp etrafa baktığımda içerde çok az kişinin olduğunu farkettim.Yerde kanlar içinde yatan iki erkek duruyordu.Hemen Yekta'nın kucağından inip onlara doğru yaklaştım.Yerde yatan kişinin Atlas olabileceği düşüncesi aklımı kurcalarken korku bütün bedenime yayılıyordu.Ona bu kadar benzemesi korkumu daha da arttırıyordu.Yerde duran bedene doğru yaklaşıp yüzüne baktım.Gördüğüm şey karşısında tek hatırladığım çığlık atıp kendimi karanlığa bırakışımdı...

"Durumu nasıl doktor bey?"

"Endişelenecek bir şey yok.Sadece ufak bir baygınlık geçirmiş.Biraz dinlensin geçer."

Gözlerimi yavaşça açarken bedenimdeki uyuşukluk her tarafıma yayılıyordu.Başıma giren ağrılar ve gördüğüm loş ışık nerede olduğumu sorgulamamı sağlıyordu.Duyduğum seslerin sahibine baktığımda beyaz önlüklü bir adamın Yekta ile konuştuğunu gördüm.Kalktığımı farkedecek olmalılar ki ikiside bana doğru döndü.

"Neredeyim ben ne işim var burada?" Kendime gelmeye çalışırken aklımı kurcalayan sorulara bir cevap arıyordum.Yekta bana doğru yaklaşıp elimi tutarak,

"Sakin ol Azra sadece ufak bir baygınlık geçirdin.Sanırım kan görmeye dayanamıyorsun." dedi.Kan kelimesini duyduğum an neler olduğunu hatırlamaya başladım.Hemen doğrulup "Atlas nerde?" diye sordum.Kanlar içinde yatan kişinin kim olduğunu hatırlamıyordum.Atlas mıydı? Hayır o olamazdı.

Soruma cevap gelmeyince tamamen ayağa kalktım.Doktorun ve Yekta'nın uzanmam gerektiği ile ilgili söyledikleri umrumda değildi.Bana engel olmaya çalışarak beni kolumdan tutan Yekta'dan kurtulmayı başarmıştım.Odanın dışında çıkıp koridorda Atlas' ı arıyordum.O ölmüş olamazdı.Yekta tekrar kolumdan tutup beni yakaladı.

KİMSİN SEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin