1.0

76.5K 4.6K 610
                                    

"Defne!" Annemin sesini duymamla yataktan kalkmam bir oldu. "Efendim anne? Sabah sabah ne bağırıyorsun?" Annem odama girip sandalyeye oturdu.

"Arkadaşlarla kahvaltıya gidiyoruz, baban bırakacak beni. Sen de ders çalış, tamam mı? Bir de bugün dershanen var, unutma." Başımı aşağı yukarı salladım. Annem gezmeyi çok severdi, babam ise evlendiklerinden beri annemin şoförlüğünü yapıyordu. Bazen babama üzülsem de gelecekte annem gibi olacağımı bildiğim için anneme hak veriyordum.

Annem odamdan çıktıktan sonra yastığımın altından telefonumu çıkardım. Burak hala engelliydi. Engellediğimi Hazal'a söylediğimde bir ton azar işitmiştim. Ama ne yapayım? Bir insanın her yerde beni takip ediyor oluşu korkunçtu.

Rehberimden Hazal'ı bulduktan sonra aramaya basıp telefonu kulağıma götürdüm. Çok geçmeden Hazal telefonu açtı. "Defne?"

"Hazal, n'aber?"

"İyiyim de, kızım rüyanda beni mi gördün? Saat sabahın 9'u. Sen bu saatte kalkmazdın, hayırdır?" dedi Hazal boğuk bir sesle. Uykusundan yeni kalkmış olduğunu anlayabiliyordum.

"Hazal, bırak laf kalabalığını." Hazal'ın esneme sesini duydum. "Dün Burak'ı engellemiştim ya hani... Diyorum ki, engeli kaldırsam mı?"

"Defne, cidden sen tam bir geri zekalısın. Bulmuşsun işte gül gibi çocuğu, daha neden engelliyorsun ki? Seni sevdiğini söylüyor, sana güzel şeyler de söylüyor... Bence konuş." Başımı aşağı yukarı salladım, ama Hazal ne yazık ki bunu göremiyordu.

"Tamam, kaldıracağım." Hazal'dan bir 'oh' sesi duydum ama anlam veremedim. "Sonra görüşürüz." Telefonu kulağımdan çekip aramayı sonlandırdıktan sonra whatsapp'a girdim.

Burak'ın profiline girmeden önce duraksadım. Fotoğrafımı çektiği aklıma geldikçe biraz olsun korkuyordum.

Engeli kaldırdıktan sonra mesaj gönderdim.

"Günaydın en gizemli ve yakışıklı olduğunu umduğum telefon sapığım!"

"Güzel lakap sevgilim!"

Yazdığı şeyi okuyunca gözlerimi büyüttüm.

"Burak, biz sevgili değiliz! Kendine gel."

"Yakında o da olmayacak mı?" Kendine bu kadar güveniyor olması sinirimi bozuyordu.

"Olmayacak."

"Göreceğiz." Daha sonra yeniden mesaj attı. "Sen beni neden engellemiştin? Ah, hatırladım. Fotoğrafını çekmiştim."

"Salak, bu yaptığın suç! Dava edeceğim seni."

"Benim seni dava etmem daha doğru olur, kalbimi çaldın."

Galerimdeki en saçma fotoğrafı bulup Burak'a gönderdim.

Galerimdeki en saçma fotoğrafı bulup Burak'a gönderdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Salaksın!" yazdım hemen.

"Salak dediğin bu çocuk seni seviyor.

"Zaten bu daha büyük bir salaklık, niye seviyorsun beni? Sevme. Ben sevilecek biri değilim." Gerçekten sinir bozucu biri olduğumu göz önünde bulundurursak, dediklerim doğruydu. Saate baktığımda evden çıkmak için yalnızca 10 dakikam kaldığını fark ettim. "Her neyse, dershaneye gideceğim. Hazırlanmam gerekiyor."

"Eğer yine dünkü kadar güzel olursan oyarım seni," yazdığında gülerek uygulamadan çıktım.

Mesajına görüldü attıktan sonra kafama dank etti.

Güzel olup olmadığımı nerden görecekti ki?

Dershaneye gelecekti, öyle değil mi? Gözlerini dürbün gibi kullanma zamanın geldi Defne.

İyi şanslar.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin