9.3

28.9K 1.5K 585
                                    

Annemi, sinirli gördüğüm nadir anlardan biriydi. Ve annem sinirlenince, gerçekten beni onun elinden, dilinden kimse alamazdı. Sinirlenince alev topuna dönüşüyor, önüne geçeni yakıyordu. Birazdan o alevlerin gazabına ben de uğrayacaktım. Hemen kendimi savunmaya geçtim.

"Anne, biz kötü bir şey yapmıyoruz yemin ederim! Ben Burak'a git bana şunu al bunu al demedim, valla! Kendi almış, bana verdi. E iyi o zaman dedim, ben de aldım. Ne yapayım, çöpe mi atayım o kadar değerli şeyi? Ne olur Melek Teyze'ye söyleme. Bak, Melek Teyze duyarsa Burak'ı öldürür! İnternetten araştırdım, o kadar pahalı ki... Ne olur söyleme! Aramızda kalsın. Eve dönünce 2 hafta boyunca evden çıkmayıp her gün temizlik yapacağım söz veriyorum." Annemin tek kaşı havaya kalktı.

"Ne diyorsun Defne? Sen cankurtaran kızı havuza itmedin mi?" Ne? Annem o konudan mı bahsediyordu? "Evet..."

"Sen iyice uçtun ha! Zaten otelde de ikidebir Burak'la kaybolup duruyorsun, canımı sıkmaya başladın artık. Sana özgürlük tanıdıkça daha fazlasını istiyorsun. Kız, seni otel yönetimine şikayet etmiş." Ulan İlayda... Çıkışa gel kızım, otel bizi kesmez.

"İnanmıyorum," dedim yapmacık bir şaşkınlıkla. "Altı üstü havuza ittik, fena mı? Hava sıcak, azıcık serinlesin diye yaptım. Ama yok, bu devirde kimseye iyilik yapmayacaksın. Onu düşünende kabahat," dedim, annem gittikçe sinirleniyor gibi duruyordu. "Otel yönetiminden senin adına özür dilemek zorunda kaldım Defne! Baban duysa ne kadar sinirlenir, düşünebiliyor musun? Ama yok, bir daha baban olmadan seni hayatta tatile getirmeyeceğim! Ben seninle baş edemiyorum."

"Özür dilerim anne, ama biraz fazla tepki vermiyor musun sence de? Şimdi, şu minicik olay yüzünden tatilimi burnumdan mı getireceksin?"

"Tatilini değil, dönüşünü burnundan getireceğim. Ağustos'un 27'sinde dershanen başlıyordu, biliyorsun değil mi?" Allah'ım, ne yapacağım? Tam anlamıyla unutmuştum bunu! "Biliyorum."

"Güzel..." Annem biraz duraksadı. "Şu, az önce bahsettiğin şey ne? Yine ne haltlar yiyorsun sen?" Anneme bir anda çıkıştım.

"Anne ne oluyor sana? Sabahtan beri beni azarlayıp duruyorsun. Haltlar yiyormuşum, cümleye bak. Benimle düzgün konuştuğun zaman tekrar oturup muhabbet ederiz," dedim ve annemin yanından ayrıldım. Aslında anneme kızmak gibi bir niyetim yoktu. Sadece sorgulamadan kurtulmak istiyordum.

Melek Teyze'nin yanına geri döndüğümde tabağımı masadan aldım. Burak "Ne oluyor?" derken peşimden geliyordu. Başka bir masaya oturdum. Burak da karşımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

"Annemle tartıştık. İlayda'yla olan meseleyi öğrenmiş. Az kalsın yüzüğü ağzımdan kaçırıyordum." Burak gözlerini devirdi. "Söyle yüzüğü Defne, hatta direkt biz evlenmek istiyoruz, Defne 18'ine geldiğinde ayrı eve çıkacağız diyelim," dediğinde gözlerimi büyüttüm.

"Benim neden bu ayrı ev mevzusundan haberim yok?"

"Şu an karar verdim çünkü," dedi Burak. "Otel çok sıkıcı, yemin ederim. Araba kiralayayım da bir yerlere gidelim, tamam mı?" Başımı aşağı yukarı salladım. Burak yanımda olunca annemden bir şeyler için izin almama gerek kalmıyordu. Zaten neredeyim, ne yapıyorum çok umursamıyordu. Gece otelden gitsem kadının ruhu duymayacaktı.

Kahvaltımızı bitirdikten sonra annemlerin yanına gidip gitmemekte kararsız kaldım. Söylemek istemiyordum, kadın zaten sinirliydi. Hem, şunun şurasında reşit olmama da az kalmıştı. Mantıken yetişkin bir insan sayılırdım. Zaten yanımda yetişkin bir insan vardı. Odama çıkıp şortumun arka cebinden yüzüğümü aldım ve parmağıma taktım. Otelin lobisine indiğimizde Yaprak'a yanımıza gelmesini işaret ettim ve otelden gideceğimizi söyledim. Ancak Yaprak Hanım bizi 'sıkıcı' bulduğu gerekçesiyle otelde kalmak istemişti. Ee, abisi olmayınca Joe'yla daha rahat takılacaktı çünkü.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin