7.5

32.4K 2.1K 181
                                    

"Kaydımı donduracağım," dediğinde en başta anlayamamıştım. "Bu ne demek?"

"Yani haftaya gidip kaydımı yaptıracağım ama bu sene okumayacağım demek," dediğinde başımı sağa sola salladım.

"Burak saçmalama," dedim bir anda ne diyeceğimi bilemeyerek. "Zaten geç yazıldığın için bir sene kaybın var, bir sene daha olmasın. Hem de bu kadar emek verdin!"

"Bebeğim mezuna bırakacağım demiyorum, sadece bir sene dinlenmek istiyorum." Böyle düşününce isteği mantıklı geliyordu.

"Emin misin?"

"Eminim."

"Ne yapıyorsun sabahtan beri burada?" diye sordum konuyu dağıtmak için.

"Tuvalette sıra vardı, bir adam kusuyor sanırım. Ben de burada bekliyordum," derken sanırım o bahsettiği adam tuvaletten çıktı. "Hadi ben gireyim, sen de bizimkilerin yanına git." Başımı aşağı yukarı sallayıp masaya geri döndüm.

Annemler ne gittiğimi ne de geldiğimi fark etmişlerdi. "Aa, Yaprak geldi," Melek teyze kapıya bakarak kurmuştu bu cümleyi. Yaprak'ın eksik olduğunu yeni fark etmiştim.

Ben çok kötü bir görümceyim.

Yaprak masaya gelip hepimizle selamlaştıktan sonra Burak da gelip masaya oturdu. "Selam Defne," dedi bana bakarak.

"Selam Yaprak'cığım, burada olmadığını fark etmemişim," dediğimde Yaprak cıkladı.

"Demek ki bu kadar değersiz biriyim, vay be," diyerek Burak'a döndü. "Bak görüyor musun çok düşüncesiz senin bu sevg-" Bir anda Yaprak'ı alttan dürttüm.

Melek teyze bir anda söze atladı. "Yemeklerimizi yediğimize göre artık kalksak mı? Saat geç olmuş," dedi telefonuna bakarak.

"Bence de," dedi annem ayağa kalkarken. "Hesabı biz hallederiz," diyerek babama döndüğünde babamın zaten bu konuda Çağrı amcayla tartıştığını fark ettim. Erkekler yemeği kimin ödeyeceği konusunda yer zaman fark etmeksizin tartışmaya açıktı.

"Ben ödeyeyim, harçlığımla," dedi Yaprak. Gülerek ona baktım. "Sen harcama paranı," dedim onu dalgaya alarak. "Arkadaşlarınla dışarı çıkınca falan harcarsın."

Yaprak başını sağa sola salladı. "Harçlığım biterse kredi kartından harcarım, sorun yok." Şaşkınlıktan çenemin düşmemesi için kendimi zorladım. Burak şaşırdığımı görmüş olacak ki konuştu. "Annemin kredi kartı yani. Yaprak kredi kartından bir şeyler alınca para gitmiyor sanıyor." Gülerek Yaprak'ın kahküllerini düzelttim.

Hesap ödendikten sonra restauranttan dışarı çıktık. "Çok güzel zaman geçirdik ailecek, teşekkür ederiz," dedi Çağrı amca. "Tabi Yaprak biraz geç geldi ama... Arkadaşlarıyla geziyormuş küçük hanım."

"Gezsin, ne olacak?" dedi Melek teyze Çağrı amcaya bakarak.

"Gezsin gezsin de arkadaşlarıyla dışarı çıkınca bir sushi'ye 236 tl vermesin," dediğinde hepimiz güldük.

"Sen daha fazla para harcardın," dedi babam Çağrı amcaya doğru. "Lisede okuldan kaçıp iddia oynardık, bütün harçlığımızla."

Çağrı amca güldü. "Doğru diyorsun, ne eğlenceli zamanlardı." Sonra Burak'a döndü. "Aman sen babanın dediğini yap yaptığını yapma. Ankara'ya gönderiyoruz ama sende öyle şeyler görmeyeyim oğlum." Bir anda ortamda gergin bir sessizlik oluştu.

"Baba, ben bu sene kaydımı donduracağım," dediğinde hepimiz Burak'a bakakaldık.

"Ne dedin?" dedi Çağrı amca duyduğu şeye inanmayarak. "Saçmalama."

"Baba, ciddi söylüyorum. Bu sene okumak istemiyorum." Çağrı amca bir anda sinirlendi.

"Defne yüzünden mi?" Ya benle ne alakası vardı? Ah evet, aslında biraz düşününce benimle alakası olduğunu bizi biraz bile tanıyan bir insan anlayabilirdi.

"Alakası yo-" Çağrı amca Burak'ın sözünü kesti. "Bu konuyu evde konuşalım Burak."

Babamın bana sinirli şekilde baktığını gördüm. Gerçekten Burak'a benim mi gitme dediğimi düşünüyorlardı? "İyi akşamlar Çağrı, arayı uzatmayalım," dedi babam Çağrı amcayla sarılırken.

Onlardan ayrılınca arabaya yürümeye başladık. "Baba ben gerçekten Burak'a o tarz bir şey söylemedim."

"Evde konuşalım Defne," dedi babam. "Öyle bir şey yapmayacağını biliyorum ama senden dinlemek istiyorum."

Bu demek oluyordu ki...

Eve gidince babamdan dinleyeceğim uzun bir azar seansım vardı.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin