5.5

47.7K 3K 349
                                    

"Burak!" Birden Burak'a doğru koştum ve mesajı gösterdim. Burak endişelenmiş şekilde bana bakıyordu. "Oya."

"Evet, Oya!" Sokağın ortasında bağırıyordum. "Ya Allah belasını versin bu kızın. Şerefsiz."

"Dur bakalım, hemen bir şey söyleme. Önce eve git."

"Ya of. Ne yapacağım?" Eve doğru yürürken Burak hiç tınlamamış gibiydi. Dönüp yakasını tuttum. "Lan, yardımcı olsana bana!"

"Güzelim daha babanın seni neden çağırdığını bilmiyoruz. Git, konuş. Sonra bana mesaj atarsın." Ellerimi yakasından çektim ve başımı aşağı yukarı salladım. Doğru söylüyordu.

"Eve bırakayım mı?" Yok Burak, istersen eve gel kahve içmeye aq. Başımı sağa sola salladım. Babam eğer balkondan falan bakıyorsa, görmesi çok kolay olurdu.

Burak'la vedalaştıktan sonra eve geldim ve apartmanın önünde durup anneme mesaj attım.

Defne: anne

Defne: babam beni eve çağırıyor

Defne: niye?

Annem: gel sen

Haaaasssiktir, helvam çikolatalı olsun.

Merdivenleri çıkarken kalbimin hızlandığını hissettim. Son kez bildiğim duaları okurken şehadet getirdim ve zile bastım.

Annem beni içeri alırken oturma odasına doğru baktım. Babam koltukta oturuyordu, elinde bir kağıt vardı. Yanına gittim.

"Baba?" Elindeki şeye gözlerimi indirdiğimde... Anaa

Karnem bu!

"Baba ya, baba." Sinirliydi. Karneyi bana uzattı. "Bu ne Defne? Hadi, teşekkür getirirsin anlarım. Sen hiçbir şey getirmemişsin!" Gülmemek için dişlerimi sıkıyordum.

"Biz senin eğitimine ne kadar emek verdik, sen farkında mısın bunun?" Başımı aşağı yukarı salladım. "Şu ortalamaya bak, 63,78! Nereye gireceksin bu ortalamayla? Geçen sene bile 89'du! Bu sene çok düştün." Başımı aşağı yukarı sallayıp devam etmesini bekledim.

"Önünde üniversite sınavı var Defne. Senden önemli değil gibi şeyler söyleyemeyeceğim çünkü senden önemli, her şeyden önemli bir sınav. Hayatının sınavı. Mezuna kalmayacaksın!" Of, başladık yine. "Bir de tıp istiyordun değil mi? Maşallah, baya tıp gidecek öğrencisin."

"Neden dalga geçiyorsun ki baba? Sonuçta ortalamaları düşük olup, yine de tıp giden var."

"Evet, tıp giden var ama ortalamaları iyi olan matematikten 30 net yapıp tıp gidiyorsa, sen 38 net yapmak zorundasın."

"Haklısın." Kestirip atmaktan başka çarem yoktu. "Seni dün, dershaneye yazdırdım. Ağustos'un 27'sinde başlıyor. Gideceksin. Telefon kullanmak da yasak." Hayır ya, olamaz bu!

"Şimdi odana git." Başımı aşağı yukarı salladım ve odama gittim. Babamın dediği şeyler beni üzmekten başka bir şey yapmıyordu. Cidden kalbim kırılmıştı. Tamam, ortalamam cidden çok düşüktü ama seneye çalışacaktım. İnşallah yani. Allah kısmet ederse çalışırım birazcık.

Telefonumu çıkartıp Burak'a mesaj attım.

Defne: babam karne hakkında konuştu

Defne: oya bizi söylememiş

Burak: boş yere günahını aldın kızın

Burak: hem, karne hakkında neden konuştu?

Burak: kötü geldi, değil mi?

Defne: evet :(

Burak: of, defne

Burak: şimdi ben de diyeyim mi ben seni geri bırakıyorum konuşmayalım diye?

Defne: deme

Görüldü attı.

Defne: diyecek misin?

Burak: dayanamam ki

Burak: belki seneye derim

Defne: ağustos'ta dershaneye gidecekmişim

Defne: telefon kullanmam da yasak

Burak: böyle bir şey olacağını tahmin etmiştim

Burak: sanırım ben de ankara tıp'a giriyorum

Burak: tercihlerimi yaptım

Gidecekti. Ankara'ya.

Ağlamamak için yüzümü tavana çevirdim.

Defne: gidiyorsun yani

Burak: :(

Burak: böyle deme

Burak: ben hayatımda ilk kez 15 yaşında gördüğüm koşulları, çocuklarıma yaratmak için çalışıyorum

Bu cümlenin ağırlığı altında ezilebilirdim.

Defne: seni çok özleyeceğim

Burak: dur ya daha gitmiyorum :D

Burak: daha eylül'e kadar çok var

Defne: bak burak

Defne: görüşemeyeceğiz ya bir süre

Defne: yani görüşürüz de

Defne: telefonu aldığım zamanlar

Defne: neyse işte

Defne: araya mesafelerin girmesine izin verme tamam mı?

Burak: ne saçmalıyorsun defne?

Burak: ya

Burak: dağıtıcam ağzını yüzünü şimdi

Burak: bir daha sakın böyle bir cümle kurma

Defne: pekala

Defne: of ben gidiyorum ya

Defne: gidip biraz ağlayacağım

Tam telefonu komodine koyuyordum ki bildirim sesini duyup geri aldım.

Burak: defne

Burak: ya saçmalama aq

Defne: gidiyorum

Defne: gelirim 2 saate

Burak: defne

Defne: efendim?

Yazıyor...

Burak: seni çok seviyorum

Ben de Burak, ben de.

Gizli Numara (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin