26 × Poniard

6K 567 371
                                    

Medya; Sia - Helium

Yazar

Yoongi hızlıca Rose'un odasına doğru ilerlemişti. Bu işi bir an önce halletmek istiyordu. Rose'u böyle görmeye dayanamıyordu. Üstelik Bay Choi onları durdurmaya çalışabilirdi. Fakat, Yoongi kesinlikle kararlıydı ve vazgeçmeyecekti.

Odaya hızlıca girdiğinde Jennie'yi Rose'un başında bulmuştu. Doktor gelmişti ve Rose'un ateşinin düşmesini sağlayıp birkaç ilaç yazıp gitmişti. Rose'un gözleri hafifçe açıktı. Ama hala kendini kötü hissettiği her halinden belliydi.

"Doktor ne dedi?" diye sordu Yoongi, Jennie'ye dönerek. Jennie istemsizce iç çekmişti. "Sadece halsiz olduğunu söyledi. Birkaç ilaç yazdı. Yemekten sonra alması gerekiyor."

"Tamam, Jennie. Teşekkür ederim." diyerek hafifçe gülümsedi. Jennie omuz silkmiş ve Rose'un saçlarına bir öpücük kondurmuştu. "Saçmalama. Rose benim en yakın dostlarımdan biri." Sonra Rose'a bakmış ve kocaman gülümsemişti. "Ben şimdi gidiyorum, yarın tekrar geleceğim."

"Tamam," demişti Rose zorlukla. Doğrulmaya çalışmıştı ama işe yaramayınca pes ederek yatmaya devam etti. "Hoşçakal."

Jennie buruk bir gülümsemeyle son kez Rose ve Yoongi'ye bakarak odadan çıktı. Yoongi Rose'un yanına ilerlemiş ve yatağın kenarına oturmuştu. Elleri genç kızın sıcacık ellerini kavradı. "Daha iyi hissediyor musun?" Rose, Yoongi'nin sesindeki endişeyi hissettiğinde olabildiğince neşeli konuşmaya çalışmıştı. "Evet daha iyiyim."

"Benim odama gidelim." dedi Yoongi aniden ayaklanarak. Rose'u da kucağına almak için harekete geçmişti. "Neden?" diye mırıldandı Rose kaşlarını çatarken. Yoongi omuz silkmişti. "Söylemem gereken şeyler var." Rose'u düzgünce kucağına aldıktan sonra genç kızın başını boynuna yaslayarak hızdan etkilenmesini önledi. İki saniye içinde kendilerini vampirlerin binasında Yoongi'ye ait odada bulmuşlardı. Yoongi, Rose'u yatağına yatırdı.

"Ne oldu Yoongi?" dedi Rose endişeyle karışık bir merakla. "Bana ne söyleyeceksin?"

Yoongi derin bir nefes aldı. Rose'a hep böyle güçsüz olacağını hatta belki de öleceğini bu yüzden onu vampir yapmak istediğini söyleyemezdi. Bu çok kırıcı olurdu. "Daha demin Bay Choi'nin yanındaydım." dedi Yoongi. "Anlaşılan halsizliğin düşündüğümüzden uzun sürecek. Bir büyücü olarak yeteneklerinin paha biçilemez olduğunu, savaşta sana ihtiyacımız olduğunu söyledi. Seni vampir yapmamı istiyor, böylece hiçbir zaman olmadığın kadar güçlü olacaksın."

"Vampir mi?" dedi Rose. Gözleri şaşkınlıkla kocaman olmuştu. "Ama bu yasak değil mi?" Kendini vampir olarak hayal ettiğinde vücudundan bir titreme dalgası geçmişti. Böyle bir şey olabileceğini asla tahmin etmiyordu. "Yasak," diyerek omuz silkti Yoongi. "Ama savaşın eşiğindeyiz ve en büyük yasaklı büyü bile serbest hale getirilecekken tüm bunların pek bir önemi kalmadı."

"Ama Yoongi," dedi Rose endişeyle. "Ben vampir olamam. İnsanların kanını içemem. Canları acır."

Yoongi gülmemek için dudaklarını ısırarak, yatağın yanındaki komidinin çekmecesini açmış ve bir paket kanı çıkararak Rose'a göstermişti. "Bunlar sayesinde kan içebilirsin." dedi. "İlla insanları ısırmak zorunda değilsin."

"Ben, bilemiyorum Yoongi. Korkuyorum." Yoongi gülümseyerek Rose'a yaklaşmış ve alnından öpmüştü. "Korkmana gerek yok bebeğim, sen cesur bir kızsın." Hafifçe Rose'un yanağını okşamış ve konuşmaya devam etmişti. "Eğer vampir olursan, seni vampir yapan kişi ben olduğum için benimkine benzer özelliklere sahip olacaksın. Benim himayem altında olacaksın ve eğer bir hata yaparsan, cezasını sadece sen çekmeyeceksin. Beraber çekeceğiz. Jin ve Jisoo'nunki gibi bir şey olmasa da bu da bir bağlanma sayılabilir."

house of cards ❅ bts•bp ✓Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora