29 × Eternity

5.9K 543 220
                                    

Medya; BTS - Airplane pt2

Jisoo

"Bunun işe yarayacağına emin miyiz?" dedim Yeri'nin elinde tuttuğu şişelere bakarken. Revirdeydik ve arkada koca bir kazan iksir vardı. Yeşil yeşil dumanlar tütüyordu ve açıkcası, kesinlikle iğrenç kokuyordu.

"Elbette, eminim." dedi Yeri. "Bu iksir sayesinde bizim okulda olmadığı halde araya karışan hainleri yakalayabileceğiz."

"Evet, Yeri." diyerek kafasını aşağı yukarı salladı Bay Choi. Revirdeki koltuklardan birine oturuyordu. "İksir için sana teşekkür ederiz."

Büyük bir revirimiz vardı. Normal bir okul olmadığımızdan, aynı şekilde normal olmayan öğrenciler hiç normal olmayan yaralar alabiliyordu. Bu tür durumlarda da genelde Yeri'nin garip iksirleri imdadımıza yetişiyordu. O bir cadı olsa da, insan sağlığı hakkında gerçekten çok fazla şey biliyordu. Yeri sayesinde okuldaki doktorlara fırsat kalmıyordu. "Bence maaş alman gerekir," dedim Yeri'nin kulağına eğilerek. Sadece gülmüş ve omuz silkmişti.

"Peki, nasıl olacak?" dedi Jennie Cadı kazanından en uzak bölümde Taehyung ile beraber oturuyorlardı. Duvara yaslanarak bizi izliyor olan Jimin'in gözleri Jennie'ye kaysa da, Jennie onunla göz göze gelmemek için her şeyi yapıyor gibi görünüyordu.
"Yani, bizim okuldan olmayan birisi, bir hain, bu iksiri içtiğinde ne olacak?"

"Kurbağaya dönüşecek." dedi Yeri sırıtarak. "Ama yalnızca beş dakikalığına. Fakat, önemli olan bu değil. Çünkü beş dakika bizim için yeter ve artar."

Gülerek kafamı iki yana salladım ve yandaki tabureye oturdum.
"Kararını verdin mi, Jennie?" dedi Bay Choi.

"Evet," diyerek kafasını aşağı yukarı sallamıştı. "Ölümsüz olacağım."

"Güzel," dedi Bay Choi oturduğu koltukta dikleşerek. "Öncelikle sizleri halledelim, sonra okulun geri kalanına geçeceğiz. Önümüzde uzun saatler var." Yeri'nin diğer tarafında duran Hoseok'un omzunu patpatlayarak odadan çıkmıştı. Bay Choi, Hoseok'a ve Namjoon'a fazlasıyla güveniyor olmalıydı.

"O zaman senden başlayalım, Jennie." dedi Namjoon birkaç adım öne çıkarak.

Jennie gergin bir şekilde onayladığında Taehyung, onu destekler bir şekilde gülümsemişti. Taehyung'un gülümsemesi Jimin'in sinirini bozmuş olmalıydı ki, kaşlarını çatmış ve rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı. O üçlünün arasında neler geçtiğini ne yazık ki tam olarak bilmiyordum fakat iyi şeyler olmadığı kesindi.

Jennie, Yeri'nin önündeki koltuğa oturup iğrenç denebilecek tatta olan iksiri kafasına dikti. Ben de onunla birlikte yüzümü buruşturmuştum. Birazdan o koltukta oturacak olmak ister istemez tırsmamı sağlıyordu.

"Gergin misin?" dedi Jin, yandaki taburelerden birini alıp yanıma otururken. "Hayır," diyerek kafamı iki yana salladım ve gülümsemeye çalıştım. Ellerimi elleri arasına almış ve diğerlerini umursamadan bana yaklaşmıştı. "Neler hissettiğini.." dedi. "Hissedebiliyorum, biliyorsun değil mi?" Sağ elimi nazikçe kavrayarak kalbinin üzerine koymuştu. "Tam kalbimde. Tüm korkunu, endişeni, mutluluğunu.. Hepsini hissediyorum, bu yüzden bana yalan söyleme bebeğim. Endişelenmen çok doğal, fakat birlikte üstesinden geleceğiz, tamam mı?" Söyledikleri duygulanmama neden olurken, hafifçe dolan gözlerimi umursamayarak dudaklarımı büzmüştüm. "Tamam."

"Pardon," dedi Yeri bıkkınlıkla. "Günlük romantizm saatinizi bölmek istemezdim fakat, Jisoo yardımına ihtiyacım var."

Tüm gözlerin bizim üzerimizde olduğunu fark ettiğimde utançla ayağa kalkmış ve Yeri'nin yanına ilerlemiştim. Jin'in arkamdan güldüğünü biliyordum çünkü utandığımı hissetmişti.

house of cards ❅ bts•bp ✓Where stories live. Discover now