Bölüm 3

289 27 0
                                    


Daha önce aynı mahallede oturdukları Dudu kadın geçmiş olsuna gelmiş ve Zübeyde' ye yanında çalışmasını söylemişti. Sabah gelip akşam gidecekti. Yol ve yemek parası da alacaktı, sadece sigorta yoktu. "Sen bağ kur yaptır emekliliğine faydası olur" demişti. İş kolaydı yemek yapacak sökükleri, yırtıkları ,kızlar isterse onlara giyside dikecekti. Hemen kabul etti. Kocası hapse girdiğinde bankadaki tüm paralarına el koymuşlardı. Bu güne kadar,elinde olanla idare etmiş altınları satmıştı.

Oğlanın sigara parasın zor yetiyordu artık. Vermeyince evin altını üstüne getiriyor,hatta annesinin üzerine yürüyordu. Zübeyde bu duruma sırf kızı üzülmesin korkmasın diye katlanıyordu.

Şükriye, bu işe sıcak bakmasa da ,arkadaşının durumunu bildiğinden ses etmedi ama, sıkı sıkı tembihledi. "Kardeşim, kimseye söyleme ,evlere temizliğe gidiyorum de .Ha,giderken de kızı bana bırak, bir birimize can yoldaşı oluruz.  O benimde kızım sayılır. Birde oğlana dikkat et?".

İşler biraz yoluna girmişti. İyi para kazanıyordu, tabi onlara göre .Dükkana torbaları koyan hala tespit edilmemişti. Bu arada oğlan evden iyice kopmuştu. Zaten Zübeyde de ondan bir şey beklemiyor arayıp sormuyordu.

"Zübeyde kız ,aç kapıyı,haberlerim var."

"Anam bu ne ya,yangından mı kaçıyon?gel içeri gecenin bu saatinde tövbe tövbe!"

"Ne var kız saatte daha yeni on oldu.Ha kız uyuyor mu?"

"Uyudu uyudu niye ki?"

"Duymasın sabi,zaten hala tam düzelemedi. Geçen gün biz karılarla taşlıkta otururken bu içer de ne yapıyor diye bakmaya gittiğimde, divana kıvrılmış ağlıyordu, elinde babasının resmi vardı. Sana demedim üzülme diye. Neyse,asıl konu bu değil,kaynanamgil duymuş ,güya sizin evi abin bilerek yakmış.  İtfaiyeciler "Bu yangın kendiliğinden çıkmaz "demişler. Ama,nasılsa abin o sırada Bilal'in meyhanesinde içiyormuş. Bir de ,asıl önemlisi senin oğlanı Zile de görmüşler dayısının yanında. Baban tüm mal varlığını senin ve oğlanın üzerine yapmış. Tabi bunu duyunca dellendi  diyorlar. Hala soruşturma devam ediyormuş"

Zübeyde, bağırmamak için elini ağzına kapatıp,gözlerinden sicim gibi yaşlar akıtmaya başladı.

"Vay benim çileli başım, kendi doğurduğum atalarıma kıymış, abim orada değilse kesin bizim oğlan yapmıştır bacım. Ah soysuz nasılda dayısına çekmiş. Belki dükkana da bunlar..!neyse, yok o kadarını yapmaz! babası sonunda, hep onu kolladı. Yapar mı kız?"

Şükriye, sustu onunda içine kurt düşmüştü. O sırada kapı yumruklandı,iki kadın bir birilerine baktılar!, "Kim o gecenin bu saatin de.?"

"Aç en sevdiğin evladın Tekinin geldi. Hani dedesinin adını koyduğun."

"Ben gidiyorum aklım sende ,oğlana bir şey belli etme, yarın Yusuf gidip komiserle konuşur. Tetikte olacağız bir şey olursa seslen."

Şükriye sessizce gitti,Tekin içeri girerken,"Ooo yine kimi çekiştiriyor dunuz? Karnım aç yemek var mı?."

"Yumurta kırayım ye. Bir gün sordun mu? Yemek ekmek alacak paranız var mı diye. Güya babandan sonra evin erkeği sensin. Hem nerelerdeydin bakalım günlerdir!? Burası han kapısı değil,öyle isteyince gelip gidecek. Bunu bil ,bir daha böyle yaparsan eve almam bilesin."

"Sen kimi kimin evinden kovuyon!. İstesem ben sizi evden kovarım. Kızını al defol derim ama, vicdanlıyım. Zaten yakında çok param olacak ,o zaman şeytan görsün sizin yüzünüzü."

"Ne parasıymış bu? Hırsızlık mı? uyuşturucu satışımı?."

"Sana ne be. İstemiyom yemeni ekmeni.,"dedi ve geldiği gibi gitti."

Zübeyde, arkadaşına mesaj atıp durumun iyi olduğunu oğlanın gittiğini yazıp, kızına sarıldı ve yattı.

Melisa ,tüm olanları duymuştu ama,abisi geldikten sonra korkudan yatağın içine büzülüp uyuyor numarası yapmıştı. Şimdi anasının sıcak kollarında huzurlu bir uykuya dalıyordu.

Zübeyde işten eve geldiğinde gördüğü manzara karşısında aklı başından gitti. Mutfaktan kaptığı ekmek bıçağı ile Tekinin üzerine saldırdı ve sol omuzuna sapladı. Tekin pantolonunu toplayamadan kapıdan  fırladı.

Zübeyde ,kızını kucağına aldığında yarı baygındı ve çaresizce Şükriye ye seslendi. Taksi bulup en yakın hastaneye giderlerken Yusuf'u aradılar.

Melisa, iki gece hastanede kaldı zabıt tutuldu ve Tekin tutuklanıp hapse atıldı. Daha sonra babasının dükkanına uyuşturucuyu da onun koyduğu tespit edildi. Her ne kadar dayısının azmettirdiğini söylese de on sekizini doldurmadı için ıslah haneye gönderildi.

Bu olaydan sonra ,zaten babasının yokluğuna hiç alışamayan Melisa , iyice içine kapanmıştı. Sürekli kabuslar görüyor,bağırarak uyanıyordu. Devamlı korku içindeydi. Zübeyde o yılda kızını okula göndermedi ve devamlı Şükriye ile kaldı.

Darıcadan uzaklaşması için Zübeyde ,ertesi sene kızını Darüşşafaka ya götürmüştü. İşte Melisin okul hikayesi de böyle başlamış .Bu arada ona iyi gelen tek şey, Elif ile mektuplaşmak olmuştu.Tüm korkularını ,tüm acılarını ona anlatıyor o da çocuk aklıyla arkadaşına teselli veriyordu. İmkansız olmasına karşın onu Ankara ya çağırıyordu.

KAR KELEBEKLERİ (HARİKA HİKAYE, BİTTİ)Where stories live. Discover now