Bölüm 55

152 18 0
                                    


Melisa ,kin kusuyordu, içindeki tüm iyilikler, güzellikler ölmüş. Tüm hayatının bir kurgudan ibaret olduğunu anlamıştı. Birileri onun yaşamını kurgulamıştı.

"Onda annenin ne suçu var. Kendi doğurduğundan üstün tuttu,sütünü verdi. Zaten tüm bunlarda kıskançlıktan olmadı mı?  O pislik sana ne anlattı bilmiyorum ama,seni doğuran ,seni isteseydi babama satmazdı.Sen onların gerçek evladıydın. Bunu anlaman bu kadar zor mu!. Göremiyor musun, ikisi de senin yüzünden öldüler. Seni korumak için .Tek suçları seni çok, ama gereğinden çok sevmeleriydi. Şimdi o kıvırcık kafanı al ve biraz düşün ,sen benimde evladımsın, bunu sakın unutma."

Tam konuşmaları bittiğinde İfakat hanım içeri girdi, bir kısmını duysa da pek anlayamadı.Melisa sırt çantasını takıp kalktı. İfakat hanımı görünce, "Planlarda değişiklik oldu.Ismarlama gelin işi tutmadı. Aldıklarınız dolapta ,belki başkasına yarar."  Öylece çıkıp gitti.

İfakat hanım sandalyeye adeta çöktü.

"İyi misiniz hanımefendi, su, su vereyim mi?."

"Bana neler olduğunu anlatırsan daha iyi olurum."

Kartal, koşarak içeri girdi, "Az önce gördüğüm Melisa mıydı?! ya daha tam iyileşmeden kaçar gibi nereye gittiğini sanıyor! Ben yapacağımı bilirim."

"Kartal dur,bırak gitsin ,biraz yalnızlığa ihtiyacı var. Çözmesi gereken şeyler var. Bazı şeyleri yeni öğrendi ,onları sindirmesi lazım ki ,bunlar zor şeyler. Benim kıvırcığım akıllıdır, meraklanma doğruyu bulur ve eğer senin gibi o da aynı duyguları paylaşıyorsa sana döner. Biraz zaman."

Şükriye hanımın söyledikleri Kartalı yerine adeta çiviledi.

"Bize anlatacak mısın? Bazı şeylerin ters gittiğini anlamıştım zaten .Bu kızın hayatında hiç olmaması gereken şeylerin olduğunu tahmin etmiştim."

Yusuf ve Nazlı aynı anda içeri girdiler. Nazlı heyecanla "Melisa yok, aldığınız giysiler ve yeni telefonu odasındaydı.!"dedi. Yusuf kocaman açtığı gözleriyle,"Yok gitmez ,bizi bırakmaz.Bahçeye hava almaya çıkmıştır,ben şimdi getiririm,"diyerek kapıya döndü.

"Gel Yusuf'um gel.Kıvırcık gitti.Sonra gelecek.Nazlı kızım kahvaltıdan sonra bize izin ver konuşmamız gereken şeyler var," diyerek İfakat hanıma döndü,o da kafasıyla onay verdi. "Hatta bu gün izin yap ,ben her şeyi hallederim." dedi Şükriye ,yine İfakat hanıma bakarak. 

Kahvaltıya başlamadan Şükriye, olanı biteni hiç bir şeyi atlamadan anlattı.Bazen Yusuf, bazen, İfakat hanım dinlerken üzüntülerini dile getirdi. Kartal ,sadece dinledi. Yüzünden hiç bir şey anlaşılmıyordu.

Şükriye bitirdiğinde gidip kocasına sarıldı, "Beni bağışla, sana bile anlatamadım.Zübeyde, Melisanın geldiği gecenin sabahı ona bakmaya gittiğimde ,bana senin üzerine yemin ettirdi. Bu sırrı saklamak o kadar zordu ki!,şu anda tüm günahlarımdan arınmış gibiyim."

İfakat hanım, istemsizce gözlerinden dökülenleri, yine her zamanki zarafeti ve soğuk duruşuyla yok etti. Kartal ,hiç bir şey söylemedi, sadece kalkıp annesine sarıldı ve, "Bir süre uğramazsam meraklanma! ,işler çok birikti. Seni ararım. Annem size emanet,"diyerek gitti.

                                            ****                    ****              ****

Önce parasını kontrol etti,yettiğini görünce taksiyle,bankaya gitti. Geldikten bir süre sonra hesap açtırmış ,kart çıkarttırmıştı. Müşteri temsilcisi Melisayı tanımıştı. Biraz beklemesini söyledi. Önündeki işleri bitirip müşterisini gönderdikten sonra ,"Buyurun Melisa hanım nasıl yardımcı olabilirim?"

Bu rağbet Melisaya değil, birlikte geldikleri İfakat hanımındı. "Hanımefendi, bizim en eski ve daimi müşterilerimizdendir." diye bahsetmişti kız. Kim bilir ne kadar parası bu şubede çalışıyordu.

Aldırmadı,sadece,"Hesabımda ne kadar para olduğunu merak ediyorum.Kredi kartımdaki borcumu da,"dedi.

Temsilci hemen ekranı açıp bir kaç tuşa basıp ona bir çıktı uzattı.

"Bin lira alacağım ,kartımda borç gözükmediğine göre onu iptal ettirmek istiyorum,geri kalan parayı lütfen İfakat hanımın hesabına aktarın."

"Ama Melisa hanım ,burada otuz bin TL. var,hepsini mi?"

"Evet lütfen.Bir kaza geçirmiştim ,hastane masraflarını hanımefendi karşıladı bu para onun için."

"Geçmiş olsun, tamam ,sadece kartınızı,merkezden iptal ettirmeniz gerekecek. Girişte merkezi arayabileceğiniz bir telefon var."

Burada işleri bitince caddede etrafına bakınarak yürüdü. Aradığını bulunca hemen binaya girdi. Asansörde üçüncü katın butonuna basıp bekledi. Kapılar açıldığında karşısına çıkan kapının üzerindeki tabelayı okudu,zile basıp bekledi.

Şık giyimli ,kibar, kırklarında  bir kadın kapıyı açıp içeri aldı.

"İsim nedir,hanımefendi?"

"Melisa ama,benim randevum yok.Buradan geçerken görüp geldim. Eğer doluysa gideyim."

"Biraz oturun lütfen." Kadın telefonda konuştu. Öyle sessiz konuşuyordu ki ,yanında oturduğu halde ne dediğini duyamadı.

"Yarım saat vaktiniz varsa sizinle görüşecek".

Melisa saatine baktı daha yeni öğlen olmuştu akşama daha var diye düşünde ve beklemeye başladı.Oradaki magazin dergilerinden birini eline aldı.

İlk sayfada Kartalın resmi vardı. İçi bir tuhaf oldu ,daha şimdiden özlemişti.Bu ayrılığı kendisi istemişti ve buna hazırdı ama,yinede kötü oldu.

"Canınız çok mu yanıyor?."

"Yooo neden!?"

"Ağlıyorsunuz da!"

"Şey, farkında değilim son zamanlarım biraz zor geçti de. Biraz sulu göz oldum."

Yarım saati biraz geçmişti kadın onu aydınlık, havadar sade ama,kaliteli mobilyalarla döşenmiş geniş bir odaya aldı.

"Buyurun Melisa Hanım, sorun nedir?"

"Doktor bey, ben bir kaza geçirdim. Karnıma çok fazla darbe almışım, bir aya yakın bir süre morluklarım geçmedi. Sonrasında da çok az adet gördüm. Bir de şey... yani işte,ileride bebeğim olur mu diye merak ediyorum."

KAR KELEBEKLERİ (HARİKA HİKAYE, BİTTİ)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang