Bölüm 20

180 21 0
                                    


"Şükriye teyze çok korktum,birden panikledim,ondan öyle davrandım. Bana çok kızmadılar değil mi?"

"Yok gülüm asıl sen beni affet ,ben  eskiden olanları unuttum,senin atlattığını düşündüm. Aradan çok zaman geçti."

"Olayı zaten tam hatırlamıyorum, hem küçüktüm, hem ağzımı ,gözlerimi eliyle kapatmıştı. Ama,paniği geçmedi. Hala birisi aniden dokununca panik oluyorum. Acildeki doktorlar maskeyle oksijen veremediler. Ağzıma o maskeyi taktıklarında bayılacakmışım neredeyse."

"Bana çok kızmadın değil mi? Olayı görünce bende panikledim. Kartal çok serttir. Bakma öyle yumuşak davrandığına ,annesinin yanında öyle. Hele işte millete kan kusturuyormuş. Yanında çalışan birisi idareten burada biraz çalıştı da oradan biliyorum.Sen anneni merak etme ben onunla konuştum. İki gün sonra gelip seni çalıştığın yeri görüp,İfakat hanımla tanışacakmış. Ancak ondan sonra içi rahat eder."

"Şey..Şükriye teyze, buraya gelmekle hiç iyi etmedim galiba. Darıcada kendi halimizde yaşayıp gidiyorduk. Biraz parada biriktirmiştim. Seneye sınavlara girer okurdum. Markette de işim iyiydi Allah için."

"Olur mu öyle Gülüm,artık ağlama. Hem sen ağlamazdın,ne oluyor böyle !,haydi kendini toparla,bir an önce ayağa kalk ta,hanımefendiye eşlik et. O da çok üzüldü. Bana da iyi kızdı!."

"Biliyor musun,Elif buraya taşınıyor. Ona o kadar çok sevinmiştim ki. Neredeyse göbek atacaktım.Burada işe başlayacak. Evde tutacakmış. Bana okulu kazanırsan birlikte otururuz dedi. İnana biliyor musun! yıllar sonra arkadaşımla birlikte olacağım."

Kartal, daha fazla dayanmadı ,kapı aralık olduğu için ağzıyla, "tık tık" dedi.

Şükriye hemen toparlandı, "Buyurun ,bende kızıma bakmaya gelmiştim. Sana çorba getireceğim." diyerek odadan çıktı ama,kapıyı kapatmadı. Bu Kartalın gözünden kaçmadı.

"Şampiyon nasılsın bakalım?."

"Teşekkür ederim efendim, daha iyiyim yarın kalkarım."

"Yok öyle tamamen iyileşmeden kalkmak yok. Annem üzülür yoksa." Kartal odanın sadeliğine şaşırdı.Sadece ,bir baş ucunda, bir karşı şifoniyerin üzerinde, birde cam kenarındaki koltuğun yanındaki küçük sehpanın üzerindeki gece lambalarına baktı.

"Karanlıkta uyuyamıyorsun galiba. Yoksa ,gece lambasına aşırı sempatinmi var.!?"

Melisa güldü,"Karanlığı sevmem."

"Seni bu kadar tedirgin eden şey nedir?  Çocukken ne yaşadığını anlatırsan sana yardım ederim veya edecek birine yönlendiririm.!"

Melisa ,cevap veremeden, Tanyıldız ,bikinisinin üzerine giydiği var yok arası,pareoya sarınmış olarak kapıya dayanıp artistik bir pozla durdu.

"Hayrola aşkım,artık hizmetçileri odalarında mı ziyaret ediyorsun. Böyle fantazilerin olduğunu öğrendiğim iyi oldu. Bende senin için böyle oyunlar hazırlarım. Sıkıldım haydi havuza geeel".

"Tanyıldız ,aşağı in. Ağzından çıkanı kulağın duysun" diyerek, yerinden fırladı ve kızın kolundan birazda sertçe tutarak aşağı indirdi.

"Sürtük" dedi ,Melisa ,Kartal duydu ve sırıttı.

"Kalk bakalım uykucu çorbanı bizimkilerle içecekmişsin. Aile bir arada ve seninle tanışmak istiyorlar."

"Şükriye teyze nasıllar ?,onlarda Kartal bey gibi sert mi? Birde ,sabah konuştuklarımızı Kartal bey duymuş. Sakın onlara bir şey anlatma ."

"Yok kuzum,anlatılacak şey mi?. Doğan üniversitede Doçent miy miş ne! ,sakindir ortalığı o toparlar. Akıllı ve kibardır. Şahin, tam adı gibi,evin küçüğü olduğu için,biraz serseridir ama,çok iyidir. Komiktir ,çapkındır ve annesine hepsinden çok tapar. Zaten bu seyahat işi de onun başının altından çıktı. Ama,hepsi işini en iyi yapanlardan. Duyduğuma göre Şahinde işinde en az abisi kadar titizmiş. Eee, koca şirket dalgayla ,ihmalle,yürümez."

"Bunlar tam olarak ne yapıyorlar. Gördüğüm kadarıyla para sıkıntıları yok. Zenginler yani."

"Rahmetlik babalarının işini. Ondan öncede onun babasının işini. Seyahat şirketleri var,otelleri var,bir tek Doğan bu işlerle ilgili değil.O ,"Ben  üniversitede kalıp kariyer yapacağım "diyerek bu işleri bırakmış."

"Şükriye  teyze sizi bekliyorlar."

Nazlının uyarısı ile ,Şükriye, Melisaya yardım etti ,aşağı birlikte indiler.

"Gel güzel kızım ,seni oğullarımla tanıştırayım. Hayatta yaptığım en iyi ikinci şey."

"Birincisi neymiş sultanım."

Doğan ,kardeşinin kafasına şakacıktan vurarak, "Babamla evlenmek şaşkın.Evlenmeseydi benim gibi değerli bir evladı olur muydu!"

"Bırakın boş lafı,Melisa bu Kartal en büyükleri,tanıştınız zaten."Kartal başıyla onayladı.

Tam bu sırada Doğan ve Şahin kalkıp,Melisaya sarıldılar, " Seni tebrik ediyoruz,kutluyoruz,önünde saygıyla eğiliyoruz,osss büyüksün,küçük kız. Yıllardır biriktirdiğimiz intikamı aldın ya,dile bizden ne dilersen "dedi Şahin.

Melisa elinde olmadan Kartala bakıp kıkırdadı. Kartal sadece başını salladı. Yemek neşe içinde başlamıştı. Gülüşler kahkahalar ,kardeşlerin tatlı tatlı sürtüşmeleri,İfakat hanımı öyle çok keyiflendirmişti ki!.İşte bomba tamda o sırada düştü ve hepsi bir anda dondu.

"Ay şekerler ,bu ailenin erkeklerinin de ne çok hizmetçi takıntısı varmış. Şimdide oturmuş  birlikte yemek mi yiyiyorsunuz. Üstelik beni beklemeden."

İfakat hanımın rengi değişti!, Birden elini masaya vurarak ayağa kalktı,

"Sen kim oluyorsun da bu ailenin erkekleri hakkında konuşuyorsun. Hadsiz. Oğlumun iyi niyetinden faydalanabilirsin ama,biz hiç birimiz senin numaralarını yutmayız. Şimdi eğer burada yemek yemek  istemiyorsan defol evimden. Senin evin orası ,*Eliyle, Kartalla birlikte kaldıkları evi işaret ederek* bir daha gözüme gözükme.Saygısız,sana mı soracağım kiminle masaya oturacağımı. Evime kabul ettiğime şükür etmiyor, birde dili pabuç kadar,"   sözlerini tamamlayamadan sandalyesine yığıldı.

Çocukları başına toplandı,Kartal karısına dönüp "Eve git, seninle sonra konuşacağız,"dedi.

Tanyıldız ,sanki olanlara kendisi sebebiyet vermemiş gibi,omuz silkip aynı yüzsüzlükle salınarak kendi evlerine gitti.

Melisa, hemen içeri gidip ilaçlarını getirdi. Doktorun öğrettiği gibi nabzını saydı ,*Daha önce ilk yardım kursuna katılmıştı.* Tansiyonunu ölçtü.

"Normal ,lütfen benim yüzümden sinirlenmeyin ben içeride yiyebilirim,inanın benim için sorun olmaz."

"Senin kolun kanıyor,!"

Kartal, fırlayıp Melisanın sargısı na baktı,kan içindeydi, "Otur şuraya,Nazlı ilk yardım çantasını getir."

İfakat hanım, kendini bırakmış merakla Melisaya ve Kartala bakıyordu. Onu ilk defa yakın olmadığı birisiyle bu kadar ilgilenirken görüyordu. Kimse kolunun kanadığını fark etmemişti.

Bir ara Doğanla göz göze geldiler,Doğan," Ne?",diye sordu.

"Yok bir şey. Bak bakalım dikişimi açılmış. Bir edepsizin kırk mahalleye zararı olurmuş ya,doğru."

Gerçekten de dikişinin birisi açılmıştı. Kartal ,hastaneye gitmeyi önerdi ama,Melisa itiraz etti. Pansumanı yapılıp sargısını değiştikten sonra izin isteyip odasına çıktı.

İfakat hanıma, iyi geceler dilemeye gelen oğlanlar ,Melisanın sesiz hıçkırıklarını duyamadılar.






KAR KELEBEKLERİ (HARİKA HİKAYE, BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin