Bölüm 34

162 18 0
                                    

Barcelona ya da uğrayıp son durak, Roma limanına yanaştılar. O geceden sonra Kartalı çok fazla görmedi.Günleri eğlenceli geçse de geceler sıkıntılıydı. Kartalın bu ilgisizliği onu karamsarlığa sürüklüyor ,yaptığının yanlış olduğunu bildiği için utanç duyuyordu. Belki Kartalda anlamıştı yaptığı yanlışı ,onun için uzak duruyordu.

Her şeyi her gün Elife yazıyordu. Bir saat içinde gemiyi terk edip ,Roma hava limanından İstanbul uçağına bineceklerdi.

"Bir şey unutmadık değil mi?"

"Kontrol ettim hanımefendi. Biz iki valizle gelmiştik, şimdi dört valizimiz var.Hangi ara aldık bu kadar çok şeyi!."

"Seyahatin ikinci amacı alış veriştir kızım unutma.!"

Sabah kahvaltıda,Cem ve ailesiyle vedalaştılar.Telefon numaralarını aldılar.Annesi,İfakat hanımla çok iyi anlaşmıştı.Onun soğuk duruşu kadını yıldırmamış sıcak ve içten tavırlarıyla,İfakat hanımın dostluğunu kazanmıştı.

"Dansı sen kazandığına göre,Cem'in cezası ne olacak.Bize söylemiyor meraklandım."

" Kazandık ama,üçüncü olduk. Cem ben oryantale başladığımda,ölüyorum diye bıraktı.Cezasına gelince kendisi söylese daha iyi olur."

"Ne söyleyeceğim?! Yoksa söyledin mi?"

Melisa gülerek eliyle ağzına fermuar çekme hareketi yaptı.

"İyi,sevgili ailem, cezamı açıklıyorum,bu çikolata katmanı benim bu yıl mezun olmamı istiyor. Alttaki derslerimin hepsini birinci dönemde vereceğim.Mezuniyet balosunda bana vals sözü de verdi. Bende ona ,serserilik yok, kızlar yok,-Azcık bile yok muydu!-(Melisa hayır anlamında başını salladı),aşırı para harcamak yok,diye söz verdim."

Annesi kalkıp Melisaya sarıldı."Bu oğlan yola geliyor sayende kızım,dile benden ne dilersen."

"Sadece mutlu olmanızı. Cem özünde çok iyi bir insan,iyi yetişmiş verdiğiniz her şeyi almış,iyi şeyleri kastediyorum.Sadece biraz şımarmış ve sorumluluk duygusunu unutmuş. Severim ben onu."

Melisa, gülerek Cem'e sarılıp yanaklarından öptü." İstanbul'da görüşeceğiz unutma!"

"Çikolata katmanı seni unutmak mümkün mü? Bu tatile neredeyse silah zoruyla gelmiştim. Sevgili ailem size minnettarım." Sırıtarak  reverans yaptı.

Kartal ,bu sıcak hareketleri uzaktan izliyordu.Bu kızın durmadan bu çömez oğlanı öpmesini hiç istemese de elinden bir şey gelmiyordu.

"Selam, böleceğim ama,araba birazdan gelecek toparlanırsanız  iyi olur. Valizleri aşağı indirttim."

Vedalaşıp kalktılar. Antalya ya gelme tembihlerini yinelediler.İfakat hanımda İstanbul'a geldiklerinde beklediklerini söyledi.Kartal sıkıntıyla tek ayağını yere vurmaya başladı.

"Bu kadar kaba olmak zorumda değilsin." İfakat hanımın sesi biraz sert çıktı. Sanki beş altı yaşında yaramazlık yapan çocuğunu azarlar gibiydi.  Arkasını dönüp hızla uzaklaşmaya başladı  -ne kadar hızlı gidebilirse-

Melisa ,Kartala gözlerini belirterek bakıp ,hanımefendinin arkasından ilerledi.

Arabayı uğurlarken ," Hakkı abiyi aradım, sizi bekleyecek. İyi yolculuklar."

İfakat hanım soğuk bir şekilde elini kaldırıp arabaya bindi. Melisa yanına oturamadan Kartal, kolundan tutup,"Anneme iyi bak sana emanet -çikolata katmanı-"  dedi, sonra ağzının içinden o katmanlarla daha sonra ilgileneceğim diye söylendi,ama,Melisa ne dediğini anladı. İyi ki koyu tenliydi  de kızardığı belli olmuyordu. Sadece gözlerine baktı ta,kalbine kadar ulaşan bir bakıştı. Şimdi erime sırası Kartal daydı.

Aceleyle arabaya bindi. Kendini açıklama yapmak zorunda hissetti.

"Sizi ,bana emanet etti ve iyi bakmam için tehdit gibi uyarıda bulundu."

İfakat hanım sadece güldü.

"Evim evim güzel evim. Şükriye ,Nazlı,özlemişim sizleri. Şimdi bize müsaade  çok yorgunuz.İki gün sonra görüşürüz."

"İlahi hanımefendi. Neşeniz iyi ,sağlığınızda göründüğünüz  gibiyse iyi istirahatler."

"Elif ,az önce eve geldik ve çok yorgunum seninle de acilen konuşmam lazım.Hafta sonu gelebilir misin? Senide özledim."

"Bende seni özledim kıvırcık kelebeğim,anlatacaklarım benimde var .Sana anlatmazsam deliririm, zaten gerçi çoğunu yazdım ama,olsun. Cumartesi öğlen gibi gelirim.Evi öğrendim nasıl olsa."

Akşam ,dinç bir şekilde sofraya oturduklarında ,Melisa ,gemiyi, dans yarışmasını gezdikleri şehirleri,hanımefendinin alış veriş yaparken ettiği pazarlıkları her şeyi neşe içinde anlattı.Öyle coşkulu anlatıyordu ki ,dinleyenlerde kendilerini kaptırmış ,Melisanın melodik sesinden , mimiklerinden, yaptığı el kol hareketlerine kadar dikkatle izleyip eğleniyorlardı.

"Öhöm eve hırsız girse duymayacaksınız ne bu coşku. Melisa kızımız evin içini neşeye boğmuş."

"Doğan ,!hoş geldin oğlum özlemişim. Nazlı bir tabak daha getir."

İfakat hanım oğluna sarıldı öptü kokladı.Melisa, hasretle baktı, annesini çok özlemişti.Bazen annesi uygunsa,Whatsapp dan görüntülü görüşüyorlardı. Yinede onun kokusunu duyamıyordu,sıcaklığını hissedemiyordu. Yatılı okula ilk gittiği yıllarda her gece yatağında ağlardı.Eve geldiğinde giderken mutlaka annesine ait bir şeyi götürür onu koklayarak uyurdu.

"Eee neler anlatıyordunuz,bana anlatın."

"Gezi işte ,asıl sen neler yaptın dersler bittiği için yorulmamışsındır. "

"Yok yorulmuyorum da dekan angarya yükledi ,onu bitirince bende kardeşimin yanına gidip dinleneceğim."

"Neymiş o?"

"Kütüphaneye yeni bir program hazırlanıyor onu uygulamaya koymamız gerekli onunla uğraşıyorum. Şanslıyım ki yeni bir kütüphaneci alındı,işini iyi biliyor. Zaten okulunu bitirmiş,  birde çok titiz çalışıyor kılı kırt yarıyor."

"Elifim iyidir insan olarak ta çok güvenilir ve sevgi doludur."

"Sen tanıyor musun?!"

"Evet,hatta hanımefendide tanıyor",diyerek Elifi anlatmaya başladı.Özele her zamanki gibi girmeden.

"Sevindim, bundan sonra daha fazla yüklene bilirim!."dedi Doğan gülerek.

Melisa, sesini çıkartmadı. Akşam sona erdiğinde herkesin gözleri kapanıyordu. 

Elif,söz verdiği gibi Cumartesi günü akşam üzeri beş gibi geldi. İki arkadaş sarılarak hasret giderdiler. İfakat hanımla da biraz sohbet ettikten sonra Melisa izin isteyip Elifi odasına soktu..derken , apar topar iteledi.

"Dur kızım!, neredeyse düşeceğim nedir bu aciliyet."

KAR KELEBEKLERİ (HARİKA HİKAYE, BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin