Beklenmedik Oyun

32K 1.1K 44
                                    

Şaşkın bakışlarımı gözleri dolan gökçeye çevirdim. Saçmaydı. Ne kadar canı yansada şuan ağlayamazdı. "Hayır"dedim onu kendime çevirerek. "Onca yolu arkadaşımın ağlamasını izlemek için gelmedim ben buraya!"

"Ya ne yapabilirim?"dedi kısık bir sesle. Bu kadar dramatize etmek yeterdi. "Oyunculuk yeteneğini test etme zamanı!"diyerek sinsice gülümsedim. "Ne?"

Tamam. Hemen anlamasını beklemiyordum. Anlamasını umarak devam ettim;

"Kural bir; Umursamıyormuş gibi davran. Kural iki; Sen onu değil o seni kıskanmalı.  Kural üç; Asla yumuşama! Kural dört; Pişman olma pişman et.  kural beş; Sen onun değil o senin peşinden koşsun. Son kural; Affetmek yok!"

"Ne dediğini anlamıyorum"dedi garip bir şekilde suratıma bakarak. Doğal olarak anlamamıştı ve zaten çok fazla performans beklemediğim açıktı.  "Önce bir makyajını tazeliyelim"diyerek onu lavoboya soktum. Kesin bir şekilde yaptığımı anlayamadığı için boş gözlerle beni izliyordu. Hızlıca makyajını sildikten sonra buğulu bir göz makyajı onu daha seksi göstermişti. Dekoltesini biraz daha açarak boynu gibi dikkat çeken yerlere fondeten sürerek dahada çok dikkat çekmesini sağladım.

"Ve son olarak."dedim sırıtarak. "Seksi bir gülüş istiyorum senden"

Suratımı şekilden şekille sokarak gülümsediğimde sonunda neşesi yerine gelmişti. Kadınların ağlamaktan önce aklına ağlatmak gelse kesinlikle dünya bir cennet olurdu. Gökçen'in koluna girerek lavabodan çıktım. Azad ve aslan normal pozisyonlarına dönmüşlerdi. Ama kızlar hayla yanlarında oturuyordu. "Yapamicam"dedi gökçe kolumu sıkarak. Fazla abartıyordu-alt tarafı bir oyun sonuçta. "Beklenmedik olaylar çoğu zaman hüsranla bitmez gökçe."dedim anlamasını bekleyerek. Beklediğimde oldu sanırım.

"Yani?"dedi ukalaca.

Kısa bir göz devirmenin ardından aslanların oturduğu yere bakarak konuştum.

"Yanisi şu. Eğer biraz daha söylenirsen seni oraya saçlarından sürerek götürürüm."

İstemeye istemeye yakınlaştığımızda gülümseyerek aslana el sallamıştım.

Yanlarına gittiğimizde suratlarında binlerce ifade vardı.Ama en yaygını şuydu sanırım; Sinir.

"Selam"dedim aslanın yanına otururken. Azad ortada yanınadaki kızda aslanın yanındaki kızın tarafında oturuyordu. Gökçe tam karşıma oturarak selam verdi. "Kızlar arkadaşlarımız geldiğine göre kalkabilirsiniz"dedi azad. En azından bunu akıl edebildi.Tebrik etmem lazım değil mi? Kızlar giderken umursamazca gökçeye baktım. Aslanın aksine gülüyordu. Hemde büyük bir keyifle. Zaten beklediğim tepkilerde buydu. "Ablam nerede?"diye sordum aslan'a dönerek.

"Başı ağrıyordu gelmek istemedi."dedi. Gözlerini bir an bile gökçeden ayırmıyordu. Bu çocuk hiç böyle değildi-azad'ın lanet olası karakterinden nasibini almış iki günde.

Yalnız kaldığımızda tepki yağmuruna tutulduğumu söylememe gerek yok tabi."Bu ne hal!"dedi azad dişlerinin arasından. Kural iki devrede sanırım. Hayır bu soruyu benim sormam gerekirdi diye düşünüyorum. Ablamla bütün ilişkisi-olmayan ilişkisi-tamamen bitsede sonuçta biz idaaya girmiştik. Biliyorum çok alakasız bir düşünce içindeyim ama açık açık bana ilgi gösterirken başka kız..Ne biliyor musunuz! Çok sinirliyim! Gökçeye söylenirken aslında ondan daha beter halde olduğumu bilmiyordum.

Her ne kadar şuan az önce gördüklerimle ilgili birşeyler geveliyerek onu gerçekten göt etmek istesemde onu alakasız bir şekilde kıskandığımı sanmasını istemiyorum. Zaten kıskanmıyorumda. Kıskanmıyorum değil mi? Hayır,  hayır kesinlikle kıskanmıyorum..sanırım.

BerdelWhere stories live. Discover now