2.bölüm

4.4K 308 84
                                    

Medya:Dağhan Yiğithan

Keyifli okumalar 😉

Açelya planını kurmuş sabah hiç bir şey olmamış gibi okula gitmişti. Sınava az bir zaman kalmıştı ve 18ini doldurmadan evlendiremeyeceklerini bildiği için şu an rahat davranmaktan başka çaresi yoktu. Çünkü farkederlerse hem sınav, hem gelecek hayalleri, hem de hayatı mahfolacaktı.

Seçtiği yol da fazlasıyla riskliydi. Ama en azından babası yaşındaki adama satılan köle olmaktan iyiydi değil mi?

Bu düşünceyle okula vardığında Ömer'i gördü. Her reddettiği çocuğun terslemesine alışık olduğu için o tarz bir tepki beklese de tam tersi gülümseyerek gelmişti Ömer yanına.

"Günaydın Açelya."

"Günaydın Ömer."

Şaşırdı Açelya. Gerçekten beklemiyordu böyle bir sevecenliği. Ömer ise Açelya'nın çekingenliğini farkedince açıklama gereği duydu "Kendini kasmana gerek yok. Başkaları gibi beni reddettiğin için seni düşman bilecek değilim. Biz her şeyden önce arkadaşız. Aynı sınıftayız ve sınıftaki en zeki arkadaşımı kaybetmeye hiç niyetim yok. Yoksa sınava bu kadar az kalmışken beni kim çalıştırır sınava değil mi?"

Gülerek ortamı yumuşatmak için söyledikleri işe yaramış Açelya'yı da gülümsetmişti. "Teşekkür ederim bana karşı anlayışlı olduğun için."

"Şuan en büyük hayalinin doktor olmak olduğunu biliyorum. Bu yüzden de çok çalışıyorsun. Ve tabii üvey annen...Sorunlarınızı okuldan bilmeyen yok. Böyle bir durumda sana açılmam hataydı aslında. Tabi bu senden vazgeçiyorum demek değil. Kim bilir? Belki üniversiteyi kazanıp kendine güzel bir hayat kurduğun gün yeniden değerlendirirsin söylediklerimi."

Dilinin ucuna kadar gelen 'sınavdan sonra kaçmak zorundayım. Bir daha görüşemeyiz' sözlerini yuttu. Sadece gülümsemekle yetindi.

Beraber sınıfa girerlerken bahçeyi gözetim altında tutan bir kaç adam çoktan Levet denen herife haber uçurmuşlardı.

Son dersin bittiğini haber veren zil çaldığında Ömer yine gitti Açelya'nın yanına. "Şu matematikten hiçbir şey anlamıyorum. Senin matematikle aran maşallah süper. Kafenin sakin olduğu bir ara gelsem yanına anlatır mısın?"

"Kafe akşam sekizden sonra daha kalabalık oluyor. İstersen şimdi gel?"

"Tamam bi annemi arayıp haber vereyim o zaman."

Ömer annesini ararken Açelya eşyalarını toparladı. Beraber kafeye ilerlediler. Tabi farketmedikleri bir detay vardı. Arkalarında takipte olan adamlar...

Kafe kalabalıklaşmaya başlayana kadar ara ara Ömer'in yanına giderek konuları anlayacağı şekilde anlatmaya çalıştı Açelya. Bir yandan da gelen müşterilerle ilgileniyordu. Şefi iyi bir adamdı. Patron olmadığı sürece sıkıntı olmuyordu ufak tefek şeyler. Birbirlerini idare edebiliyorlardı şefleri sayesinde tüm elemanlar. Açelya'yı da her biri seviyordu kardeşleri gibi. İçlerinde en küçükleri olmasına rağmen kazanmıştı sevgilerini.

Saat 8 gibi kalktı Ömer "Gideyim artık. Geç kalmayayım daha fazla."

"Eğer takıldığın bir yer olursa yarın okulda da sorabilirsin."

"Teşekkür ederim."

Birbirlerine iyi akşamlar diledikten sonra Açelya işine döndü. Ömer ise eve gitmek için kafeden ayrıldı...

Evinin sokağına girmişti ki önünü adamlar kesti. Duruma anlam veremeyen Ömer adamların yanından geçmek istese de izin vermediler.

"Açelya ile aranızda ne var?"

CAN SUYUM -Tamamlandı-Where stories live. Discover now