17.bölüm

3.3K 266 222
                                    

Keyifli okumalar diliyorum :*:*:*

♠️

Baran karısının söylediklerini doğru duyup duymadığından emin olmak için tekrar sordu. "Ben az önce yanlış mı anladım yoksa sen gerçekten benim çocuğumu doğurabileceğini mi söyledin?"

"Doğru anlamışsın. Yani sen de istersen benim için yaptıklarını bu şekilde ödeyebilirim belki diye düşündüm."

Baran'dan çocuk yapmaya hevesli görünmemek için söyledikleri yıktı genç adamı. "Ödemek? Yani sadece bana olan minnetini ödemek için böyle bir şeyi yapabileceğini, koynuma girebileceğini söylüyorsun öyle mi?"

"Hayır ben sadece..."

"Yeter!! Ben konuşulanlara ses etmezken, sen üzülme diye uğraşırken aklından geçenlere bak! Belki de haklısın...Kuma getirmem daha doğru bir seçenek olacak!"

Odadan çıkıp kapıyı sertçe kapattığında Açelya'nın gözünden arka arkaya yaşlar dökülmeye başladı. Amacı Baran'ı kızdırmak ya da üzmek değildi ki. Onun canı yanmasın diye söylemişti her şeyi. Ama sanırım hata etmişti.

Baran'sa karısının minnetini ödemek için böyle bir şey yapmak istediğine hala inanamıyordu. Ona karşı olan duygularını inkar etmiyordu artık ama Açelya bu kadar kendini borçlu hissederken tek kelime edemezdi. Başta kızın kendisini sevdiğini sanıyordu ama şimdi açıkça ortadaydı ki Açelya'daki aşk ya da sevgi değil düpedüz kahramanına hissettiği bir hayranlık ve minnetti.

Baran anlamıştı ki sırf bu sebepten kendisiyle birlikte olmayı, çocuk yapmayı kabullenen kız, adamın duygularından haberdar olursa yine bu minnet yüzünden aşkına karşılık vermeye kendini mecbur hissedecekti. Hissettiği duyguları zaten aşkla karıştırdığı belliydi kızın. Ama bu şimdilik böyleydi. İlerde hislerinin aşk değil de hayranlık olduğunu anladığında mutsuz olacaktı. Bu yüzden bir süre Açelya'yla arasına mesafe koymaya karar verdi Baran. En doğrusu buydu

--

Zeynep ağlamayı kesse de uyuyamamıştı gördüklerinden sonra. Bir saat kadar sonra odanın kapısı açıldı. İçeri girenin kim olduğunu bildiği halde dönüp bakmadı. Yanına uzandığında da tepki vermedi. Taa ki arkasından sarılmak isteyene kadar. O anda aniden fırladı ayağa. Sakindi sesi. Ama gözleri hiç de sakin olmadığını net bir şekilde gösteriyordu.

"Çık dışarı!"

Dağhan şaşkınlıkla baktı karısına. "Ne?"

"Çık odamdan dedim ağam!"

"Ha bir de ağam?" Ayağa kalkıp Zeynep'in yanına gitti. "Seni en son yıllar önce Duygu'yla evleneceğimi öğrendiğinde bu kadar sinirli görmüştüm."

"Tarih tekerrür edşyor ağam. Bem sana inanıyorum ama sen,yine ona gidiyorsun. Aynı yıllar önce olduğu gibi. Ve aynı bu gece olduğu gibi."

Dağhan anladı Zeynep'in davranışının sebebini. "Sen az önce Duygu'nun beni öptüğünü gördün değil mi?"

Alaycı bir ifade takındı Zeynep. "Seni öptüğünü ve sonra da nirlikte odaya girdiğinizi...Bir saat oldu Dağhan ağa! Sanırım karını özledin! İstiyorsan gidip hasret giderebilirsin. Nasılsa beni geri kazanmayı başardın. Nasılsa karın oldum. Daha fazla yanımda kalmana gerek kalmadı.!"

Dağhan sinirle tuttu karısının kollarını. "Gerçekte öyle mi düşünüyorsun? Seni tavladım işim bitti yani? Yıllardır uğruna yandığım kadın bunu söylüyor mu gerçekten Zeynep!!! Böyle yapacağına neden sormuyorsun!!"

"Ne sorayım sana daha! Gördüklerim yetmez mi??"

"Yetmez!! Sormalıydın!"

"İyi soruyorum ozaman! Sana yetemedim mi ağam? O yüzden mi döndün ona? Ha eğer öyleyse çekilirim aradan ama bana dürüst ol!"

CAN SUYUM -Tamamlandı-Where stories live. Discover now