NEFES

SAHİL

Napıyosun lan piç! ! diye bağırdım.

Doruk malı kahkaha atarak bana bakıyodu. 

"Şşt küfür sana hiç yakışmıyo Nefes, bak ağzına biber sürerim.

"Kes be gerizekalı, embesil gel tut şu elimi" dedim.

Doruk beni havuzdan çıkartmak için elini uzattığında elini tutup onu da havuza çektim. 

" Ya Nefes tam dayakliksın"dedi 

bişey demeyip sadece gülmekle yetindim.

Doruk " Gül'cüğüm kıkırdamayı bırakta gel bize yardım et" dedi.

Gül " Geliyim de beni de çekin demi, yok canım ben almayim" dedi.

Doruk boynunu bükerek" Bak ama merdivenler çok uzakta ve ben çok üşüyorum, hadi lütfen" deyince

Gül yelkenleri indirdi ve Doruğa elini uzattı. Doruk koşar adımlarla eve girdi Gül arkasından da beni çıkarttı. Yaz olmasına rağmen hava ruzgarlıydı,.ven ben donmuştum. Hemen koşarak odama girip kısa bi duş aldim ve üstüme sıcacık pijamalarımı giydim. Tama uyumak için yatağa yatıyordum ki, kapı tıkandı.

Doruk elindeki iki kahveyle içeri girdi. "Üsümüşsündür, al iç için ısının sonra hastalanırsan uğraşamam seninle gözlerimi devirerek elinden bardağı aldım, ona cevap verirdim ama bugün çok şey yaşamıştim ve yorulmuştum.

"Neden geldin" diye sordum kahvemin son yudumunu alırken.

Babamda Selim beyin evrakları kalmış, onu getirdim" dedi. Kahvesini bitirdikten sonra kolundaki saate bakarak "Saat 1 olmuş, uyu hadi" diyerek ayağa kalktı. Elimdeki boş kahve bardağını uzatarak yorganımın altına girdim. Doruk anlımdan öpüp "İyi geceler" deyip dışarı çıktı.

Gözlerimi aralayıp saatte bakmamla beraber ayağa fırladım. Saat 1'di ve Yankı'yla beni almaya gelmesine sadece 1 saat kalmıştı. Hemen banyoya girip kısa bi duş aldim.  Önü dizimin bir karış üstünde,.arkası bileklerimde biten bisiklet yaka olan yazlık elbisemi giydim. Saclarımı doğal haliyle salık bıraktım ve elbiseme uygun olan dolgu topuklu ayakkabılarımı giydim. Boyumu tam olarak saran kolyemi de takıp tam odadan çıkıcakken tekrar dönüp cantamı çantamı ve telefonumu aldım.  Şimdi hazırdım makyaj yapmadım zaten hiç sevmemişimdir, bence makyaj insanın yüzündeki masumiyeti ve güzelliği saklıyo.

Yankı'nın gelmesine 15 dk kalmıştı.  Aşağı inip Sevda teyzenin yanaklarını sıktıktan sonra masaya oturdum. Sevda teyze yaptığı nefis poğaçalarla ice tea getirmişti. Getirdiklerini hemen yiyip, Sevda teyzeye teşekkür ederek salona geçtim. Sanırım evde kimse yoktu.

Yankı "Dışarda seni bekliyorum premses" diye mesaj atınca çocuklar gibi ellerimi çırpıp evden çıktım.  Bahçenin duvarına yaslanmış elleri cebinde çok yakışıklı görünüyodu. Yanına gittiğimde "Çok güzel olmuşsun ama o etek biraz kısa değil mi ?" dedi uyarıcı bi tonda çıkmıştı sesi. 

Kendimi tutamayarak. kıkırdadım, bu hali çok hoşuma gitmişti. 

"Yoo gayet ideal bi boy" dedim yüzümdeki gülümseme genişlerken

Sahile geldiğimizde, çocukluktan beri her zaman Oturduğumuz banka oturduk.

Yankı "Ben  içecek bişeyler getiriyim" diyerek ayağa kalktı.

"Tamam" diyerek onaylayıp denizi seyretmeye başladım.

Ben denizi seyrederken telefonum calmaya başladı. Gizli numara arıyodu.Açıp acmamak arasında kalmıştım ama dayanamayıp açtım.

"Yankı babasından neden nefret ediyo hiç düşündün mü?O çocukta aileside çok tehlikeli, bence arana bi mesafe koy bu arada elbiseni düzelt" kimdi bu yaa hiçbişey diyememiştim, gözlerim hemen elbisemin eteklerine takıldı. Çok olmasada biraz kıvrılmıştı. Elbisemi düzeltip etrafima baktım, kimdi bu Yankı'yı nerden tanıyodu, bizi takil mi etmişti daha da önemlisi Yankı babasından neden nefret ediyodu? bh sorular beynimi kemirirken, Yankı iki elinde de ice tea'yle bana dogru geliyordu. Gülümseyerek elindeki jce tea'yi bana uzattı.

Acaba sormalı mıydım babasından neden nefret ettiğini ama sonuçta beni ilgilendirmez. Ama sormasamda çatlarım.

"Yankı sana bişey sorabilir miyim?" dedim bütün sevecenliğimle.

Gülümseyerek "Sor" dedi.

"Babandan neden hiç bahsetmiyosun?" diye sordum.

Yankı'nın çenesi kasılmıştı, belliki babasından  gerçekten nefret ediyodu.

Gergin bi şekilde " Neden sordun" dedi. Sesi ilk defa bu kadar sert çıkmıştı.

"Sadece merak ediyorum, yani bu konuda biraz kızgın görünüyosun anlatırsan belki..."

"Kalkalım artık" diyerek sözümü yarıda kesmişti.

Taksi'ye bindiğimizde Yankı'nın ailesini düşünmeye başladım.

Yankı'nın kolumu.dürtmesiyle düşünceleri bir kenara bırakıp, Yankı'ya döndüm.

"Nefes telefonunu açmayı düşünüyo musun?"dedi Siniri geçmişti ama hala biraz gergin görünüyodu. Ona cevap vermeden çantamdan telefonumu çıkardım. Annem arıyodu

"Efendim anne" diyerek açtım telefonu

"Kızım biz hastanedeyiz Utku motorsiklet kazası yapmış, evdede Sevda'yla Gül yok eğer korkarsan Ece'ye git" annem bütün bunları bi solukta söylemişti,sesi endişeli ve ağlamaklı geliyodu.

"Bende gelicem" dedim mızmız bi çocuk gibi

"Tamam canım, benim Selimin yanına gitmem lazım sana hastanenin adını mesaj atarım" dedi

"Tamam" diyerek telefonu kapattım.   Yankı meralı gözlerle bana bakıyodu.

"Utku motorsiklet kazası yapmış hastanedeymiş" dedim.

"Sonunda bulmuş belasını" dedi

Yankı gerçektende acımasızdı, ben bile üzülmüstüm belki.de Yankı sadistti ve bizden saklıyodu. Aman ne saçmalıyorum ben yaa

Sonunda gelmiştik Yankı cebinden bi miktar para çıkarıp adama verdikten sonra taksiden indik.

Yanki " Ben gidiyim"derken

"Çantan bende kalmıştı, onu veriyim" diyerek eve doğru yürümeye başladım, adım seslerinden arkamdan geldiğini anladım. İçeri girip odamdan çantayı aldım ve tekrar girişe indim.

çantayı ona uzatırken "Seni hastaneye bırakayım" dedi

"Gerek yok ben giderim" dedim. Baya trip atıyodum çocuğa çok soğuk konuşmuştum ama sahilde yaptığı öküzleri göz ardı edemem.

"Tamam" diyip gitti. Ne yani gönlümü almicakmıydı? Hayal kırıklığına uğramıştım kapıyı kapatıp odama çıktım saat 4 olmuştu. Üzerimdeki elbiseyi çıkartıp. Beyaz bi salaş tişört, siyah bi mini şort ve konverslerimi giydim. Bilekliklerimi takıp çantamı da aldığımda hazırdım.  Aynaya son bi kez bakıp evden çıktım. Yaklaşık 5 dk'dır taksi bekliyodum neden filmlerdeki gibi hemen taksi gelmiyodu ki

sonunda bi taksi gelebilmisti hemen çevirip taksiye bindim.