[{♥ALIŞVERİŞ♥}]

5.2K 221 10
                                    

Eve yanlız gelmiştim. Zor da olsa Yankı'yı yanlız gitmeye ikna etmiştim. Onunla bu kadar yakın olmak bana zarar veriyordu, günler geçtikçe ona daha çok bağlanıyordum.

Ben sonsuz aşka inanmam,Yankı'nın beni birgün bırakıp gidecegini biliyorum.

Bugün Utku'yu görmeye gidicektim, 2 gündür ilk defa Yankı'sız dışarıya cıkıcam.

Üzerime bisiklet yaka, uzun, lacivert bi elbise ve lacivert olan babetlerimi giydim. Beyaz kemerimi ve bilekliklerimi taktım. Elbisenin önünde dantel işlemeler olduğu için kolye takmadım. Uzun askılı küçük,  beyaz çantamı da taktığımda gitmeye hazırdım.

Taksiye parasını uzatıp, aşağı indim.

Hastaneye girerken, sanki izleniyormuş gibi bi hisse kapılıp arkama baktım, kimse yoktu belki de tedirginliktendi. Yankı yanımda yoktu ve piskopat babası peşimdeydi. Hızlı adımlarla hastaneye girip 3.kata çıktım.

Ama kimse yoktu,  bende annemi aradım

"Efendim kızım"

"Anne ben hastanedeyim de..." derken annem sözümü kesip

"Tatlım, Utku yoğun bakımdan çıktığı için odası değişti, 2. kattayız"

"Peki uyandımı"

"Hayır ama hayati tehlikesi geçti"

"Secindim neyse ben geliyorum" deyip telefonu kapattım. 1 kat aşağı indim.

Annemde, Selim bey'de perişan görünüyorlardı. 3 gündür ikiside burda kalıyordu, ikisinin de gözlerinin altı kızarıktı solgun görünüyorlardı. Annem beni görünce hemen kalkıp sıkıca sarıldı. "Hosgeldin kızım" dedi sesi ağlamaklı çıkıyordu. Selim bey'de ayağa kalkıp "Hosgeldin Nefes" dedi. Kafamı sallayarak karşılık verdim.

"Utku'nun yanına girebilir miyim?"

dedim. Annem "Biz giriyoruz ama..." derken o anda hemşire geldi. Hemşireye dönerek "Şey pardon ben Utku'yu görebilir miyim?" dedim.

"Tabi ama hastayı fazla yormayın" diyerek kapıyı açtı. Fazla yormayın mış hadi yaa bende Utku'yu halay başı yapmayı düşünüyordum.

İçeri girdiğimde Utku ilk kaza geçirdiği gün ki gibi heryeri alçıdaydı, ama karşındaki ve kolundaki morluklar biraz geçmişti ve ağızında o büyük hortumlar yoktu. Yavaşça yatağın kenarına oturdum ne diyecektim, Nolur Utku beni bırakma mı, ne diyeceğimi düşünürken boğazımı temizlerek konuşmaya başladım.

"Çabuk iyileş olur mu? annem, baban hepsi perişan oldu. İyileş ve tekrar beni kızdır, şebeklik yap ne biliyim tehdit et bende sana dilimi çıkariyim, sonra omuzuna vuriyim her zaman ki gibi senim omzuna bişey olmasın ama benim elim acısın, sonra o sinirlerimi bozan iğrenç kahkahanı at. Ne yaparsan yap ama çok çabuk iyileş ve eve dön Utku çünkü ne kadar kabul etmesemde seni özledim kıt beyinli" ayağa kalkarken Utku'nun haraket eden parmağını gördüm. Yavaşça gözleri açılıyordu. Hemen dışarı çıkıp doktoru çağırdım.

###

Kapıyı hafifçe aralayıp "Girebilir miyim?" diye sordum. Utku'nun "Gir" demesiyle tek elime tuttuğum tepsiyi iki elime tutup, dirseğimle kapıyı ittirdim. İçeri girdiğimde ayagımla kapıyı kapatıp yatağın kenarına oturdum.

"Sana çorba yaptım" diyerek elimdeki tepsiyi ona uzattım. Gözleri çorbayla benim aramda gidip geliyodu. "Ölmem dimi?"

"Yok yok ölmezsin merak etme" dedim tüm tatlılığımla galiba bu salağa ısınıyordum.

NEFESWhere stories live. Discover now