Korku Okulu 2 • 15.Bölüm • Ölümün Sırrı

3.9K 311 61
                                    

Torbanın bir ucundan Tülin, diğer ucundan ben tutuyordum. En sonunda ağırlığa dayanamayıp torbayı bıraktım.

"Çok yanlış yapıyoruz Tülin."

"Başka çaremiz yok. İsterek olmasa da bir cinayet işledik. Önceki gibi tekrar hapse girmemizi istemezsin herhalde."

Onu aldatan kocası dahi olaa bu ihanete ve bana uyguladığı şiddete karşılık gram pişman görünmüyordu. Belki de tüm bunları hak ettiğini düşünüyordu.

Gölün kenarına iyice getirip büyük bir güçle göle attık. O anda göle yayılan ufak dalgalar adeta dağılan hayatımızı sembolize ediyordu. Cesetin içinde bulunduğu torba suda süzülürken Tülin'le birbirimize baktık. Gözünde hem intikamı alınmış bir zafer hemde endişe vardı.

Sonrasında Tülin'in Hakan'on kafasına vurduğu sopayı toprağa gömdük.

Elimizi gölün suyunda iyice yıkadıktan sonra kurulayıp oradan ayrıldık.

Birkaç kilometrelik uzun bir yürüyüşün ardından önümüze ilk arabaya el işareti yaptık. Bizi dikkate almayıp yoluna devam etti.

Arabadan hemen sonra bir taksi geldi.  Uzaktan bakıldığından içinde bir adam olduğu gözüküyordu. İçinde müşteri olduğundan hiç işaret yapmamıştık. Buna rağmen tam önümüzde durdu. Bir anda arka taraftaki cam açıldı ve içinde Serkan'ın olduğunu gördük. Yanına yaklaşıp "Sen Efsun'un yanında değil miydin ?" diye sordum.

Biraz düşünmüş gibi yapıp "Eve gidip üstümü değiştirecektim. Sizi burada görünce çok şaşırdım. Siz Hakan'ın yanında değil miydiniz ?"

Tülin ile birbirimize tekrardan aynı o endişeli bakışı attık. Aynı esnada Tülin "Evet" ben ise "Hayır" demiştim.

Serkan iyice kuşkulanıp "Hangisi ?" dedi. Şüphesini gidermek için "Yanındaydık ama bir anda evden gitti. Biz burada yürüyüş yapıyorduk. Bizi arabaya aldırırsın artık." dedim.

"Tabii." diyerek içerden kapıyı açıp binmemizi sağladı.

Daha şimdiden ilk kuşkunun oluşmasını sağlamıştık. Bu olay bizim hayatımız için kötü olayların başlangıcı niteliğindeydi.

Taksi ilk önce bizi hastanede yatan Efsun'un yanına bıraktı. Daha sonra Serkan ile yoluna devam etti.

Saat epey geç olmuştu. Danışmaya gidip Efsun'un durumunu sorduk. Yoğun bakımda olduğunu ancak ziyaretçi kabul edebileceklerini söylediler. Bir üst kattaki yoğun bakım odasını yolunu tutup gittik.

İçeriye girdiğimizde Efsun neredeyse baygın denebilecek kadar hâlsiz duruyordu. Bizi görünce hafif toparlanmaya çalışsa da bu girişimi başarısız olmuştu. Bitkin olduğu her hâlinden belliydi.

İlk sorumuz merakımdan dolayı "Bunu sana kim yaptı ?" oldu.

Gözlerini birkaç saniye tavanda gezdirip daha sonra bana baktı. "Tahmin ettiğin kişi!" dedi.

Başka birisinin böyle bir şeyi yapması imkansızdı. Artık Ali'nin işine son vermemiz gerekiyordu. Asla elde edemeyeceği bir ev için - onun tabirinde okul - uğraşması bizi çok yıpratıyordu.

Düşünceler içinde kıvranırken "Merak etme, polise en ince detayına kadar her ayrıntısını anlattım. Su an onun evinde arama yapıyorlardır." Bu söz ile kendimi biraz daha iyi hissetmiştim.

Efsun'la konuşmam bittikten sonra kenardan oturan Tülin'e baktım. Tırnağına yer pozisyonda ayağını titreterek yere bakıyordu. Efsun bu durumdan şüphelenerek ona neler olduğunu sordu. Aynı soruyu bir daha tekrarlamasına rağmen yanıt gelmeyince yüksek bir sesle "Tülin" diyerek bağırdı. İrkilerek kendine gelen Tülin, "Ne oldu ?" dedi.

Efsun "İyi misin ?" diye sorunca "Kötü değilim ki." dedi. Oysa ki Efsun ona kötü müsün gibi bir soru sormamıştı. Kafasının hâla o olayda takılı kaldığını çok rahat bir şekilde anlıyordum.

Su alma bahanesiyle Tülin'i dışarı çıkardım. "Kendini bir çeki düzen ver." diyince "Sanki normal bir şey yapmışız gibi konuşma." dedi.

Haklı gibi gözükse bile bu durumu bizi kolayca ele verebilirdi. Birlikte kantinden birer tane su alıp tekrardan odaya döndük.

İçeriye girince, Efsun "Serkan ve Hakan neredeler ?" diye sordu. Bu lanet sorular bir türlü peşimizi bırakmıyordu. "Evdeler galiba." diyerek geçiştirdim.

2 Gün Sonra

Efsun'a yaptığımız sürpriz doğum günü için son balonları havaya asıyordum. Tülin ise arkamda durup etrafı düzeltmekle meşguldü. Serkan ise Efsun'u alıp eve getirmekle ilgileniyordu.

Sonunda beklediğimiz kapı çaldı ve kapıyı büyük bir çığlıkla açtık. Hep bir ağızdan "İyi ki Doğdun!" derken şaşkınlığını gizleyemen Efsun, sevinç çığlığı atmaya başladı.

Hep birlikte içeriye geçip kutlamalara başlayacakken kapı çaldı. Herkesi içeriye gönderip kapıya kendim baktım. Kapıyı açtığımda önümde ufak bir toz bile görememiştim. Tam kapatacakken yere bırakılmış bir mektubun olduğunu gördüm.

Yavaşça yerden alıp içini açtım. Mektubun içinden bir tane daha mektup çıktı. Onu açtıktan sonra bir tane daha... Hepsi birbirinin boyutundan biraz daha ufaktı. Birkaç denemenin ardından asıl mektuba ulaşmayı başardım. Son mektuba geldiğimde iyice inceledim. İçinde katlanmış bir kağıdın olduğu dışarıdan bile belli oluyordu.

Son mektubu açtığımda katlanmış olan kağıt elime düştü. Kağıdı açıp ne yazdığına baktım.

"Hakan'ı öldürdüğünüzü biliyorum!"

Bölüm Sonu

Herkese merhaba. Son zamanlarda bölümlerin biraz geç geldiğinin farkındayım. İnternete pek giremediğimden bölüm yazmaya da pek vaktim olmuyordu. Birkaç bölümdür oy ve yorum sayıları çok düştü. Eğer bölümü beğendiyseniz yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum...

Korku Okulu 2Where stories live. Discover now