Korku Okulu 2 • 20.Bölüm • Gizli Olay

3.5K 170 11
                                    

- Finale Son 3 Bölüm ! -

Efsun ile birlikte büyük beyaz bir odada ellerimiz bağlı, ağızlarımız bantlı bir şekilde sandalyelere oturmuştuk.

Sandalyeleri ittirerek birbirimize yakınlaşmaya çalıştık. Hafif yakınlaşmamızın ardından parmak uçlarımı Efsun'un ellerine doğru getirdim. Çok sıkı bağlanmış olan ipi yavaşça açmaya çalışıyordum. O kadar hamleme rağmen bir türlü açılmayınca daha şiddetli bir şey denemeye karar verdim. ; Tekme atmak!

Efsun'dan tekrar uzaklaşıp bağlı olduğu sandalyeye tüm gücümle tekme attım. Bu hareketim biraz canını acıtmış olacak ki sesi bantın arasından geldi. Efsun yere düşer düşmez bağlı olduğu ipi yere sürtmeye başladı. Bu sayede ip fazlasıyla incelmişti. En sonunda ipi çözüp ellerini serbest bırakabilmişti. Eli çözülünce ağzındaki bantı çıkardı. "Sıra sende."

Yanıma gelip hızlıca elimin bağlı olduğu ipi çözdü. Ardından bantı ağzımdan çıkardı. İkimizde tamamen serbest kalmıştık. Kapıyı açarken, Efsun beni tembihledi. "Dikkatli ol!" Sessizce kapıyı açıp etrafı kolaçan ettim. Kimse gözükmüyordu. En azından öyle sanıyordum.

Tünele inip bodrum kata çıkan kapıya doğru ilerledik. Efsun yanıma yaklaştı. "Kurtulduk!" diye haykırdı.

Tam o anda derinden bir ses geldi. -Ali'nin sesi - "Önce şunu bir izleyin, daha sonra gitmek isterseniz çelik kapıyı ben size açacağım." dedi.

Pes ettiğini anlamıştık. Öyle sanıyorduk. Yalnızca birkaç saniye sonra yanımızdaki duvara bir görüntü yansıdı. Bizim tutsak olarak kaldığımız beyaz odanın bir benzeri yerdi. Sandalyeye bağlanmış üç kişi oturduğu yerde çırpınıyorlardı. Daha yakına gidip yüzlerine baktım. Tülin, Serkan ve Annem!"

Bu kadar kısa sürede nasıl yaptığını anlayamadan çığlığı bastım. Bir önümdeki kapıya bir de görüntülere bakıyordum. Efsun bağırdı. "Neredeler ?" Ali arka plandan tekrar konuştu. "Sizin az önce kaçtığınız odanın hemen yanında." Ardından Efsun hemen koştu. Bir adım arkasından onu takip ettim. Odaya girer girmez Efsun yere yığıldı. Hafif köşeye baktığımda Ali'nin elinde sopayla beklediğini gördüm. Efsun'un başına vurup bayıltmış olmalıydı.

Son bir şansım olduğunu düşünüp dümdüz koşmaya başladım. Bu odanın karşısında bir kapı vardı. Sıkıca bastırıp açtım. Ali peşimden son sürat gelirken kapının yangın çıkışına ait olduğunu gördüm. İki katlı evde neden yangın çıkışı olduğu aklımı kurcalamıştı.

Parmaklıklardan tutunarak üst kata çıkmaya başladım. Tekrardan aşağı baktığımda aslında tam karşımda dışarıya çıkış olduğunu gördüm. Fakat bunun için çok geçti, Ali peşimden hızlıca geliyordu. Bir an bile duraksayamazdım. Merdiven çatıda sonlandı.

Kiremitlerden tutunarak çatının en tepesine çıktım. Sadece birkac saniye sonra Ali'de çatıda belirdi. Bana yaklaştıkça bende geriye geriye doğru gidiyordum. Sonunda sınıra gelmiştim. Bir adım dahi atsam yere düşeceğim. "Durma bir adım daha at." dedi ve güldü. Korkar bir hâlde ona bakmaya devam ettim. Ellerini yumruk yapıp birbirleriyle birleştirdi. "İşin bitti!"

Ellerini üstüme sürerek beni itmeye çalışırken ayağına kiremite çarpıp dengesini kaybetti. Büyük çığlıklarla yere doğru çakıldı, ardından sessizlik.

Hareketsiz bir şekilde yerde duruyordu. Kısa bir şokun ardından çatıdan inip merdivenlere koştum. Tekrar tünele girip herkesin kaldığı odaya koştum. Odaya girdiğimde Efsun ayılmış, Tülin'in iplerini çözüyordu. Ben de Serkan'ı ve annemin iplerini çözmeye başladım. Herkes ipten çözüldüğünde az önce olan olayları büyük bir heyecanla anlattım. Anlattıklarıma ben bile inanamıyordum. Bu kadar kısa sürede bu kadar olay yaşamam bemi epey germişti. Birlikte koşarak Ali'nin yanına gittik. Dibine girip yere eğildim. Gözleri çok hafif aralıydı. Ağzında bir şeyler geveliyordu. Dediklerinden en ufak bir şey anlamayınca iyşce yaklaştım. "Bana yardım et!" diyordu. Bir an olsun duraksadım. Ne yapacağıma karar verememiştim. Efsun beni hafif kenara çekti ve Ali'nin yanına geçti. "Gebermeyi hak ediyorsun. Burada kan kaybından gebereceksin. Hemde evinin tam önünde." İçindeki tüm nefreti kusmuş gibi gözüküyordu. Annem bize seslendi. "Böyle kolay kurtulması saçma. Artık bir sürü delil var. Nereden bulaştıysanız böyle bir psikopata!"

Ali'nin yattığı yer kandan gözükmüyordu. Son kez ona baktım, gözleri kapanıyordu. Ölüme adım adım gidiyordu. Annem bu durumu görünce "Ben ambulansı arıyorum. Yaşayıp yıllarca hapislerde sürünsün!" dedi. Tülin ve Serkan anneme destek çıktı. Baygın olan Ali için son yaklaşıyordu. Kanlar her yeri bulamıştı. Ambulans biraz gecikmeli geldiği hâlde olay yerinde hemen müdahale yapıldı. Tülin Ali'nin arkasından haykırdı. "Nasıl bir psikopat olduğunu herkes anlayacak!" Ali'yi sedyeyle ambulansa bindirmekle meşgul olan görevliye Ali'nin durumunu sordum. "Çok fazla kan kaybı var. Düşmenin etkisiyle kırıkları olabileceğini düşünüyorum."

Ambulans bulunduğumuz sokaktan büyük siren sesleriyle ayrıldı. Hemen karşımızda duran kendi evimize gittik. Büyük adımlarla evin içine girdim. Bodrum katına inen merdivenlerin orada durdum. Bodrum değil lanetli bir kat gibiydi daha çok. Herkes salona oturmuş yaşadıklarının şokunu atlatmaya çalışıyordu, Tülin hariç.

O salonda yoktu. Yukarı çıkıp ona bakacakken merdivenin yarısında karşılaştık. Elinde bavulla ban bakıyordu. "Bu bavulla nereye ? Hem ne ara hazırladın ?" Bşraz duraksadı. "Bir arkadaşımın işte. Onun bazı eşyaları bende kalmış. Önceden hazırlamıştım zaten. Onları vereceğim." dedi. "Bavulla mı ?" diye sorunca başından atar gibi beni kenara itti ve evden çıktı. Bu ani hareketle ne yaptığını anlayamamıştım. Acelesi varmış gibi adeta evden kaçtı. Bavula kendi eşyalarını koyduğundan şüphelendim. Odasına çıkıp dolabın kapaklarını açtım. Bomboştu. Bir toz tanesi dahi yoktu. Arkamda bulunan bilgisayarın ekranı açıktı. Fazla dikkat çekiyordu. Belki buradan bir şey ümidiyle baktım. Altta açık bırakılan bir sekme gördüm ve bastım. Karşıma bir site çıktı. "BİLETİNİZ ONAYLANDI! İSVİÇRE'YE GİDİŞ UÇAĞINIZIN KALKMASINA 65 DAKİKA KALDI!" Gördüklerimle ani bir ikilem geçirdim. Bunu gerçekten yapmış mıydı ? Neden bize haber vermedi ? Henüz uçağın kalkmasına 65 dakika vardı. Çok zaman değildi ama bana yeterdi. Buraya en yakın havalimanı 50 dakika mesafede.

Aşağıya koşup Tülin'in yaptığı gizli şeyleri birer birer anlattım. Üstümüze düzgün bir şeyler alıp taksiye bindik. Taksiye havalimanına gitmesini söyledik. Son süratla havalimanına yaklaşıyorduk. Taksi bir anda duraksadı. Annem "Devam etsene!" diye uyardı. "Kaza olmuş. Bir süre trafik olur şimdi." dedi. Beklemek bizim için boşa vakit kaybı olurdu. Taksiciye parasını verip arabadan indik. Koşarak havalimanına gitmeye karar verdik. Annem yolun yarısında tıkandığı için o bir yere geçip oturdu. Efsun ise onun yanında beklemek istedi. Serkan ile birlikte koşarak kısa sürede havalimanına geldik. İçeri girer girmez bir anons sesi yükseldi. "İsviçre uçağının kalkmasına son 5 dakika!" Duyar duymaz uçaklarının olduğu bölüme geçmek istedik. Bir görevli bizi durdurdu. "Maalesef buraya geçemezsiniz. Uçaklar kalkmak üzere!" Serkan adama itiraz etti. Daha doğrusu oyalamaya çalıştı. Ben de o sırada aradan sıyrılıp uçakların olduğu bölüme kaçtım. Danışmada görevli olan bir kadına İsviçre uçağını sordum. Eliyle arka tarafımı gösterdi. Uçak havaya süzülüyordu...

Bölüm Sonu

Korku Okulu 2Where stories live. Discover now