Korku Okulu 2 • 19.Bölüm • Tünel

3.2K 172 9
                                    


Önüme uzun denebilecek türden bir tünel çıktı. Bu tünelin buraya nasıl yapıldığını düşünürken tünelin başlangıcında bulunan kapı arkamdan hızlıca kapandı.

Önümdeki kısa tünelin sonuna doğru yürümeye başladım. Yerin altında böylesine bir tüneli hangi işsizin yaptığına dair meraklarım aklımdan gitmiyordu. Tünelin sonuna gelmeden önce bir yol ayrımı gördüm. Sağ taraf, sol taraf ve tünel sonu. Ne sağa ne sola gittim. Tünelin sonundaki kapıya gitmeye karar verdim. Koşarak gitmeye başladım. Kapı kolundan tutacakken yine aynı sesi duydum. "Hazır mısın ?"

"Sen kimsin lan ?" diye sert çıkışım bana pahalıya patlamıştı. Önümdeki kapı sertçe açıldı. Tam önünde durduğumdan kapı banada çarpmıştı.

Kapının ardında merdivenler vardı. Beyaz ve hafif kirli merdivenlerden yavaş yavaş çıkıyordum. Derinlerden bir tane daha ses geldi. "Daha hızlı!" Etrafıma bakındığımda tepede kamera olduğunu gördüm. Bu sayede yaptığım her hareketi görüyordu.

Merdivenleri çıktıktan sonra her yeri çeliklerle kaplanmış bir oda karşıma çıktı. Tüm bu olanlara bir anlam ifade etmeye çalışıyordum fakat bir türlü bulamıyordum. Tek bir pencerenin dahi olmadığı bu odada sadece tepede bir kamera vardı ve de bir projeksiyon. Işıklar kapandı ve projeksiyon önümdeki duvara yansıdı.

Bizim evin tam önünü gösteren bir kameranın kayıdını görüyordum. Aniden evdeki tüm odaların tek tek görüntüsü geldi. Evin her yerine gizli kameralar konmuştu. Bunu yapan kişi mutlaka eve girmiş olmalıydı. Kim olacağını düşünüyorken arkamdan birinin dokunduğunu hissettim. Arkama döndüğümde Ali'nin olduğunu gördüm. Hemen geriye doğru çekildim. "Sen... Nasıl olur bu ?" Tekrar bana bakarak gülmeye devam etti. "Biraz planlı ve zahmetli bir iş oldu ama buna kesinlikle değdi. Hepsi bir oyundu." Geri geri gidişim sert duvara çarpmamla son buldu. Gittikçe bana yaklaşırken etrafımda bir şey olup olmadığına baktım. Onu engelleyebileceğim hiçbir nesne yoktu.

Aramızdaki mesafe bir karış denebilecek kadar aza inmişti. Panik ve stresle bel altına vurdum. Bu hareketim hafif yere eğilmesine neden olmuştu. Bunu fırsat bilip buraya girdiğim kapıdan dışarıya doğru koştum. Yine tünelin içindeydim. Arkamdan sürekli "Dur, kaçma!" diyordu. Koşarak devam ettiğim tünelde, karşıma yine sağ ve sol taraflar çıkmıştı. "En kötü karar kararsızlıktan iyidir." sözünden yola çıkarak aniden sağa doğru koşmaya başladım. Ali'nin sola gitmesini ümit ederek arkama bakmadan koşmaya başladım. Nefes nefese kalmışken yalnızca birkaç saniye dinlenme ihtiyacı duydum. Ellerimi dizlerime koyup birkaç soluklandım. Beni gören Ali, bana doğru koşmaya başladı. Çığlık atarak koşmaya devam ettim. Her saniye bana daha da yaklaşıyordu. En sonunda karşıma ufak bir delik çıktı. Delikten dışarıya baktığımda bizim evi gördüm. Ev tam karşımızdaydı. Demek oluyor ki şu an Ali'nin evindeydik. Evinin altına böylesine bir şey yapması büyük saçmalıktı.

Bana iyice yaklaşan Ali, hızını biraz yavaşlatmıştı.

Delikten tekrar baktığımda Tülin ve Efsun'u bizim eve girerken gördüm. Onları görünce heyecanlanarak "Buradayım. Tülin! Efsun! Yardım edin!" diye bağırdım. Anahtarı kapıya sokup içeri girdiklerinde bütün ümidim tükenmişti. Kulağıma gelen ayak seslerinden Ali'nin arkamda olduğunu bilebiliyordum. Arkama döner dönmez burnuma bir bezle narkoz vermeye çalıştı. Koluna bir kere vurup onu engellemeye çalıştım.

Bu hamlemle hafif savrulan Ali, kolunu üstümden çekmişti.

Son sürat bizim evin bodrumuna doğru koştum. Ali beni engellemek için arkamdan gelse de durduramıyordu. En sonunda bodruma açılan kapının önüne geldim. Kapı kolunu bastırdığım hâlde bir türlü açılmıyordu. Ali, bana git gide yaklaşıyordu. Son hamle olarak kapı koluna tekma atarak kırmayı başardım. Hemen kapıyı açıp bodruma girdim.

Kapının arkasına buradaki eşyaları yığmaya başladım. Kapı açık olduğundan içeri girmesi an meselesiydi. Bu yüzden içeri girmesini önleyebilecek eşyaları ona engel olarak koydum.

Önümde bulunan çelik kapıya vurarak ses çıkmasını sağladım. Bu sayede evde bulunan biri beni kurtarabilirdi. Ama ne yazık ki tüm denemelerime rağmen kimse gelmedi. Bu sırada Ali, kapı önüne koyduğum eşyaları yıkmaya başlamıştı.

Etrafa bakındım. Hemen yanımda duvara montalanmış olan baltayı alıp kapıya doğru vurdum. Çıkardığım ses iki kat artmıştı. Birkaç darbenin ardından bodruma inen merdivenlerden ayak sesi gelmeye başlamıştı.

"Kim var orada ?" diye konuştu biri. Bu Efsun'du. Onun olduğunu anlayınca "Efsun, benim Selin! Burada sıkıştım. Ali gelmek üzere, hemen kapıyı aç!" dedim.

Tek hamlede kapıyı açan Efsun, beni görünce endişelendi. Tam merdivenlerden çıkacakken arkaya doğru çekildim. Ali, kolumdan tutarak beni merdivenlerden aşağıya doğru itmişti. Kendi acımla kıvranırken aynı şekilde Efsun'un da itilerek yanıma düştüğünü gördüm. Artık Efsun'la birlikte kısılı kalmıştık.

Bölüm Sonu

Korku Okulu 2Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz