[ 1 ]

3.1K 151 58
                                    

Sessizce yağan yağmurların arasında ilerlerken arkamdan gelen ses ile irkildim;

- Gece gece bu sokaklarda ne işin var be güzelim?

- Lütfen benle uğraşmayın polis çağırmak zorunda kalırım.

O kadar kendimden emin konuşuyordum ki bi an kendime kapılıp elimdeki çantayı almalarını farkedemedim.

- Tabi güzelim ararsın polis amcaları gelirler :)

Gülüşü o kadar pisti ki o an ondan iğrendim.

- Rahat bırak kızı Lucas!

Arkamdan gelen ses ile başımı çevirdiğimde içimde olan o tuhaf his kalbimi hızlandırmaya başlamıştı.

- Ah, Kook uzun zamandır görüşemiyorduk be yakışıklım!

Ses tonu o kadar gıcıktı ki nefret etmeye başlamıştım.

- O çantayı ver ve işine git, ifşalarını herkese yaymamı istemezsin öyle değil mi?

İsminin Lucas olarak bildiğim çocuk -çocuk demişken kazık kadar birşey-  yüzündeki gülücüklerin yerini solgun bi ifade aldığını gördüm sanırım korkmuştu. Çantayı nazik olmaya çalışarak bana vermişti ve koşarak uzaklaşmıştı. Az önce ki kalbimi tuhaf hissettiren çocuğun sesini duyduğumda ona doğru döndüm ve kısaca süzdüm. Kahverengi saçları  gözünün önüne düşüyordu, mükemmel bi vücuda sahipti diyebilirim. İtiraf etmek gerekirse çok fazla yakışıklıydı.

- İyi misin? Bir şeyin varmı?

- Oh, teşekkür ederim gayet iyiyim.

- Tanışalım, adım Kook. Ya senin?

- Ben de Jennie.

- Tanıştığıma çok memnun oldum Jennie.

Hafifçe gülümsedikten sonra elini bana uzattı ve bende karşılık olarak gülümseyip elimi uzattım, sanırım kendimi ilk defa bu kadar tuhaf hissediyordum..

A Dream That Will Not HappenWhere stories live. Discover now