A Dream That Will Not Happen

19 Final

"Ölümü seven bir adamlaydım."

Taehyung'un ağzından;

"Ağlama artık Lisa." kafasını göğsüme koymuş saatlerdir ağlıyordu. Tekerlekli sandalye ile ne kadar zor olsa da ona zorla sarılmıştım. Jennie'nin haberini duyduğumda direkt hastaneden çıkmış Lisa'nın yanına gelmiştim.

Gözlerim polisi ve yanında ki bir adamı gördüğünde Lisaya seslendim. "Lisa geldiler." kafasını kaldırıp gelenlere baktığında polisin yanındaki adama hızla yaklaştı. "Sen, sen dünyanın en iğrenç insanısın Jackson." "Ben değil arkadaşın öyle." Lisa tokat atmaya hazırlanırken polis onu kenara çekip bağırdı. "Burası sokak değil kendinize gelin." Lisa sakinleşip yerine oturduğunda polis bana dönüp baktı. "Bir şeyler biliyormuşsun, şimdi seni sorguya alacağım." kafamı sallayıp Lisaya döndüm. "Ben konuşup hemen geliyorum." o da kafasını sallayınca elini tutup güven verecek bir şekilde gülümsedim.

Karşımdaki adam bana birkaç soru sorarken hiç bekletmeden hızla yanıt veriyordum. "Ayağınızdan vuran kimdi?" görmedim fakat Yoongi veya Jungkook olduğunu biliyorum. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" "O gece kavga etmiştik..." ve ona daha detaylı anlattıktan sonra iç çekip bana baktı. "Bu olayı kuzenine neden şimdi anlattın, aradan bir ay geçmiş." ne diyeceğimi bilemedim, yaptığım büyük bir bencillikti ve Jennie'nin başı benim yüzümden dertteydi. "Ben bilmiyorum." Gözlerini kapatıp sabır dilercesine bekledi. "Tamam her söylediğin kayıt altına alındı, mahkemede göz önünde bulunduracağız." Kafamı hızla sallayıp içimden Tanrıya binlerce dua ettim. Tek istediğim Jennie'nin bu saçma olaydan kurtulmasıydı.

Lisa'nın ağzından;

Hala yerimde oturmuş Taehyung'u beklerken Jennie yi görmek için can atıyordum. Sorduğumuzda sadece 5 dakika görüşebileceğimizi söylemişlerdi. Taehyung'un geldiğini gördüğümde yerimden hızla kalktım ve konuştum. "İzin verdiler sadece 5 dakika ama olsun." Gülümseyip benimle birlikte ilerlediğinde koridorlardan geçtikten sonra Jennie'nin yanına gelmiştik. "Jennie." dolu gözlerle ona baktığımda hızla yerinden kalkıp yanıma gelmişti. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. "Lisa, her şeyi o yapmış. Başından beri her şey yalanmış." hıçkırıklarının arasında konuştuğunda elini tutup sıkıca tuttum. "Onlar cezasını alacak ve bizde kurtulucağız Jennie tamam mı? Lütfen kendini üzme." Taehyun da benimle beraber konuşmaya devam etti. "Polise gerekli tüm belgeleri verdim. En iyi avukatı tuttum, sen rahat ol." Jennie bize teşekkürlerini sunarken polisin 5 dakika doldu demesiyle son kez ona bakıp oradan ayrıldık.

12.06 I Mahkeme günü

Jennie'nin ağzından;

Yerimde derin bir nefes aldım, o büyük gün gelmişti. Tüm bu olanlardan kurtulmama sadece saatler kalmıştı. Kapımın kilit sesini duyduğumda ayağa kalkıp bekledim. Bir adam kolumu tutup beni bir arabaya götürürken içimden bir ses bağırarak bana sesleniyordu. Kurtulacaksın Jennie.

Arkamda insanlar önlerinde ben, yanı başımda yüzüne tükürmek istediğim Jackson ve onun yanında da avukatı duruyordu. Durumun bu raddeye geleceğini bilseydim eğer o teklifi ettiği gün onu öldürürdüm. "Kim Jennie, olayları detaylı olarak sizden ve tanık olan kişilerden dinledik. Şimdi bir karar süresi var yarım saat sonra ne olacağına karar vermiş ve size bildirmiş olacağız." Derin nefesler alıp verirken arkama dönüp bana güvenle bakan Lisa ve Taehyung'a baktım. Onlara gülümseyip önüme dönecekken arkalarında gördüğüm beden durmamı sağladı. Bana çok düz bir ifadeyle bakarken gözlerimi kaçırarak önüme döndüm. Sakin olmalıydım o da cezasını alacaktı.

Aradan yarım saat geçmişti herkes yerlerine otururken savcının ağzından çıkan lafı bekliyordu. "Karar verilmiştir..." kalbimi yerinden çıkaracak şeyler söylediğinde bu sefer mutluluktan olan dolu gözlerimle Lisaya baktım. Kurtulmuştum. Mahkeme bitince Lisaya kollarımı sıkıca sararak sarıldığımda ikimizde çıldırmış gibi gülüyorduk. Sonunda cehennemden kurtulmuştuk. Onlara ne olacağı hakkında hiçbir fikrim olmamasına rağmen içimdeki ses yine yüksek bir ses ile bağırdı Kurtuldun Jennie.

Yazarın ağzından;

Özgürlüğe kavuşan Kim Jennie hayatına yeni bir şehirde ve yeni bir evde devam ediyordu. Tüm olanları unutmamıştı, asla unutamayacaktı fakat şu an mutlu olmaktan başka çaresi yoktu. Taehyung ve Lisa o aylardan sonra bir ilişkiye başlamıştı ve ikiside gayet mutlulardı.

Jeon Jungkook başına geleceklerinden korkmuş ve yurt dışına kaçmıştı. Yeni bir kimlikle o da yeni bir hayata başlamıştı. Ne zaman geçmişi düşünse aklına gelen Lisa ile beraber sinir krizleri geçiriyor etrafına zarar veriyordu. İyi bir iş bulamadığından dolayı beslenmesine dikkat edemiyor içkiyle beraber kendine de zarar vererek hayatını bir çöplüğe çeviriyordu.

Min Yoongi, tespit edilen hastalığından dolayı akıl hastanesine yatırılmış ve aylarca tedavi görmüştü. Ne kadar o tedavileri reddetse de zorlamaya kalkışınca kendisine verilen ilaçlar yüzünden yoğun bir uykuya dalıyordu. Çok kilo vermiş kemikleri gözükecek kıvama gelmişti. Fakat Yoongi'nin aklında olan tek şey Jennie idi. Ondan intikam alamamanın verdiği sinirle her geçen gün daha da kötüye gidiyordu.

26 Ağustos 2020 / 22.55

Aylarca aklından gitmeyen Jennie ye küçük bir süpriz yapmak için gelen Yoongi, evini bulmuştu ve zorda olsa hastaneden kaçarak buralara kadar gelmişti. Onu arayan polislerin olduğunu biliyordu fakat bu onun hiç umrunda değildi.

Kim Jennie elindeki poşetlerle içeri girip kapıyı kapatmaya çalışırken gördüğü kişi ile yerinde donup kaldı. Yoongi elindeki bıçakla ona sırıtıyordu. Gücü yettiği kadar kapıyı kapatmaya çalışırken başaramayıp geriye savrulmuştu. Derin nefesler alıp ne yapacağını beklerken yavaş adımlarla ona yaklaştığında ayaklarını geriye doğru atıyordu. "Ben bir masalın bittiğini söylediysem o masal bitmiştir Jennie." duvara tosladığını hisseden Jennie, öleceğini biliyordu son kez ona baktı. Son kez Lisayı düşündü. Son kez hayatını gözünün önünden geçirdi. Buraya kadardı her şey bitmişti.

Yoongi ona iyice yaklaştığında bıçağı Jennie'nin eline zorla sıkıştırdı. Ne olduğunu anlamayan Jennie bir anda Yoongi'nin son sesi ve bıçağın kalbine batışını duyduğunda nutku kesilmişti. Çığlıklar eşliğinde yere yığılan Yoongiye bakarken elindeki kanlı bıçağa göz attı. Yoongi tam şuan hayatını yerle bir etmişti.

Genç adam hayatına veda ederken son cümlesi şu olmuştu "Peki ben seni neden bu kadar çok sevdim Jennie?"

Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Belki sizin içinde çok ani bir final oldu fakat uzatırsam tuzu kaçardı ve beğenmezdim. Şahsen bana göre bu kurguya verilecek en iyi final buydu. 

Başından beri ya da benimle beraber olan tüm okurlarıma çok teşekkür etmek istiyorum. Yorumlarınızla beni çok mutlu ediyor ve yazmamı sağlıyordunuz. Bu hikayeye başlarken aklımda sadece tek bir arkadaşım vardı. Belki onunla şuan arkadaş değiliz fakat bana kattığı şeyler için ona da çok teşekkür etmek istiyorum. 

Görüşmek dileğiyle 'A dream that will not happen' okurları. Sizleri seviyorum <3